Dar alanda ölüm kalım savaşı

Mahşer Günü, bir patlama sonrasında bodrum katına sığınan sekiz kişinin yaşam mücadelesi üzerinden insanın içindeki canavarı anlatıyor. Birbirini tanımayan bu sekiz kişi giderek azalan su ve yiyecek stoğu karşısında kendi kanunlarının işlediği bir sistem oluşturuyorlar. Klostrofobik ve dehşet içeren sahnelerin olduğu film bu mikro topluluk üzerinden insanlığın kodlarını çözerken çarpıcı bir dil kullanıyor.

Haberin Devamı

THE DIVIDE
MAHŞER GÜNÜ
Yön: Xavier Gens
Oyn: Lauren German, Michael Biehn, Milo Ventimiglia, Michael Eklund
Tür: Gerilim, Dram

Dar alanda ölüm kalım savaşı

Mahşer Günü’nün geçen ay vizyona girmesini bekliyorduk.
Filmin basın gösterimini izledik ama vizyon tarihi iki kez ertelendi.
Üzerinden hayli zaman geçti, film bende neler bırakmıştır acaba diye bu yazının başına oturduğumda aklımda kalanların, hissettiklerimin aslında hiç de yüzeysel olmadığının farkına vardım.
Bu film bana insan doğasının derinleri, delhizleri, karanlık noktaları hakkında çok şey söylemişti demek ki...
Hayli de korkutmuştu aslında.
Frontiers filmiyle dehşet ortamı yaratma konusundaki becerilerine tanık olduğumuz Xavier Gens’in yönettiği Mahşer Günü, korkunç bir patlamanın New York’u yerle bir etmesinin ardından, birbirini tanımayan sekiz kişinin sığındıkları yerdeki yaşam savaşını konu alıyor.
Herkes iyi ya da kötü bir şekilde hayat döngüsü içindeyken kulakları sağır eden bir patlama gerçekleşiyor.
Bu durumda ilk hissedilen sığınma arzusu kuşkusuz.
İnsanlar birbirlerini hiçe sayarak güvenli yer arayışı için koşuşturmaya başlıyor.
Savaş yılları alışkanlıkları insanlarda yer edinmiş.
En güvenli yerin, kapı kapandıktan sonra dış ve yukarıdaki dünyayla ilişiğin kesildiği bodrum katı mahzeni olduğu kesin.
Bodrum katındaki mahzene ulaşma yarışını kazanan kadınlı erkekli sekiz kişi var.
Her birinin içinde canavarlar yatan, seksüel dürtüleri, ırkçılıkları, şiddete eğilimleri arttığında yapacaklarının sınırlarını tahmin bile edemeyeceğimiz sekiz kişi.
Tabii bu canavarların ortaya çıkışını kuralların yok olduğu ortamda açığa çıkan yeni dağ kanunları da belirliyor.
Yöneten, kural koyan, denetleyen bir mekanizma olmadığında insanın içindeki kötülüklerin nerelere varabileceğini bu mikro topluluk üzerinden izliyoruz.
Yaşam savaşının içinde bolca rekabet de var. Çünkü hayatta kalmanın yolu giderek azalan su ve yiyeceğe yakın olmaktan geçiyor.
Ölüm korkusuna kapalı yerde kalmayı ve gelecekle ilgili belirsizlikleri de ekleyin.
Tek mekândaki bunalımı hissetmek çok da zor olmasa gerek.
Xavier Gens dar mekânda şiddet göstermekten, izleyiciyi sonuna kadar zorlamaktan kaçınmayan bir yönetmen.
Filmin özellikle ikinci yarısında seks ve yiyecek içgüdülerinin en ilkel hallerini ortaya çıkararak işi bir şiddet şovuna dönüştürüyor.
Güvenli diye girilen ama iyice güvensizleşen bu bodrum katında artık herkes birbirine düşman ve güvensiz.
Sığınaktaki şanslı sayılan sekiz kişinin ilerleyen zamanda aslında ne kadar da şanssız olduğunu izlerken insanlığın çirkin yüzünü tüm detaylarıyla göreceksiniz.

