El kesesinden saltanat sürmek olmaz

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehir belediyelerinin gelirlerinin engellenmesine karşı tepkisini bizi de telefonla arayarak sürdürdü.

Diğer büyükşehir belediyelerine yardım yapılmasına karşı olmadıklarını belirten Gürtuna, ‘‘Keşke daha fazla yardım yapılsa... Ama el kesesinden sultanat sürmek de olmaz.’’ diyerek, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı'nın çıkışlarına da tepkili gibiydi..

Gürtuna, İstanbul Belediyesi'nin bugün kıt kanaat geçindiğini belirterek, ‘‘bütçelerinin tarumar edilmesinin’’ yanlışlığını vurguladı ve şöyle devam etti: ‘‘Yetkili meclisten çıkan, devletin onayladığı bir bütçe senettir, sözdür.

1987'den itibaren geleneğe göre yüklendiğimiz borçlarımız var. Son üç yılda ödediğimiz borç miktarı 1 milyar dolara yakındır. Yani bütçemizin üçte biri borçlarımıza gitmektedir.

HAZİNE'YE YÜK OLURUZ

Kaynaklarımız daraltılırsa, kesinti yapılırsa Hazine'
ye büyük yük olacağız. Hazine'nin hali ortada iken böyle bir şey nasıl yapılır?

Cumhurbaşkanı kanunu onaylarsa, İstanbul'un büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağını İstanbullular'ın bilmesini istiyorum.

İETT'nin bayram arifesinde maaşlarını ödeyebilmek için bankadan borç aldığımızı kim biliyor? Eğer bu maaşlar verilmeseydi şoförlerimiz çalışmayacaktı. İSKİ çökerse su getirme hizmetlerimiz ne olur?

İstanbul gibi temsil kabiliyeti, misyonu, vizyonu olan bir dünya kenti çökertilemez. Bıçak sırtında giderken bu indirim, belimizin kırılması gibi bir olaydır.

Hemşehrilerimin bu duruma düşmesine razı olamayız. Lütfen İstanbul'a yazık etmeyelim.’’

İstanbul'un halinin bu kadar kötü olduğunu bilmiyorduk. Başkana yönelttiğimiz 'zor sorular'ı yarın yazacağız.

Eksoz ölçümünde kargaşa çıktı


ARAÇLARIN her yıl için yapılması gereken eksoz emisyon ölçümleri şimdiye kadar İl Çevre Koruma Vakıfları tarafından yapılıyordu. Ancak Çevre Bakanlığı'nın kasım ayında yayınladığı tebliğ ve genelgeler sonucunda, bu uygulamalar disiplin altına alındı.

Farklı uygulamalar nedeniyle ortaya çıkan şikayetlere karşılık ölçüm bedeli tüm Türkiye'de 6 milyon lira oldu. Ayrıca bakanlık bünyesinde yeni oluşturulan 'Türkiye Çevre Koruma Vakfı' da yetkili kılındı.

İstanbul'da bu ölçümleri yapan 250 yetkili istasyon var. Bunların yetki belgeleri Çevre Bakanlığı tarafından yenileniyor.

Ancak, İstanbul Valiliği, uygulamaya itiraz ediyor. 6 milyonluk bedele karşılık valilik ise benzinli araçlardan 8; dizellilerden de 9 milyon almak istiyor. Valilik bugüne kadar bu bedelleri bağış makbuzu karşılığında alıyordu. Ancak yeni uygulama ile 'kasa fişi' ve 'fatura' şartı getirildiğinden gelirin vergilendirilmesi de sağlanmış oluyor. 6 milyonun 1.8 milyonu Ankara merkezli vakfa gideceğinden çevre projelerine kaynak oluşturulacak.

Bakanlığın düşük ücretine karşılık valiliğin nasıl bir tavır alacağı merak konusu olmaz mı?

Sanatçının mülkiyet hakkı gasp edilemez


‘BİZLER mozaik sanatçılarıyız. Resmi bir kurum olan THK Müzesi için özel olarak tasarlayıp yapmış olduğumuz mozaik eserlerimiz üzerine attığımız imzalarımız yerlerinden sökülmüştür.

