Çocukla tatile giderken yanımıza ne alalım?

Malum, tatil dönemindeyiz. Özellikle yeni anneler için, ‘‘çocuklu seyahat’’ endişe verici bir durum arz edebiliyor. Tatile giderken, yanımıza çocuğu alacağız tamam da, çocuğun yanında neler götürmemiz gerekir? Paniğe mahal yok; işte ciddi ve detaylı bir liste...

Şu aralar pek çok anne, internette de birbirine aynı soruyu soruyor. Çocukla tatile giderken, valizimize ne koymamız gerekir? Yanımıza çocuk için neler almalıyız? Tam teçhizatlı anneler için, bir tatil listesi sayıyoruz... Şimdiden iyi tatiller!

Bebekler için badi, daha büyükler içinse atlet ve külot. Bunları yıkayıp kurutmak kolay olacağı için her gün için bir tane götürüp, sayıyı abartmaya gerek yok. Ama en çok bunları giyeceğinden emin olabilirsiniz. Mayo üstüne atlet veya tişörtle hayat daha pratik olabiliyor.

Kızlar için elbise rahat olur. Ayrıca kısa şortların yanı sıra bir pantolon da götürmeyi unutmayın. Bol, kısa kollu tişört ve ayrıca birkaç tane de uzun kollu... Varsa kolsuz rüzgárlık ya da göğsü koruyacak bir yelek. Ayrıca sıcağın yanı sıra havalandırmalı yerlerin serinliğini de hesapta bulundurun.

Sandalet, ayakkabı ve suda-kumda kullanabileceği, ıslak zeminde kaymayan, su geçirmeyen plastik sandalet, bir çift de çorap.

Ne olur ne olmaz hesabına bir hırka ya da ince bir mont.

İnce bir battaniye.

En az iki mayo ve şapka. Çocuk için ayrı bir plaj havlusu, yemek için önlük.

Bebekler için her zaman kullandığınız şampuan, sabun ve bebeyağını yanınıza almayı unutmayın.

Sinekleri sakın ihtimal haricinde tutmayın. Bu konuda alınabilek en sağlam önlem, kendi alacağınız önlemdir. İster cibinlik, ister tablet, kullandığınız her ne ise mutlaka yanınızda olsun.

Eğer evde kullandığınız ve çocuğunuzun yatak odası ile irtibatınızı sağlayan telsiziniz varsa onu da yanınıza alın ki çocuğunuz uyuduğunda yakın mesafe içinde dolanabilip, komşu ziyareti yapabilin.

Sevdiği oyuncakları, kitapları ve varsa alıştığı şeyleri almayı ihmal etmeyin, hatta elinde tuttuğu bez gibi şeyler varsa bunları mümkünse yedekleyin. Örneğin emzik, su bardağı gibi ihtiyaçlarını eksik bırakmayın. Deniz ve havuz için ekstra oyuncak alın.

Puset ve kanguru...

SAĞLIK EKİPMANLARI

Gelelim en önemli konuya, yani sağlık ekipmanlarına...Bunun için her şeyden önce doktorunuza danışmayı ihmal etmeyin. Ve çocuğunuzun daha çok kullandığı ilaçları tercih edin.

Mutlaka ateşölçer ve ateşdüşürücü şurubunuzu çantanıza atın. Sürekli kullandığı ilaç ya da vitaminleri de alın. Yol tutmalarına karşı çocuğunuza ne ilaç verebileceğinizi de öğrenin. Sigorta bilgilerini yada kartını evde unutmayın.

- Arı sokması durumunda bir alerji söz konusu ise arı sokması kitini yanınızdan ayırmayın.

- Alt bezi ve pişik kremi

- Güneşten koruyucu krem, güneş sonrası krem

- Deniz simidi ya da kolluk

- Islak mendil. Sadece popo temizliği değil akan dondurmaları, meyva sularını da temizlemek için çok pratik olacaktır.

