Erdoğan’ın 3 ilkesi ’hukuk, hürriyet ve hizmet’miş!

TÜRKİYE’de insanlar tek güvenceleri olan yargıya da güvenemez hale geldiler. İktidarın bireyleri ve kurumları "biat"a zorlamak için yaptığı saldırılara karşı insanlar yalnızlık ve çaresizlik içindeler.

Onun için de toplumda korku giderek büyüyor.

AKP iktidarında Uzanlar’ın, Çukurova Grubu’nun, Cavit Çağlar’ın, Şevket Demirel’in ve daha birçoklarının başına gelenler...

Hangi hukuka sığar?

Ya "Ergenekon Terör Örgütü" üyesi diye laiklikten, cumhuriyetten, demokrasiden, Atatürk ilke ve devrimlerinden yana olan, Türkiye’nin karanlığa sürüklenmesine karşı çıkan insanların başına gelenler...

Sabahın köründe evlerine yapılan baskınlar, hoyratça enselerinden tutulup götürülmeler, onur kırıcı bir şekilde sorgulanmalar, suçlarının ne olduğu kendilerine söylenmeden hapislere atılmalar ve davanın iddianamesi bile hazırlanmadığı halde aylarca, yıllarca hapislerde yatırılmalar...

Soruyorum, bütün bunlar hangi hukuka sığar?

Son olarak da Aydın Doğan’ı yok etmek için Doğan Grubu’na yapılan baskılar...

Böyle bir siyasi baskı, bırakın hukukun geçerli olduğu ülkeleri, diktatörlerin yönettiği ülkelerde bile görülmez.

* * *

Vergi kaçakçılığıyla suçlanan Doğan Grubu’nun kurucusu, patronu Aydın Doğan, 1994-2007 arasında tam 13 kez Türkiye rekortmeni oldu.

Aydın Doğan’ın vergi karnesi şöyle:

6 kez Türkiye birincisi.

10 kez İstanbul birincisi.

6 kez Türkiye ikincisi.

2 kez İstanbul ikincisi.

1 kez Türkiye, bir kez de İstanbul beşincisi.

Aydın Doğan’ın şirketleri 5 yılda devlete tam 29 milyar 600 milyon lira ödeme yaptı.

Bu, bugünkü kurla 21 milyar 363 milyon 397 bin dolar eder.

AKP yandaşları önlerine bu rakamı koysunlar, bugün Türkiye’nin üç beş milyar dolar kredi alabilmek için İMF’nin önünde nasıl taklalar attığını düşünsünler.

Türkiye maliyesine 5 yılda bu kadar para ödeyen Doğan Grubu’nu ve Aydın Doğan’ı vergi kaçakçısı olarak ilan etmek utancını bu iktidar bakalım nasıl taşıyacak?

* * *

Bugün Aydın Doğan’ı suçlayan, gazetelerinin boykot edilmesi için durmadan çağrılarda bulunan, üzerine sürekli vergicileri salan ve akıl almaz ceza yazdıran Başbakan’a bir sorum var.

Acaba 1994-2007 arasında kendileri, hanımefendi, ticaret yapan mahdumları, hatta sülaleleri devlete kaç lira vergi verdiler?

Acaba Maliye Bakanı Unakıtan ile öteki bakanlar, onların ticaret yapan çocukları, hatta sülaleleri ne kadar ödediler?

Şunları bir açıklasalar da öğrensek.

Biz hiç şaşırmayız.

Ama 24 saat kendisine şakşakçılık yapan, övgüler düzen yandaşları ne yaparlar?

Sanırım yine ona da bir kılıf bulurlar.

Şimdi Başbakan’ın Diyarbakır’da söylediklerine bakın.

Kendilerinin 3 temel ilkeleri varmış...

Bunlar "Hukuk, hürriyet, hizmet"miş...

AKP’nin hizmeti Türkiye’ye verdiği zarar ve yarar açısından irdelenebilir.

"Hukuk ve hürriyet" ilkeleri için ise gönül rahatlığıyla İsmet Paşa’nın şu sözüyle yanıt verebilirim:

"Hadi canım sen de..."
Yazarın Tüm Yazıları