THK Müze binası içindeki yerlerinde üzerlerindeki imzalarımız olduğu halde fotoğraflarla belgelenmiş olan bu eserlerimizin tahrip edilmesinden THK yetkilileri sorumludur.

Bu durum Kültür Bakanlığı'na 10 sayfalık bir metinle 19.7.2001 tarihinde resmen bildirilmiştir. THK Müze binası, Kültür Bakanlığı'nın mülkiyetinde olan Ankara AKM Paraşüt Kulesi Sahası'nda olmasına rağmen bu başvurumuzdan hiçbir yanıt alınamamıştır.

Bağlı olduğumuz meslek kuruluşu GESAM avukatları aracılığıyla başlattığımız yasal süreçte, Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi'nden istediğimiz tespit davası, bilirkişi Prof. Vefa Çetin'in raporuyla kanıtlanmıştır.

Bu tespite dayanarak Ankara Cumhuriyet Savcılığı'na yapmış olduğumuz suç duyurusu, savcılık makamı tarafından yazılı gerekçe gösterilmeksizin reddedilmiştir.

Bu reddi kabul edilemez bir haksızlık sayıyoruz.

Sanat eseri sahibi olan vatandaşların yasalardan doğan maddi ve manevi mülkiyet hakları çiğnenemez, gasp edilemez.

Yasal yoldan yaptığımız mücadelemizin engellenmesi sonucunda başka hiçbir çıkar yolumuzun kalmaması nedeniyle 4.2.2002 tarihinde Cumhurbaşkanımızın memleketi Afyon'dan yola çıkarak kurbanlık koyunumuz 'Picasso' ile Ankara'ya yürüyeceğiz. Kurban ettikten sonra da derisini THK'ya bağışlayacağız. Herkesi bu yürüyüşe sahip çıkmaya çağırıyoruz.’

(E-mail'le bunları gönderen Başak Altın ve Cuma Hikmet (0546 205 84 24-0242-836 27 63) ile daha sonra telefonla görüştük. Mozaik işini Şubat 2001 fiyatlarıyla THK'nın müteahhidi Ajans Europe'dan (AE Reklam) 13 milyara almışlar, ancak bugüne kadar kendilerine 4 milyar avans verilmiş. İddiaya göre firma karşı taraftan 40 milyar+KDV almış. Müzenin hálá açılamadığını bildiren sanatçılar, başka ihalelerle ilgili bir sürü 'kokular' duyduklarını da ekliyorlar.)

Müfettiş konuşuyor


‘OKUYAN'ın gazabı’ (17.1.2002) yazısında adı geçen SSK müfettişi benim. Yalova'da denetimdeyim. TAM Dershanesi'ne sigortasız çalıştırdıkları 12 eski öğretmenin tek tek ihbarı üzerine gittim. İçerde sekretere kendimi tanıttım, kimliğimi gösterdim. O sırada dershane müdürü Muharrem İnce gelerek ‘Sizi kim gönderdi?' dedi. Kendisini nezakete davet ettim. ‘Ben CHP İl Başkanı'yım, Yaşar Okuyan'la husumetim var, siz onun adamısınız. Size denetim yaptırmıyorum, reddi müfettiş yapıyorum' dedi. Böyle bir hakkı yoktu, 'reddi hákim' deyimiyle karıştırıyordu.

Dershane girişinde bir tabelada 19; bordroda ise 9 öğretmenin ismi vardı; bir sekreter, bir odacı ve 7 de öğretmen sigortalıydı. Nedenini sordum, 'Ben ne bildirirsem odur' dedi. Sigorta hakkının isteğe bağlı değil, zorunlu olduğunu hatırlattım; ister öğretmen, ister emekli öğretmen olsun... Beyefendi celallendi, 'Buyrun dışarı' dedi. Ben de en yakın karakola giderek polis getirttim. Biz bir yere talimatla değil şikáyet üzerine gideriz. Amacımız sigortasız işçi çalıştırılmasını önlemektir. İnceleme ve yazışmalarımızdan sonra gereken rapor düzenlenecektir.’’

