Enis Berberoğlu: Sorması bizden

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

İNANIN ki medya işçiliği zor zenaattir.

Öncelikle herkes medyadan müştekidir...

Medya zaten konumu ve bu ülkenin koşulları gereği kimseyi beğenmemek zorundadır; iltifatta cimri, eleştiride bazen hoyratlık sınırındadır.

Kasırga Operasyonu konusundaki ikircikli ruh halimiz bu yüzden.

Yakın tarihin en hızlı ve derin operasyonu her gün yeni açılımlarla sürüyor... Doğru adamların, doğru zaman ve yerde bulunmasının çarpıcı sonuçları gazete manşetlerine, TV bültenlerine yansıyor...

Ne var ki, hırsızın yakalanması ile ahırın kapısının kapalı tutulması ayrı ayrı meselelerdir... O yüzden izninizle aklımıza takılan kritik bir soruyu sizlerle paylaşmak istiyoruz.

* * *

Dünkü gazetelerde herhalde gözünüze çarpmıştır...

Egebank'ın eski genel müdürlerinden Şükrü Esat Erkuş, İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadede Bankekspres'le karşılıklı kredilendirme (back to back) operasyonunu anlattı...

Şükrü Esat Erkuş, Bankekspres'in kredi açtığı Demirel şirketlerinin hayali çıkması üzerine Egebank'taki görevinden istifa ettiğini açıkladı.

Gazete ve TV'ler bu ifadenin itiraf özelliği üzerinde durdu...

Eski genel müdürün bu bilgiye nasıl ulaştığını kimse merak etmedi.

Oysa asıl hikáye bu ayrıntıda saklıydı.

* * *

Hatırlarsınız, 1998 sonbaharında medyaya yansıyan bir kaset Korkmaz Yiğit'in hızlı büyümesini durdurdu... Yiğit'in işleri bozuldu, Bankekspres, ekim sonunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devredildi.

Banka hesaplarına el koyan Murakıp ve Maliye Müfettişleri kısa zamanda ünlü back to back kredilere ulaştı. Kredi açılan Demirel şirketleriyle ilgili evrakta eksiklik hemen ortaya çıktı. Murakıplar Egebank'a başvurarak, hayali şirketlerle ilgili bilgi istedi. Sonuçta önceki gün ilk duruşması görülen davaya giden yol işte böyle açıldı.

(1999 yılının ocak ayının ilk haftasında davada sanık olarak yargılanan bankacılar, maliye müfettişlerine ifade verdi.)

* * *

Özetlersek, Demirel'in kurduğu hayali şirketlere sözde başka bir bankadan (sözde diyoruz, çünkü Egebank aynı miktardaki parayı diğer patrona ödüyordu) açılan kredinin hortumlandığı Kasım 1998 tarihi itibarıyla devletin bilgisi dahilindeydi. Hazine Bankalar Yeminli Murakıpları biliyordu, Maliye Teftiş Kurulu hayali şirketleri soruşturuyordu.

Peki madem ki soygun fark edildi, o zaman neden Bankekspres'in (yani devletin) parası Egebank'tan geri istenmedi?

Paraların Çorum'un leblebisi, Denizli'nin horozu muhabbetiyle ve afiyetle yenilmesi beklendi?

* * *

Yanlış anlamayın...

Egebank soruşturması derinleştikçe; sadece Cumhuramca değil, baskını haber veren polisler, reklamcılar, çantayla para alan gazeteciler teker teker ortaya dökülüyor. Biz de biliyoruz ki böyle başa böyle tıraş, ama ne yapalım ki mesleğimiz bu... Merak ediyoruz, soruyoruz, cevap artık insafınıza kalıyor.

KARŞI GÖRÜŞ

‘‘Sayın Enis Bey, Egebank soygununda başrolü oynuyan oyuncular arasında yer alan Rüşdü Bey'in (Saracoğlu) ismini telaffuz etmekten ve yazmaktan neden imtina ediyorsunuz. Hayrola Enis Bey, yoksa Rüşdü Bey'in, Mr. S. Fisher'in (IMF Başkan Yardımcısı) huzurunda size yedirdigi hurmalar, vicdanınızı mı tırmalar? Vallahi Çölaşan'ın yazısından sonra sizden bile şüphelenmeye başladım. (Zeki Kerizoğlu)

Yazarın Tüm Yazıları