D'nin efsanesi sürüyor

Geçen hafta bir araştırma kaynak gösterilerek “D vitamini efsanesi de çöktü!” şeklinde yayınlar yapıldı. Doç. Dr. Nezih Hekim, D vitaminiyle ilgili bu tür yayınlara içerlemiş olmalı ki bir not hazırlayıp göndermiş. Notun ilk bölümünü bugün yayınlıyorum.

Haberin Devamı

Sağlığımızı iyi yönde etkileyen desteklerle ilgili olumsuz haberleri abartıyoruz. Bu yanlış, bir süre evvel omega-3 yağları için söz konusu oldu, EPA ve DHA’nın işe yaramadıkları şeklinde yayınlar yapıldı.

Benzer bir tavır geçen hafta da D vitamini için de söz konusu oldu. Yeni Zelanda’da yapılan bir araştırma kaynak gösterilerek “D vitamini efsanesi de çöktü!” şeklinde haberler yayınlandı. Hemen belirtelim: D vitamini efsanesi de omega-3 efsanesi de sürüyor! Omega-3 yağlarına da, D vitaminine de bedenimizdeki her hücrenin ihtiyacı var.

Doç. Dr. Nezih Hekim de D vitaminiyle ilgili bu tür yayınlara içerlemiş olmalı ki uzun bir not hazırlayıp göndermiş. Notun ilk bölümünü bugün yayınlıyorum. İkinci bölümü yarına...

D VİTAMİNİ NEDEN ÖNEMLİ

Vitamin D ile ilgili ilk bilgilerimiz, vücudun kalsiyum ve fosfor ihtiyacını karşılamak üzere kalsiyum ve fosforun bağırsaklardan emilimini artırdığı, böbreklerden de kalsiyum atılımını azalttığıdır. İşi, kalsiyum ve fosfor dengesini sabit tutmak olarak bilinen D vitamini gerek olduğunda kemiklerde duran kalsiyumun serbest bırakılmasını da sağlar.  D vitamini olmasaydı aldığımız kalsiyumun ancak yüzde 10 ila 15’i kanımıza geçerdi. D vitamini bağırsakların kalsiyum emme kapasitesini yüzde 40, fosforu emme kapasitesini de yüzde 80 artırır.  Kanda bakılan 25-hidroksi-kolekalsiferol düzeyi (25-OH D3’de denilir) D vitaminin pusulasıdır.

Sağlıklı bir insanda 25-OH D3 düzeyi; 20-100 ng/ml arasında bulunur. 20’den az olması eksiklik, 150’den fazlası olması da sizi zehirliyor anlamına gelir. Ancak kanda 25-OH D3 düzeylerinin, 40 ng/ml’nin üzerinde olmasının kemik erimesini durdurduğuna ait bilimsel veriler mevcuttur.

Dünyadaki ortak fikir, kanda 25-OH D3 düzeylerinin 30 ila 60 ng/ml arasında olmasıdır.

Vitamin D eksikliklerinin Avrupa’da sanayi devrimi ile başladığına inanılmaktadır.

Bunun ana nedeni, günlük güneşlik yaşadığı köyünden, toprağından yeterli gelir elde edemeyen bireylerin köylerinden ayrılıp sisli endüstri şehirlerine yerleşmesi olarak gösterilmektedir.

İnsan; çevresindeki canlılar, güneş, hava basıncı mevsim farklılıkları ve binlerce değişkenle birlikte bir bütünün içerisinde yaşar. Bu bütünün içerisindeki değişkenlerden biri değişirse insan bundan etkilenir ve hatta hasta olabilir.

D vitamin eksikliğine bağlı hastalıklar bu çevresel örgünün bozulmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Örneğin, anne yeterli güneş ışığı alamıyor ya da D vitamininden eksik besleniyorsa bebek D vitamin eksikliğiyle doğabilir. Çocukluk ve erişkin dönemlerinde de gene yetersiz güneş ışığı ve yetersiz beslenmeye bağlı D vitamin eksiklikleri görülebilir. Bunların dışında, bağırsaklarda emilim bozukluğuna bağlı ya da fenitoin gibi karaciğerde D vitamin yapımını engelleyen ilaçlara bağlı D vitamin eksiklikleri de söz konusu olabilir.

D vitaminin en bol bulunduğu gıdalar: Morina gibi yağlı balıklar, karaciğer ve yumurta sarısıdır.

Yetişkinlerin günlük D vitamin ihtiyacı yaklaşık 200 IU’dur (International Units) bunun için de güneşli bir ülkenin bireyleri olarak aldığımız gıdalar yeterlidir.

Unutulmamalıdır ki D vitaminin aşırısı, böbrekte kalıcı hasarlara, iştah kaybı, baş dönmesi, aşırı susama gibi çok sayıda patolojiye yol açar.  Yüksek dozda D vitamini tedavisinde hekim idrarda kalsiyum/kreatinin oranına bakarak aşırı kalsiyum birikmesini kontrol eder, gerek gördüğünde de 25-OH D3 testi ile kanda D vitaminin toksik düzeylere çıkıp çıkmadığını kontrol eder.

Haberin Devamı

EKSİKLİĞİ HASTA EDER

Haberin Devamı

Raşitizm: D vitamini kemiğin kalsiyumla sertleştirilmesini temin eder. Bu sürece minerilizasyon denilir. D vitamini eksikliği çocukluk çağında raşitizme, erişkin yaşlarda da osetomalasiye neden olur.

Raşitizmde minerilizasyon yetersiz olduğu için kemikler sertleşmez ve ağırlıkla eğilmeye müsait elastik bir hale gelir. Raşitik bir çocukta D vitamin eksikliği ciddi boyutlarda kan kalsiyumunun azalmasına neden oluyorsa hastada tetani adı verilen titremelere, el ve ayak kramplarına, yutakta ağrılı spazmlara ve mide bulantılarına yol açar.

Osteomalasi: Osteomalaside ise çocukluk dönemi geçmiş ve kemikler daha önceden gerekli şeklini almıştır.  D vitamin eksikliği kalsiyumunun eksikliğine yol açtığı için kemikler kendi kalsiyumunu kana boşaltır ve kemikler kırılmaya müsait bir hale gelir. 

Yazarın Tüm Yazıları