Erdoğan’ın takıları Çiller’in çıkını

HÜRRİYET’te önceki gün "Rüşvet bahşiş oldu, ceza indi" manşetiyle verilen Keçiören Tapu Dairesi’nde görevli memurların rüşvetten beraat etmesiyle ilgili haber üzerine eski milletvekili Avukat Sabri Ergül şu mesajı iletti:

Haberin Devamı

BÜYÜK RASTLANTILAR

"Olayın anımsattıklarına ve rastlantılara bakar mısınız?

* Son haftanın gündemini oluşturan, Başbakan’ın oğlu ve gelininin ortak olduğu pırlanta şirketi Atagold;

* Atagold’un ve Atasay firmalarının büyük ortağı ve Başbakan’ın kadim dostu Cihan Kamer;

* Başbakanlığı’nın hemen öncesinde, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın kişisel servetindeki kaynağı belirsiz artışlar nedeniyle ’Rüşvetle Mücadele ve Mal Bildirim Yasası’na, aykırı fiil (suç) isnadıyla 2002 yılında yargılandığı Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki ceza davası;

* Bu davada yargılandığı suçun konusu, ’servetindeki artışın’ kaynağı olarak Tayyip Bey’in, oğlunun düğünündeki ’takı altınları’nı göstermesi ve bunların Atasay firmasında bozdurulup paraya çevrilmiş olduğuna dair Cihan Kamer’in düzenlediği bir faturayı mahkemeye ibraz ederek, hapis cezası almaktan kurtulmuş olması;

* Tayyip Erdoğan’ı bu belge üzerine tek celsede beraat ettiren Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi yargıcının, Sayın İbrahim Kozan olması;

* Kozan’ın bu beraat kararından sonra (bu tamamen bir rastlantıdır) üst derece mahkeme olan şimdiki Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı’na atanması;

* Cihan Kamer’in yakın dostu Tayyip Bey için düzenlediği ’takı altınlarını’ bozma, satın alma belgesinin, gerçekte hangi tarihte düzenlediğinin, şirket kayıt ve defterleri incelenmek suretiyle araştırılması yoluna gidilmeden, bu belgeye dayanılarak tek duruşmada beraat etmiş olması ve bu kararın da temyiz edilmeyerek kesin hale getirilmesi ve Tayyip Bey’in milletvekili olabilmesi;

* Sayın Kozan’ın topucular için beraat kararı vermesi;

bunları anımsattı bize..."

ÇİLLER’İN PEŞİNDEYDİ

Okuyucularımıza Sabri Ergül’ü tanıtalım. Ergül, milletvekili iken, Başbakan Tansu Çiller’in ’Rüşvetle Mücadele ve Mal Bildirimi Yasası’na aykırı olarak, servetindeki kaynağı belirsiz artışları soruşturan TBMM Komisyonu üyesiydi. Ergül, "Servetimin kaynağı, anam öldüğünde yastığının altından çıkan ve içinde yüz binlerce dolar ve mark ile yüzlerce altın olan çıkındır" diyen Çiller’in peşini bırakmamıştı. Ergün o günlerde, o kadar dolar, mark ve altını ’çıkın’ yapmış, bunun 14 kilo ağırlığında, büyük boy bir televizyon büyüklüğünde olduğunu göstermişti. Ergün, "Bakın bu yastık altına girer mi" diye sormuştu.

Ergül bugün şu hatırlatmayı yapıyor:

"Çiller de, gizlediği ve sonra ortaya çıkan ABD’deki 4 milyon dolarlık otel ve iş merkezini, ’Türkiye’den transfer ettiği dövizlerle’ aldığını beyan etmiş ve o zaman TBMM Komisyonu’na Demirbank’tan sonradan aldığı ’Döviz Transfer Dekontu’nu ibraz etmişti. Biz de, bu dekontun gerçekliğini, transfer dekontunun kayıtlı olması gereken Merkez Bankası ve Hazine Müsteşarlığı’ndan sormuş ve onlardan ’böyle bir dekontun kayıtlarında bulunmadığı’ yanıtını almıştık. Bilindiği gibi, sonra da Çiller, Erbakan’ı Başbakan yapmış ve bunun karşılığında Erbakan’ın desteği ve oyları ile soruşturmadan kurtulmuştu."