- Gazlı bez, yara bandı, ağrı kesici, ayrıca böcek sokmaları için, burkulmalar için, sıcak alerjiisi , deri tahrişi ve morarmalar için ne ilaçlar alacağınızı doktora sorabilirsiniz. İshal seyahatlerde çok sık karşılaşılan bir durumdur, bunu da doktorunuzla konuşabilir, gerekebilecek katkıların en azından adını öğrenebilirsiniz. Ayrıca burun akması da çok karşılaşılan bir durumdur. Bunun için de gereken bir ilaç olabilir. Hatta açılmamış yedek bir antibiyotik bile bulundurabilirsiniz.

- Cımbız ve bebek makası

- Ve doktorunuzun telefon numaraları...


Sinan ilk defa tatil köyünde Daha da komiği, annesi de...


Şu anda buz gibi bir su alıp yatağa uzanmam gerekirdi. Oğlanla geçirilen, üç günlük, ortalama 40 derecede 1,5 kilo kaybettiren tatil köyü macerasından eve gelince yığılmayı bekliyordum. Ama yapamadım ve her şeyi taze taze yazmak istedim.

Anne oğul ve birkaç anne-baba çocuk Club Lykia World'de idik. Burayı bilir misiniz bilmem. Ama özellikle çocuk sahibi olanların kendi fihristlerine not etmesi gereken bir yer burası. Bir çocuk cenneti. Bir çocuk rüyası. Çocuklu annelerin de rüyası...

Havaalanı, klasik rötar sonucunda ben oğlanın peşinde, oğlan top peşinde şeklinde geçti. Uçakta da gayet heyecanlı ama sakin olan Sinan bizi Lykia Tatil Köyü’ne götürecek olan otobüste nihayet sızdı.

Odamıza varınca oğlanı yatağa attığım gibi masamıza konan meyvelere saldırdım ve ben de sızdım.

Sabah ilk işimiz kahvaltı: Öyle bir bolluk ki çeşitten dolayı hiçbir şey seçemiyorsunuz. Tabii bu ilk günün acemiliği. Sonra mümkün olduğunca az tabakla çok yeme başarısına erişebiliyorsunuz. Hele ki orada 5-10 tane lokanta olunca bunu uzmanlık haline bile getirebiliyorsunuz. Neyse oğlana besleyici, göz boyayıcı ve eğlendirici kahvaltısını verip 5 gün süren Çocuk Festivali'nin Kıdrak Plajı bölümü ile işe başladık.

Nefis bir deniz, cıvıl cıvıl bir plaj, bangır bangır müzik, oyunlar, oyuncaklar, çekilen ipler, itişen sumolar, koca zıplama minderleri... Tabii benimki biraz küçük kaldı bunların çoğuna, kibar kibar bir iki oyunla gittikçe artan enerjisini ve cesaretlenen yüreğini tatmin etti. Evet, önce elini tutuyorsunuz bir iki santim zıplasın diye. Ama sonra koca oyun alanlarının içinde 'Oğlum yavaş zıpla' diye peşinden koşmaya başlıyorsunuz. Çocuğunuzun açıldığını görüyorsunuz yahu... Şehirde korkak olmuş bunlar canım...

O dayanıyordu da ben dayanamadım sıcağa ve biraz şıklık olsun diyerek residansımızın havuzuna gidelim dedim. De hangi birine gidelim? Toplam 17 havuz var tesiste. Havuzlar bitmiyor, birbirlerine kaydıraklarla bağlanıyor. Ebatları farklı, ısıları farklı, açığı kapalısı... Gölgeli bir yere attık kapağı...

Akşam gittiğimiz Sofra Türk Restoranı'nda iki lokma yiyip yatağa zor attık kendimizi. Daha doğrusu ben de mecburen onunla attım kendimi. Gerçi çocuğu bırakabileceğiniz nefis bir çocuk kulübü (Lykia World) veya odanıza ayarlayabileceğiniz bakıcılar mevcut ama benim halim yok ki..

