Elimde kalemim bekliyorum

Hayalkırıklığı? Şaşkınlık? Kabullenememe.

Haberin Devamı

Aslı Çakır'ın doping yaptığına dair iddiaları ilk kez kanıtlarla duyduğumda oluşan hisler bunlar değildi. Öfke vardı. Sade, basit, saf bir öfke. Neden mi? Anlatayım...

Anayasa'nın 59. maddesi ne der biliyor musunuz? "Devlet başarılı sporcuyu korur." O halde Aslı Çakır Alptekin'in bu ahval ve şerait içinde korunması gerekirdi. Aslı korundu mu? Koca bir 'Hayır!'

Günün anlam ve önemi Aslı'nın değerlerinin ciddi anlamda değişikliklerin olduğuyla alakalıydı... Yani önce Uluslararası Bisiklet Birliği, ardından da Uluslararası Atletizm Federasyonu'nun kullanmaya başladığı biyolojik pasaportundaki değerler önce Bağdat'ı, ardından Alabama'yı gösteriyordu... Biyolojik pasaportu açalım dilerseniz, adı bu çok afilli nesne, basit bir kağıt parçası değil elbette. Sporcuların biyolojik değerlerinin kaydedildiği bir bilgi bankası. Buradaki değerler belirli aralıklarla ölçülüyor ve testte normal değerler saptığında sporcu incelemeye alınıyor.

Haberin Devamı

Aslı Çakır Alptekin de bu değerler değişmiş durumda... Açıkçası bununla ilgili kulağıma 2 ay önce bazı dedikodular çalınmış, ancak ortada bir delil olmadığı için beklemekle yetinmiştim. Dedikodular maalesef gerçek çıktı.

Biyolojik pasaport aslında çok da dertli bir iş değil. Sporcunun o değerleri korumasıyla alakalı. Peki Aslı neden koruyamadı? Çünkü Türkiye Atletizm Federasyonu sporcularına bu konuda gereken eğitimi vermedi. Üniversitelerden en az doçent seviyesinde kan ve biyoloji uzmanlarından oluşan bir heyet bilimsel çalışmalarla, kan değerlerini, hemoglobin oranlarını sporcularının doğal yollarla istenilen seviyede tutmasına yardımcı olabilirdi. Ancak bunu federasyon önemsemedi. Şimdi de önemsememesinin bedelini sporcusu ödüyor.

Eğer Türkiye Atletizm Federasyonu lütfedip, atletlerine bilimsem bir kadroyla eğitim verseydi, Aslı Çakır Alptekin ismi üstünde belki de kuşku olmayacaktı. Belki de bilmeden yasaklı bir madde almayacaktı. Olmadı, günü kurtarma çabası, yarından baskın çıktı.

Doping özellikle son iki yılda dünya üzerinde birçok idolümüzün üstüne kırmızı kalemle çarpı işareti yapmamıza neden oldu. Yaşama Çevrilen Pedal'ı okurken 'Yürü be oğlum' nidalarıyla desteklediğimiz Lance Armstrong tarihin en büyük yalancılarından biri çıktı. Onu suçlamadım, anlamaya çalıştım... Yakalanmasaydı hâlâ bize ilham veriyor olacaktı. Şimdi elimizde kırmızı kalemle Aslı Çakır Alptekin resmine bakıyoruz. Haklı çıkmasını umarak, o kaleme çöpe atma dileğiyle...

Haberin Devamı

Bakalım o Türk atletlerin 'İdolü' olmayı sürdürebilecek mi? Yoksa 'adı spor salonundan sökülen dopingli' atlet olarak mı? Göreceğiz...

BUNDAN SONRA NELER OLACAK?

- Aslı Çakır Alptekin savunmasını yaptı. Bu savunmanın bir hayli çalışılmış ve bilimsel olması hayli önem taşıyordu. 

 

- Bu savunmanın bilimselliği cezanın verilip verilmeyeceğini tayin edecek. 

- IAAF eğer Aslı'yı suçlu bulursasporcuya 4 yıl ceza verecek. Dava CAS'a taşınacak.

- Daha sonra IAAF, Türkiye Atletizm Federasyonu'na 'Aslı'ya ceza ver' talimatını uygulayacak.

- Bu olay büyük ihtimalle CAS'ta çözülecek. 

DİĞER OLASILIK NE?

- Haklı bulunursa maddi ve manevi tazminat açma şansı bulacak. Tabii kazanırsa bu parayı Atletizm Federasyonu ödemek zorunda kalacak.

Yazarın Tüm Yazıları