Haberin Devamı

HAFTANIN DİĞER FİLMLERİ

Haberin Devamı

Kötü polis oğlunun peşinde

NUIT BLANCHE
SOLUKSUZ GECE
Yön: Frederic Jardin
Oyn: Tomer Sisley, Julien Boisselier, Joey Starr, Birol Ünel
Tür: Dram

Evladını kurtarmak için her şeyi göze alan baba temasını daha önce pek çok filmde izlemiştik. Frederic Jardin aynı konuyu tekrara düşmeden, yenilikçi bir dille perdeye aktarıyor. Şehrin en iyi polislerinden biri olarak bilinen Vincent, peşinde olduğu uyuşturucu satıcılarından yüklü miktarda kokain çalınca, çete Vincent’in oğlunu kaçırıyor ve uyuşturucuyu hemen getirmezse oğlunu öldürmekle tehdit ediyor. Paris’in kenar mahallesinde bulunan bir gece kulübünde çete ile buluşan Vincent, kendini içinden çıkılamaz bir kaosun ortasında buluyor.

Haberin Devamı

Tehlikeli aşk üçgeni

THE LEDGE
HAYATININ SEÇİMİ
Yön: Matthew Chapman
Oyn: Charlie Hunnam, Terrence Howard, Liv Tyler, Patrick Wilson
Tür: Dram

Karanlık bir geçmişe sahip olan Shana, aynı iş yerinde çalışmaya başladığı komşusu Gavin ile aşk yaşamaya başlıyor. Ancak Shana’nın aşırı öfkeli kocası Joe’nun bu sadakatsizliği öğrenmesi üçünü birden fırtınalı bir sona doğru sürüklüyor. Filmde, karmaşık bir aşk üçgeni ve birbiriyle karşıt düşüncelere sahip iki adamın ölümcül çatışması merak uyandıracak bir şekilde perdeye yansıyor. Yönetmenliğini ve senaristliğini Matthew Chapman’ın üstlendiği filmin başrollerinde ise Liv Tyler Charlie Hunnam, Patrick Wilson var...

Haberin Devamı

Avrupa’da bir sirk

MADAGASCAR 3: EURPOE’S MOST WANTED
MADAGASKAR 3: AVRUPA’NIN EN ÇOK ARANANLARI
Yön: Eric Darnell, Conrad Vernon, Tom McGrath
Tür: Animasyon

Önceki filmlerde Madagaskar ve sonra da Avrupa’ya yolu düşen hayvanat bahçesi sakinleri bu kez Avrupa’dalar. Aslan Alex, Zebra Marty, Hipopotam Gloria ve Zürafa Melman hâlâ New York’a dönmeye çalışıyor. Tabii ki Kral Julien, Maurice ve Penguenler de onlarla birlikte. Yolculuk onları Avrupa’ya götürüyor; gizlenmek için buldukları sirki Madagaskar stilinde baştan yaratıyorlar. Çocukları sinemaya çekecek serinin yeni kahramanları Gia adlı bir jaguar ve sirkin kötü kalpli yöneticisi Chantel DuBois. Filmin, vahşi hayvan bulunduran sirklerin Yunanistan’dan sonra diğer Avrupa ülkelerinde de yasaklanmasının gündemde olduğu bugünlerde vizyona girmesi manidar.

Haberin Devamı

Evlatlığın laneti

DICTADO
LANETLİ KIZ
Yön: Antonio Chavarrias
Oyn: Juan Diego Botto, Barbara Lennie, Magica Perez
Tür: Gerilim, Dram
Süre: 95 dk.

Bir ilkokulda sınıf öğretmenliği yapan Daniel, yine aynı okulda öğretmen olan Laura ile birlikte mutlu bir hayat yaşamakta. Ancak uzun süredir çocukları olmayan çiftin kaderleri Daniel’in çocukluk arkadaşı Mario’yu görmesiyle değişiyor. Mario’nun kızı Julia’yı evlât edinme kararı alan çift, başlarına geleceklerden habersiz, çünkü korkutucu davranışları olan Laura her şeyi değiştirecek bir kız. Lanetli Kız, 62. Berlin Film Festivali’nin yarışmalı bölümünde seyircilerle buluşmuştu. Yönetmenliğini Antonio Chavarrías’ın üstlendiği film, Katalan tiyatro yazarı Sergi Belbel’in öyküsünden yine yönetmen tarafından uyarlandı.