Sabri Ergül bugünlere dönüyor ve soruyor: "Çiller ve Erdoğan olayında çok benzerlikler var. Kemal Kılıçdaroğlu, acaba Başbakan’ın beraatini sağlayan Cihan Kamer’in ’takı altınlarını bozma’ belgesinin sağlıklı olup olmadığını, gerçekte şirket kayıtlarında mevcut olup olmadığını, Kamer’in düzenlediği bu belgeden sonra Başbakan’la pek sıkı fıkı hale gelen ilişkilerini ve ailesi ile ortaklıklarını bu yönleriyle de araştırmayı düşünmez mi?"

Haberin Devamı

İstanbul'un 100 binlik planları yeniden Meclis'e geliyor

Dubai’deki gibi suni adalarımız olacak


CHP Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Hüseyin Sağ, telefonda yine ağlamaklı haldeydi.

"Büyükşehir bünyesinde oluşturulan, İstanbul Metropolitan Planlama ve Kentsel Tasarım Merkezi’nin hazırladığı 100 bin plan, TMMOB’ye bağlı 8 meslek odasının başvurusu üzerine yargı tarafından iptal edilmişti... Kemal Kılıçdaroğlu ’Nerede İstanbul’un planları’ diye sormaya başlayınca, AKP yönetimi, revize ettikleri planı yarın (bugün) Büyükşehir Meclis gündemine getiriliyor. Yani, durmak yok, yağmaya devam anlayışı seçim öncesinde hemen devreye sokuluyor."

100 bin ölçekli Nazım Plan, 500’e yakın mühendis ve bilim adamının çalışmasıyla bitirilirken, merkezin başkanı Prof. Prof. Hüseyin Kaplan beklenmedik şekilde istifa etti. Ortaya çeşitli iddialar atılırken, Kaplan açık bir şey söylemedi. Planın ’yağmacı’ bir anlayışla hazırlandığını savunan 8 meslek odasının başkanı Bölge İdare Mahkemesi’ne gitti ve yürütmeyi durdurma kararı aldı. Buna Büyükşehir’in itirazı Danıştay tarafından kabul edilmedi.

YENİ YAĞMA ALANLARI

Bunun üzerine ’İstanbul’un Anayasası’ sayılan 100 binlik plan yeniden hazırlanarak Büyükşehir Meclisi’ne sunuldu.

Hüseyin Sağ, planı meslek odalarının başkanlarıyla görüşmüş... İlk plana göre fark edilebilen bazı ayrıntıları şöyle özetliyor:

Bu planla İstanbul iyice bitiriliyor.

Kartal ve Küçükçekmece’de, uluslararası yarışmalı kentsel dönüşüm projeleri bünyesinde, Dubai’de olduğu gibi deniz doldurularak suni adalar oluşturuluyor... (Suni adalar ’sosyal etkinlik alanları’ olarak yeni plana işlenmiş...) Ayrıca... Tayyip Bey’in açıkladığı gibi Silivri’de (TEM’in Karadeniz tarafı) yeni bir havalimanı yapılacak. (Ne yazık ki, bu yer ’tarımsal karakteri korunacak’ alan olarak gözüküyordu.) Mutlak koruma alanı olarak gösterilen Silivri-Çanta (E5) arasındaki bölge; fuar, festival alanı, ileri teknoloji alanı, eğitim, bilişim teknoloji alanına ve de konut alanına dönüştürülüyor yeni planda.

Küçükçekmece gölü, içme suyu havzaları alanından çıkarılıyor.

Burası da üniversite alanı, eğitim, bilişim, teknoloji alanına dönüştürülüyor.

Yargılık olan Haydarpaşa ve Zeyport projeleri de 100 binlik planlara işlenmiş.

Ümraniye ve Beykoz’da 2B alanlarının bir kısmı da konuta açılıyor; yani kuzeye doğru da İstanbul ’tırtıklanıyor’...

Bu plana kimler mi karşı; Mimarlar, Elektrik, Harita-Kadastro, Jeofizik, Maden, Orman, Peyzaj Mimarları, Ziraat, İnşaat ve Çevre Mühendis Odaları...

Bu kent AKP’nin değil, hepimizin kentidir. İstanbul’da bu dar coğrafyada 20 milyon insanın yaşamasını mı istiyorsunuz?

Yazarın Tüm Yazıları