Cool İstanbul

İNSAN yıllarca yaşadığı, sonra yıllarca hep gittiği bir şehirde daha keşfedilecek yeni şeyler bulabilir mi?

Hele hele orası her yıl üç-dört defa önünden geçtiğiniz bir yerse...

Haberin Devamı

Oluyor işte.

Önceki pazar Paris’te böyle bir yeri keşfettim.

Saint Germain meydanında, Cafe Flore’un hemen yanında soğuk bir bina vardır.

Yıllardır önünden geçerim ve orasının kamusal bir bina olduğunu düşünürüm.

Üzerinde de ona benzer bir yazı vardır.

İşte o binanın içinde yeni bir restoran açılmış.

Ben yeni diyorum belki de açılalı epey olmuştur.

Adı “Societe”.

Ünlü Hotel des Costes’un sahipleri açmış.

O klasik soğuk kamusal binanın içinde, onunla tam tezat modern bir restoran olmuş.

* * *

Barda masamızın hazırlanmasını beklerken restoranın yöneticisi ile sohbet ediyoruz.

“İstanbul’danız” deyince, gözlerini açarak, “Coool...” diyor ve devam ediyor:

“Şu sıralar İstanbul çok moda. Herkes gitmek istiyor.”

Bu sözleri, son zamanlarda katıldığım birçok toplantıda ben de işitiyorum.

İstanbul’un yıldızı parlıyor.

Ama Paris’te İstanbul’la ilgili beni en çok şaşırtan başka bir şey daha vardı.

* * *

İki hafta önce Paris Charles de Gaulle Havalimanı’nda Türk Hava Yolları kontuarından çıkıp, sola döndüğümde beni çok etkileyen bir görüntü ile karşılaştım.

10-15 metre uzunluğunda bir ışıklı panoydu bu.

Üzerinde bir İstanbul panoraması vardı.

Tahminen 300 derecelik geniş bir açıyla çekilmişti.

Sol tarafta Sarayburnu’ndan başlayıp, sağ tarafta Karaköy sırtlarına kadar görünüyordu.

Hafif bulutlu havada çekilmiş, çok etkileyici bir fotoğraftı.

Abartmadan söylüyorum, hayatım boyunca beni en çok etkileyen şehir fotoğraflarından biriydi diyebilirim.

Panodaki görüntü insana, “Buraya mutlaka gitmelisin” duygusunu veriyordu.

Efsane bir şehir vardı karşımda.

İnsanı çağıran, davet eden, gitmeye zorlayan bir şehir.

İstanbul’un Kültür Başkenti olması dolayısıyla hazırlanmış.

Öylesine etkileyici, öylesine başarılı ki, hemen yan taraftaki Malezya’ya ait pano silinmiş gitmiş.

O panoyu kim hazırladıysa, fikir kimden geldiyse, kim onayladıysa, fonları kim ayırdıysa, oraya kim koydurduysa hepsini gönülden kutluyorum.

Bugüne kadar Türkiye ile ilgili bu kadar etkileyici bir imaj çalışması görmedim.

Gördüm ki, bu iş için ayrılan para boşa gitmemiş.

* * *

O panonun karşısında aşağı yukarı aynı büyüklükte bir pano daha vardı.

Onun üzerinde de Barcelona futbol takımının çok etkileyici bir fotoğrafı vardı.

Onun altında da kulübün resmi taşıyıcı olarak Türk Hava Yolları yazısı duruyordu.

O da çok hoşuma gitti.

İftihar ettim.

O dev pano da hemen yanındaki Singapur Havayolları’nın Airbus 380 uçağını tanıtan panosunu ezmiş geçmişti.

Türkiye işte bu ülkedir.

Büyük değil, dev ülke.

Yaratıcı dehası ile, dev vizyonu ile dev ülke.

Bir ülke işte böyle bir vizyonla tanıtılır.

Demek ki artık bazı şeyleri öğreniyoruz.

Öğrenmek ne, bütün dünyaya öğretiyoruz.

Helal olsun size, helal olsun bize.

Yazarın Tüm Yazıları