Mahkumların oyunu

CAESAR MUST DIE
SEZAR ÖLMELİ
Yön: Paolo Taviani, Vittorio Taviani
Oyn: Cosimo Rega, Salvatore Striano
Tür: Dram
Süre: 106 dk.

Sezar Ölmeli, 31. İstanbul Film Festivali’nde Yıllara Meydan Okuyanlar bölümünde ülkemizde de seyirciyle buluşmuştu. Berlin’de Altın Ayı kazanan filmin tüm oyuncuları Yüksek Güvenlikli Rebibbia Hapishanesi’nin mahkumlarından oluşuyor. Endişe, umut ve sanattan geçen bir yolu izleyen bu filmin kahramanları, hapishanede Shakespeare’in Jül Sezar oyununu başarıyla sahneye koyuyor. Sanatsal performansı gerçekleştirmek için bir araya gelen mahkumların günlük hapishane yaşamları ve onların iç dünyalarını ortaya çıkartmayı başaran Taviani Kardeşler, başarılı ve yaratıcı bir filme imza atıyor.

Acemiler iş başında

21 JUMP STREET
LİSELİ POLİSLER
Yön: Phil Lord, Chris Miller
Oyn: Jonah Hill, Channing Tatum, Brie Larson, Dave Franco
Tür: Macera, Aksiyon
Süre: 109 dk.

Polis okulundan yeni mezun olan iki kafadar, Schmidt ve Jenko kılık değiştirerek bir liseye stajyer polis olarak gönderilirler. Buradaki görevleri liselilerin karıştığı alkol, uyuşturucu vb. suçları izlemek, rapor etmek ve engellemekken, her ikisi de liseli olmanın cazibesine kendilerini kaptırıyor. O arada kendi ergenliklerinde üstlerinden atamadıkları sorunların devam ettiğini de keşfediyorlar. 1980’li yılların sevilen komedi-polisiyelerinden olan aynı adlı Amerikan dizisinin beyazperde versiyonu olan yapımda başrolleri Jonah Hill ve Channing Tatum paylaşıyor. Liseli Polisler, gayet eğlenceli bir aksiyon polisiye olarak keyifli bir seyir vaad ediyor.

Kıbrıs yapımı bir dram

ANAHTAR
Yön: Cemal Yıldırım
Oyn: Hatice Tezcan, Cihan Tarıman, Hüseyin Ağlamaz, Barış Burcu
Tür: Dram
Süre: 103 dk.

Kuzey Kıbrıs’tan gelen Anahtar, 70’li yılların ikinci yarısında yaşanmış gerçek bir hikâyeyi takip ediyor. Selim, arkadaşı Necati’nin Kıbrıs’tan getirdiği bir haber ile birlikte adaya dönüyor. Bu esnada ve döndükten sonra da sık sık geçmişi hatırlayan Selim, bir süre önce sevgilisi Ümran ile karıştıkları cinayeti aklından bir türlü çıkartamıyor. Ancak yine de sevgilisine kavuşmayı arzuluyor. Eve döndüğündeyse Ümran’la birlikte onu bir sürpriz bekliyor. Tamamen Kıbrıs yapımı olan filmin çalışanları, Kıbrıs’ta sinema üretiminin hayat bulması adına çıktıkları bu zor yolda çalışmalarına devam etmekte kararlı olduklarını belirtiyorlar. Ülkenin yakın tarihi ve günümüzle ilgili, her bireyin anlatacak ve filmlere konu olacak bir hayat hikâyesinin olduğu bu coğrafya parçasında yapacak çok işleri olduğuna inanıyorlar.

Yazarın Tüm Yazıları