Erbakan iyi huylu bir güvercinmiş

Ertuğrul ÖZKÖK
Haberin Devamı

Washington Post Gazetesi'nin tanınmış yazarlarından Lally Weymouth'un geçenlerde Ankara ve Atina'da yaptığı mülakatlar, her iki ülkenin kamuoyunda da büyük yankı uyandırdı.

Weymouth, gezisi sırasında Atina'da Yunanistan Başbakanı Costas Simitis, Ankara'da ise Başbakan Mesut Yılmaz ile görüşmüştü.

Bu mülakatların bazı bölümleri ünlü haftalık Newsweek Dergisi'nin son sayısında da yayınlandı. Bu arada, Weymouth'un Simitis ile yaptığı mülakat Türk kamuoyunun dikkatinden kaçtı.

SİMİTİS ÇOK MEMNUN

Mülakatın bir bölümü çok ilginç. Bu bölüm, Refahyol hükümetinin Ege politikalarının Atina'da nasıl algılandığını, bu dönemde Yunan hükümetinin kendisini Türkiye karşısında nasıl hissettiğini gösteren çarpıcı, şaşırtıcı ipuçları taşıyor.

Refahyol kurulduğunda, herkesin yaygın kanısı şuydu:

Erbakan gibi dış politikada fetih zihniyeti ile hareket eden, Batı'ya kafa tutan, meydan okuyan milliyetçi bir lider, Yunanistan'ın çekinmesine, ürkmesine, hatta ‘‘korkmasına'' yol açacaktır.

Öyle ya, Bülent Ecevit'i, 1974 Barış Harekâtı'nda Atilla hattında durup adadın tümünü fethetmediği için eleştiren Erbakan değil midir?

Ne öğreniyoruz; meğerse tam tersiymiş. Atina, Erbakan'dan hiç çekinmemiş, aksine çok memnunmuş.

Newsweek'te yayınlanan mülakatta Lally Weymouth, Simitis'e şu soruyu yöneltiyor:

‘‘Yılmaz'la ilgili izlenimleriniz nelerdir? Muhakkak ki Yılmaz'ı, bir önceki Başbakan Necmettin Erbakan ve onun İslamcı Refah Parti'sine tercih ediyorsunuzdur...''

Weymouth, sorusunu, yanıtın evet olacağından çok emin bir üslup içinde soruyor. Deyim yerindeyse, Amerikalı gazeteci, yanıtı Simitis'in dudaklarının arasına yerleştirmeye çalışıyor.

Oysa Simitis'in yanıtı beklediği gibi 'evet' değil:

‘‘Bundan o kadar emin değilim'' diye söze giriyor Yunanistan Başbakanı.

BASKI HİSSETMEMİŞLER

Ve şöyle devam ediyor:

‘‘Sayın Erbakan, Ege ile ilgili değildi. İslamcılar, temelde Türkiye'nin Asya'daki Müslaman ülkeler arasında lider rolü oynamasını istiyorlardı. Bu nedenle Ege ve Kıbrıs sorunlarıyla o kadar ilgili değillerdi.''

Başbakan Mesut Yılmaz da geçenlerde Bitlis gezisinden dönerken yakın çevresine, Simitis'in bu sözlerini hatırlatıp şöyle diyor:

‘‘Erbakan D-8 projesi ile Türkiye'yi ve İslam ülkelerini fazla memnun edemedi. Ama anlaşılan Yunanistan'ı memnun etmiş...''

Şimdi Simitis'in sözleriyle ortaya çıkıyor ki, Yunanistan, Erbakan-Çiller ikilisinin görevde olduğu bir yıllık süre içinde kendisini Doğu cephesi ile Kıbrıs'ta rahat ve emniyette hissetmiş; üzerinde bir baskı duymamış.

ATİNA'NIN TERCİHİ

Bu nedenle olsa gerek Simitis, Yunan ulusal çıkarları bakımından Erbakan'ı, Yılmaz'a tercih ettiklerini gizleme gereğini duymuyor.

Her fırsatta haysiyetli dış politika izlemekten söz eden, milli görüşü dış politikada hâkim kılacaklarından dem vuran, merkez partileri Batı'nın dümen suyunda dış politika izlemekle suçlayan Erbakan, meğerse ülkenin en kritik dış politika sorunlarını izlemekte bir hayli ihmal göstermiş.

Türkiye'nin Ege'de yaşamsal çıkarları var. Ege Denizi'nin hava sahasından tutun, ekonomik bölgesine, kıta sahanlığına kadar her bir noktası, Türkiye ile Yunanistan arasında paylaştırılmayı bekliyor.

Ege'deki sınırlarımız henüz çizilmedi. Bu sınırlar doğrudan ulusal egemenliğimizi, Türkiye'nin Ege'de önümüzdeki yüzyıldaki hayat alanını ilgilendiriyor.

Türkiye'nin Marmara Denizi'nde hapsolmamasını, Boğazlar'dan Akdeniz'e çıkış hakkını, Ege'de nefes alma hakkını ilgilendiriyor.

Bunlar Türk ulusunun bundan sonraki kuşaklarını da ilgilendiren çok büyük menfaatler.

BATI GÜVERCİN SEVER

Ancak Erbakan, Türkiye'nin Ege'deki hak ve çıkarlarını kollamakta, bu çıkarları sahiplenmekte anlaşılan bariz bir zaafiyet göstermiş olmalı ki, Yunan hükümetine oldukça huzurlu bir dönem yaşatmış.

Hatırlanacaktır, geçmişte Türkiye'nin Ege'deki çıkarlarını kollamak amacıyla kuvvetli politikalar izleyen hükümetler, Batı ile ilişkilerde ciddi sorunlarla karşılaşmışlardır.

Ege'de şahin politikalar izleyen hükümetler, özellikle Amerika cephesinde hep memnuniyetsizlik yaratmıştır. Çünkü bu sorunlarda iddialı olup Yunanistan'ın üzerine gitmek, önce Amerika'yı rahatsız etmiştir.

Hatırlayalım, bu hükümetlerin sonları iyi olmamıştır.

Batı, Ege sorunlarında şahinleri değil, hep güvercinleri tercih eder.

Simitis'in sözlerini okuyunca insan şöyle düşünmekten kendini alıkoyamıyor: Dışarı pompalanan imajlarla, bol keseden atılan palavralarla gerçekler arasında bazen ne kadar büyük uçurumlar olabiliyormuş.

Meğer bizim ‘‘Fetihçi Erbakan'', aslında şahin değil, iyi huylu, zararsız bir güvercinmiş.



Yazarın Tüm Yazıları