Egzersiz yorgunluğun ilacıdır

Egzersizin yorgunluk tedavisinde kullanıldığını, az yağlı diyetlerin kısırlık yaptığını, şeker hastalarının bellek kaybı yönünden ciddi tehdit altında olduklarını biliyor muydunuz?

Haberin Devamı

Eğer bilmiyorsanız, “Sık Sorulan Sorular ve Cevapları” dizisinin bu bölümünü mutlaka okuyun!

YORGUNLUK

Egzersiz yorgunluğu azaltır mı?
Belki şaşıracaksınız ama düzenli egzersiz yapmak, yorgunluğa son vermenin en etkili yoludur. Çoğumuz eğer tembel bir hayat sürüyorsak, kısa bir yürüyüşle bile yoruluruz. Azıcık koştursak, halı sahada üç dakika topa vursak ya da basket potasının önünde üç, beş kez zıplasak ertesi güne kas ağrıları ve yorgunluk içinde uyanırız. Bu durum aslında tembellik yorgunluğundan başka bir şey değildir.
Eğer tembelliği bir yana bırakır, düzenli egzersizi alışkanlık haline getirirseniz, değil yorulmak, aksine kendinizde müthiş bir enerji, güç ve zindelik hissedersiniz.
Uzmanlar tembel bir hayat sürenlerde yorgunluğun sık görülen bir sorun olduğunda hemfikir. Bu kişilerde uyku bozukluklarına, kilo sorunlarına, cinsel güçsüzlüğe, unutkanlığa ve depresyona da daha sık rastlanıyor.
Kısacası egzersizi yapmak değil, yapmamak yoruyor. Burada dikkat etmeniz gereken nokta, işin suyunu çıkarmamak, yani egzersizi abartmamaktır. Vücudunuza zarar vermeden ihtiyacınız kadar egzersiz yapmanız en doğru seçimdir.
Aşırı ve yoğun egzersiz, erken yaşlanmaya sebep olur. Ayrıca bu kişiler egzersiz sonrasında kendilerini daha yorgun hisseder. Yanlış ve yoğun egzersiz seçimleri kan şekerinde düşmeye, sinirlilik, göz kararması gibi sorunlara yol açar. Ayrıca yoğun egzersizin kas tahribatına, eklem ve kemiklerde zorlanmalara neden olabileceği de bilinmektedir.

DıYET

Haberin Devamı

Düşük yağlı diyetler
zararlı mı?

Çok düşük yağlı bir beslenme planının kilo kontrolünü kolaylaştıracağı ve damar sertliğini önleyeceği sanılır ama bu yanlış bir bilgidir. Hangi yaşta olursanız olun, günlük kalori ihtiyacınızın en az yüzde 25, en çok yüzde 35’ini yağlardan karşılamanız gerekmektedir.
Toplam enerji tüketiminizin yüzde 40’ından fazlası ya da yüzde 20’den azı yağlardan geliyorsa, sağlığınız bozulabilir. Yani her konuda olduğu gibi burada da optimumda kalmak en doğru yol. Düşük yağlı diyet yapanlarda cilt kuruluğu, kaşıntılı cilt lezyonları, tırnak kırılması sık görülür. Saçlar kuru ve ince olur, kolayca kırılıp dökülür. Kabızlık da sık görülen bir problemdir. Düşük yağlı diyetin uyku sorunları ve yorgunluğa da yol açabileceği belirtiliyor.
Ayrıca yağ miktarını azaltmak size ince ve formda bir vücut yerine karın bölgesinden yağlanmış ve her bölgesi sarkmış bir vücut hediye eder. şekerli yiyeceklere ilginin artması, kilo kontrolünü zorlaştırabilir. Düşük yağlı diyetin depresyon dahil bazı ruhsal bozukluklara, eklem problemlerine yol açabileceğini gösteren işaretler de var.
Ve son bir nokta: Düşük yağlı diyetler uzun sürdürülür ve çok sık uygulanırsa, hanımlarda kısırlığa yol açabilir.

BELLEK

Haberin Devamı

şeker hastalarında bellek kaybı ihtimali artıyor mu?

Evet! Özellikle kan şekeri ayarını ciddiye almayan şeker hastalarının ve tokluk şekeri yüksek göbekli insanların böyle bir riski var. Çok sayıda araştırmada elde edilen sonuçlar böyle bir ihtimalin varlığını doğruluyor.
Yetişkin tipi şeker hastalığı olanlarda, hatta gizli diyabet olarak bilinen -prediyabet/erken diyabet/tokluk şekeri yüksekliği- durumda bile Alzheimer hastalığına yakalanma ihtimali artıyor.
ıster yetişkin tipi şeker hastalığına yakalanmış olun, isterseniz sadece insülin direnci aşamasında bulunun, hafif düzeyde bellek bozukluğu ihtimali de zaman içinde demans riski de artıyor. Yeni bir çalışma, kanda insülin fazlalığının henüz diyabet aşamasına varmadan bile bilinçsel yetilerde azalmaya yol açtığını gösteriyor.
Özetle, şeker hastası veya şeker hastalığı adayıysanız, bellek kaybı konusunda daha dikkatli olmanızda ve kan şekerinizi daha dikkatle izlemenizde fayda var. şeker hastası olmasanız bile hiperinsülinemiyi mutlaka ciddiye almalısınız. Bel çevreniz genişledikçe bellek kaybınızın hızlanacağını unutmamalısınız.

KALP SAğLIğI

Haberin Devamı

Üç ay önce kalp krizi geçirdim, yeni bir kriz geçirmemek için ne yapmalıyım?
ıkinci bir kalp krizinin sonuçları, birinciden çok daha ciddidir. Bu nedenle “kalp koruma planı”nı ciddiye almak gerekiyor. Daha önce kalp krizi geçirmiş olan biri, kalp sağlığı açısından yüksek riskli gruba dahil edilir. Ancak yapılacak iş, ilk krizi önlemeden farklı değildir. ılk krizi geçirmenize yol açan damar tıkanıklığının diğer koroner arterlerinizin de başına gelmemesi için sıkı bir koruma programı uygulamanız gerekiyor.
Eğer sigara içiyorsanız işe bırakmakla ve sigara içilen ortamlardan uzaklaşmakla başlamanızı tavsiye ediyorum. Kan şekerinizi dikkatle izleyin. Sadece açlık şekerinizin normal olması yeterli değildir, tokluk şekerinizin de yüksek olmaması şart. Tokluk şekeri yüksekliğiniz varsa, insülin değerlerinizi kontrol ettirin ve ideal kilonuza inmeye gayret edin.
Şeker hastasıysanız, HbA1c düzeyinizi yüzde 7’nin altına indirin. Düzenli egzersiz yapmayı, aktif bir hayat sürmeyi, örneğin her gün 30-45 dakika yürümeyi alışkanlık haline getirin. Bel çevrenizi kadınsanız 88, erkekseniz 102 cm’in altına indirin. Uykunuza, istirahatınıza, eğlencenize ve tatilinize özen gösterin.
Kolesterol kontrollerinizi ihmal etmeyin. LDL kolesterolünüzü 100’ün altına indirin ve tansiyon ilaçlarını, kan sulandırıcı ilaçları dikkatle uygulayın. Ayrıca grip aşınızı yaptırmayı da unutmayın.

Yazarın Tüm Yazıları