En iyimserler Türk CEO’ları

DAVOS’un geleneksel olaylarından biri de buraya ayak bastıktan birkaç saat sonra açıklanan PricewaterhouseCoopers’in “CEO Araştırması”.

CEO’lar dünya ekonomisinin nereye gideceğinin kokusunu en iyi alan kişiler.
Dolayısıyla PWC araştırması önemli.
Bu yıl PWC’in Türkiye Başkanı Cansen Başaran-Symes’in de katıldığı oturumda PWC CEO’su Dennis Nally tarafından açıklanan araştırmada ne var?
CEO’lar kriz öncesi iyimserliklerine kavuşmuşlar.
Dünya genelinde 1201, Türkiye’den ise 30 CEO’nun görüşlerine başvurulmuş.
Dünyada detaylı görüşlerine başvurulan 10 CEO arasında Borusan CEO’su Agah Uğur da var bu yıl.
Daha önce Bülent Özaydınlı ve Ahmet Dördüncü görüşlerini açıklamışlardı.
CEO’ların yüzde 48’i önümüzdeki 12 ayda büyüme kaydedileceği konusunda emin görünüyorlar.
Uzun vadeye bakınca, önümüzdeki üç yıl için yüzde 94’ü büyümeden emin.
Türkiye’de ise bu oran yüzde 96.
CEO’lara göre büyümede öne üç ülke çıkıyor:Çin, Brezilya, Hindistan.
Türk CEO’larda bu sıralama şöyle farklı:
Rusya, Brezilya, Hindistan, Çin.
Demek ki, bizim için Rusya çok daha önemli bir ülke.
Küresel riskler sıralamasında ise yüzde 58 ile siyasi istikrarsızlık birinci sırada.
Yani Tunus, Mısır, Lübnan’a bundan sonra yabancı yatırımcı çekmekte epey zorlanacak.
Nally’nın araştırmayla ilgili saptamaları şöyle:
- CEO’ların güveni yerine geldi.
- İnovasyonun hem iç pazarı, hem dış pazarı büyüteceğini fark ettiler.
- Hükümetlerle daha sıkı bir işbirliğine daha sıcak bakıyorlar.

Rubini: Bardağın yarısı dolu

DAVOS Dünya Ekonomik Forumu’nun ilk oturumlarından biri “Küresel Ekonomiye Bakış”.
Artık geleneksel hale gelmiş.
Oturumun en gözde panelisti ise tahmin edebileceğiniz gibi bizim “Kriz Kahini”, Nuriel Rubini.
Oturuma girerken de, çıkarken de peşinde bir gazeteci ordusu gezdiren Rubini’ye göre küresel ekonomide bardağın yarısı dolu, yarısı boş.
Bardağın dolu kısmı şöyle:
Rubini hem gelişmiş, hem gelişmekte olan ülkelerde iyileşme işaretleri görüyor.
İş dünyasının finansal sağlık durumu da iyi.
Geçtiğimiz yıla göre deflasyon riski daha az.
HANGİ RİSKLER
Bardağın boş tarafında ise ABD başta gelişmiş ekonomilerde büyümenin son derece düşük bir hızla gerçekleşmesi var.
Rubini, Euro Bölgesi’nde olup bitenleri de küresel ekonomi için tehdit olarak görüyor.
ABD’deki yüksek işsizlik, bütçe açığını kapatma isteksizliği de tehditler arasında sayıyor.
Yunanistan, İrlanda, Portekiz’deki krizin İspanya’ya sıçraması ihtimali son derece kaygı verici.
Zira İspanya ekonomisi kurtarılamayacak kadar büyük.
“Kriz Kahini”nin dikkat çektiği bir başka tehlike ise gıda fiyatlarındaki artış.
Bunun hem tüketime, hem büyümeye etkisi olduğu gibi Tunus, Mısır örneklerinde olduğu gibi halk ayaklanmasına da yol açabiliyor.
Rubini, “Küresel Ekonomiye Bakış” panelistleri arasında son günlerde Tunus, Mısır ve Lübnan’da olup bitenlere dikkat çeken tek kişi.
Bölgeden biri olarak (İran doğumlu) siyasi istikrarsızlığın nelere mal olabileceğini iyi biliyor.
İŞTE DÜNYANIN GERÇEKLERİ
Peki dünyanın en zengin kişilerinden Hintli Azim Premji’nin de aralarında olduğu diğer panelistler küresel ekonomiyle ilgili neler söylüyor.
Şöyle özetleyeceğim:
- Büyük şirketlerin durumu iyi ama KOBİ’ler yaşam savaşı veriyor.
- Gelir uçurumu, eşitsizlik sadece gelişmiş ülkelerin değil gelişmekte olan ülkelerin de sorunu olmaya başladı.
- Kriz başta Çin olmak üzere Asya ülkelerine sadece ithalata dayalı modelin yürümeyeceğini gösterdi.
- Özel sektör ile kamu sektörü arasında gerilim artma eğiliminde.
- Girişimcilik daha çok önem kazanıyor ve devletler bunu daha çok desteklemek zorunda.

Bangladeş, Pakistan’ın adı var, Türkiye’nin yok

DEF’in yukarıda sözünü ettiğim oturumunda bir şey dikkatimi çekti.
Türkiye’nin hiç adı geçmiyor.
Ne Rubini, ne Ernest&Young’ın CEO’su James Turley gibi panelistler, Çin, Hindistan, Brezilya, Meksika, Rusya’ya değinirken Vietnam, Güney Afrika’yı örnek gösterirken Türkiye’nin adını ağızlarına almıyorlar.
Hatta İngiliz WPP’nin CEO’su Sir Martin Sorrell “Arjantin ve tüm sorunlarına rağmen Pakistan, Bangladeş’te kayda değer bir büyüme var” demesi beni daha da şaşırtıyor.
Baktım aynı oturuma katılmış olan Yaşar Holding CEO’su Mehmet Aktaş’ın da bu Pakistan ve Bangladeş örnekleri dikkatini çekmiş.
Daha sonra “Sanayi Partnerleri” Salonu’nda rastladığım Cüneyt Zapsu’ya dayanamayıp Türkiye’nin adının olmadığını söyledim.
Demek ki, Türkiye’nin “One Minute”ten sonra DEF’te varlık göstermemesi bir anlamda unutulmasına yol açmış.
Bu yüzden bu yıl Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile Mehmet Şimşek’in katılımı (yarın bekleniyor) olumlu bir gelişme.
Anladığım kadarıyla Zapsu’nun Türkiye’nin bu yıl Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz’ın yanı sıra Babacan ve Şimşek ile temsil edilmesinde rolü olmuş.
Zapsu haklı olarak, Başmüzakereci Egemen Bağış ile Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın da burada olmaları gerektiğini söylüyor. Enerji bu yıl Davos’un en önemli konularından biri.
Önümüzdeki günlerde AB’nin enerji yollarının da tartışılacağı oturum da Türkiye’yi yakından ilgilendiriyor.
Gerçekten Taner Yıldız’ın burada olmaması büyük bir kayıp.
Yazarın Tüm Yazıları