Doğan Hızlan: Sanki 'Karındeşen Jack' salonda kol geziyor

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Hürriyet'te okuyunca şaşırdım. Haberin başlığı, 'Tiyatroseverler komando gibi.'

Devlet Tiyatroları'nda üç ay içinde oyun izlemeye gelen seyircilerden toplanan siláh ve mermi sayısı, örgüt baskınlarında elde edilenden daha çok.

129 tabanca ve şarjör, 352 mermi, 16 delici ve kesici alet ile 1 bayıltıcı sprey.

Düşündüm, taşındım, bazı oyunlar acaba interaktif tiyatro anlayışıyla mı sahnelenmiş. Oyunun duyurularında, siláhınızı alın gelin diye bir not var mı?

Yoksa Karındeşen Jack temsilinde kendilerini güvende hissedemeyecekleri için mi bu önlemi almışlar? Bir korunma içgüdüsü mü? Henüz araştırmalarım sonuçlanmadı. Repertuar incelemelerim sürüyor.

Geçmişten bugüne, çok kullanılan, 'at, avrat, pusat' sözünü bilirim ama geçerliğini korduğunu yeni öğrendim.

İnteraktif tiyatroda seyircilerin oyuna katılımı söz konusudur.

Gerçek böyleyse, korumaların silahları toplaması, tiyatro düşmanlığının ta kendisidir.

Demek ki klasik tiyatronunu kurallarını ve geri düşüncesini uyguladılar.

Tiyatronun ve küçük hikáyenin dehası Anton Çehov'un bir notu var:

Eğer yazının başında duvarda bir tüfekten söz ediliyorsa sonunda patlamalıdır.

Bunu sakın uygulamayın sevgili seyirciler.

* * *

DİREKLERARASI zamanında hafifmeşrep kadınlara karşı seyircinin tepkisi müthiş olurmuş. İhanete uğrayan erkeği tarafından öldürülmesini uygun görürler, salon alkıştan yıkılırmış.

Demek ki daha o zamandan interaktif tiyatro başlamış.

Tiyatro nedir? Bunun cevabını çoğu kimse değişik doğrultuda, eğilimde cevaplayabilir. Bilirsiniz, biz coşunca havaya ateş açarız, sevincimizi tabanca ile belli ederiz.

Şimdi, seyircilerin oyunu övmeleri tabanca atışı biçimde tezahür ederse ne yapacağız?

Nasıl düğünlerde havaya ateş açıp, davetlilerden bir kısmı eğlence kurbanı olursa, interaktif tiyatroda da kaza kurşunu yüzünden bazı seyirciler aramızdan ayrılabilir.

Vahşi Batı'nın ilk dönemlerindeki günlere gidelim.

Kovboylar salonu doldurmuş, uzun etekli, jüponlu biri de şarkı söylüyor. Kafalar dumanlı.

İnsanın havaya ya da başkasına bir kaç el ateş etmek geçmez mi içinden?

Demokrasinin başıboş özgürlükler toplamı olduğu bir ülkede bu kısıtlamayı bireysel özgürlüklerle bağdaştıramadım doğrusu.

* * *

BANA göre, onların hepsi kurusıkı tabancalardı ve sadece tiyatro aksesuarları arasında yer alan cinstendi.

Yoksa silahlı komandoların tiyatroda ne işi var?



Yazarın Tüm Yazıları