Ali TEZEL-SSK Müfettişi

Siyaset yapıyor


ÇALIŞMA Bakanı Yaşar Okuyan'dan:

‘‘Benim bu olaydan haberim yok. Ben bu işlerle uğraşmam. 'Okuyan'ın gazabı' diyorsunuz; Yaşar'ın gazabı bu kadar ufak, basit işler için olmaz. Şu kadarını söyleyeyim; CHP İl Başkanı ile Yalova'nın Elmalı Köyü'nden hemşeri olduğumuz doğrudur. Geçen cumartesi günü beni ziyaret eden 15 muhtar arasında, Başkan'ın köyümüzün muhtar olan kardeşi de vardı. Bunlar CHP'ye oy verirler... Ama bana 'Gelecek seçimde, değil size oy vermemek resminizi alıp elimde taşımazsam şerefsizim' dediğinden Muharrem İnce'nin acaba haberi var mıdır? CHP'li başkan çatarak benim üzerimden siyaset yapmayı seviyor.’’

Fındıklı’ya ihanet


ARHAVİ'den Av. Yüksel Çorbacıoğlu, Karadeniz Otoyolu bünyesindeki bir 'vurgun'a dikkat çekiyor:

‘‘Fındıklı eşsiz bir yurt köşesi. İçilecek nitelikte çağlayan deresi, tertemiz deniz kıyısı ve dünyada sadece bu sularda yaşayan doğal deniz alabalığı ile bir doğa cenneti... Şimdi ise bu bölgede yapımı düşünülen duble yol (Karadeniz otoyolu) önceden kamulaştırılan ve kararlaştırılan güzergáhtan değil de, gerçek ve ilgisi olmayan gerekçelerle Karayolları'nca proje değişikliği yapılarak kıyıdan geçirilmek (ripaj) isteniyor. Böylece kamu yararı değil, müteahhit firmanın daha çok kár etmesi amaçlanıyor.

Devletin bir yandan Çevre Bakanlığı kurarak doğayı korumak için trilyonlar harcamasını, diğer yandansa doğayı katletmek için müteahhitlere trilyonlar ödemesini bir türlü kabullenemeyen yöre halkı ve yerel yöneticiler ise 'Yolun alternatifi var, sahilin yok' sloganı ile idarenin haksız uygulamalarına karşı Trabzon İdare Mahkemesi'ne dava açtılar.

Dava dilekçesindeki son sözleri ise Kızılderili liderin tarihi bir sözü idi:

Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık.’’

Acaba bu proje değişikliği ile burada ekonomik yapılabilirlik mi, müteahhidin kárlılığı mı gözetilmiştir. Sahi bu müteahhit kimdir?

(Bundan bir süre önce adından söz ettiğimiz Özışık'la ilgili bir soru... Karadeniz Otoyolu kapsamında Özışık; Güriş-Metis'le olan ortaklığındaki %50 payını diğer ortaklarına devretmiş midir? Yine Özıışık (pilot); Limak-Güriş-Öz İnşaat ortaklığındaki %34 payını Limak'a neden devretmiştir?)

GÜNÜN SÖZÜ


‘‘İnsanların ruhları sarardığında bütün savaşları şeytan kazanır.

(İngiliz atasözü)

MESAJ


BAHÇELİEVLER Belediye Başkanı Saffet Bulut'tan: Bahsettiğiniz Belediye Başkan Yardımcısı Muammer Taştan'dır. Ancak 1995 seçimlerinde ANAP'tan Belediye Meclisi üyeliğini kazanmış; eski bir belediye başkanının taşıdığı tecrübe ile 1999 seçimlerine kadar görev yapmıştır. Son seçimlerde milletvekili adayı olmuş, kazanamayınca Beşiktaş Belediyesi'nde danışman olmuştur.
Yazarın Tüm Yazıları