YÜRÜYEN OYUNCAKLAR

İkinci sabah kahvaltı faslından sonra 22.000 metrekareye kurulan Çocuk Cenneti'ne gittik. İnanın insanın aklı almıyor burayı. Festivalden dolayı tesisin her yerinde düzenlenen eğlencelerin yanı sıra sadece burası yeter de artar. 18 yaşına kadar her yaş grubu çocuğun gidebileceği 20 santimden yüz bilmem kaç santime kadar farklı derinliklerde havuzlar, birbirine kaydıraklarla bağlanıyor. Mağaralı havuzlar, kumsal gibi yapılmış havuzlar, fıskiyeli olanlar...Bir tarafta oyun parkları, spor alanları, aklınıza gelmeyen oyuncaklar: Yürürken bile karşınıza bir oyuncak çıkıyor, hadi yol üstü iki dakika oynayalım da yola devam edelim misali... Öyle yanınızda kova kürek de taşımayın, orada dolu var. Biz yine bütün gün suyun içinde, bir orada bir burada ama hep sularda...

Akşamüstü odamızda serin serin keyif yaptık, ana oğul yıkanıp yatağa uzandık, soğuk bir şeyler içip tuzlu fıstık yedik. 'Tontiş bana gülsene' diye cilveleştik. Güneşten kızaran yerlerimize after sun’lar sürdük. Güzel güzel giyinip yemeklere indik.

Oğlumun gündüzü kaçırmama derdi ile uyumayıp gece erken yatması, orada kalan çocuklar ve büyükler için hazırlanan gece eğlencelerini kaçırmama sebep oldu. Ama herkesten orada kalan çocukların birkaç günlük çalışma sonucunda neler yaptığını dinledim. Orada olanların çocukları eğlendirmek için neler yaptıklarını da... Seneye orada olup seyretmeyi şimdiden de planladım.

6 AYLIK ÇOCUKLARA PROGRAM

6 aylık çocuklar için bile programlar var burada. Ama daha çok ailenin rahat tatil yapmasına yönelik. Biraz daha büyük çocuklar için buranın ciddi bir eğlence ve tatil merkezi ve hatta eğitici yaz kampı gibi olduğunu söyleyebilirim. Sabah 09.00'dan tan akşam18.30'a kadar çocuğunuzla ilgileneceklerini (inanın çocuklardan fazla onlardan sorumlu insan vardı çevrelerinde), onu kendi yaşıtları ile beraber dolu dolu oynatacaklarını, onlara çocuk restoranında emin yiyecekler yedireceklerini bilin. Siz de artık ister havuz sefası yaparsınız ister masaj ya da cilt bakımı... İsterseniz dalın, tırmanın, ok atın, yamaç paraşütü ile uçun.

Hiç tatil köyü görmemiş birinin abarttığını sanabilirsiniz ama inanın abartmıyorum. Kendiniz için değil ama çocuğunuz için birilerinin bunları düşünmesi çok hoşunuza gidiyor.

Ve eve gelir gelmez kocanıza anlatıyorsunuz. Arada ne kadar haşat olduğumdan bahsetmiş olmalıyım ki acıklı bir halde 'çok mu yoruldun?' diye soruyor. O anda dank ediyor bana: Oğlumu öyle görmek, eğlendiğini, dolu dolu yaşadığını, bütün yaşadıklarını fark ettiğini bilmek bütün yorgunluğuma değmişti. Ben yorgundum ama o çok mutluydu.

www.lykiaworld.com


ANNEMİN KÖŞESİ


Tarkan'dan anneanneme özel:

Dudu Dudu dilleri...

Anneciğim, kırılma bozulma lütfen. Anneannem Dudu için, Tarkan'a, özel bir şarkı siparişi vermiş olmam seni kıskandırmasın. Ama bilirsin ben her zaman Tarkan'ı severdim. Anneanneme bir şarkı hediye etmek için ondan başkası aklıma gelmedi. Sağolsun beni kırmadı, söyledi şarkıyı.

Pek çok kişi laf ediyor şarkıya. Biz beğendik. Dudu da beğendi. Önemli olan bu. Biraz büyüsün, sen de ortalıkta 'Takatim yok' diye dolanan Sinan'dan sana özel bir şarkı isteyebilirsin. İstikrarla dinlediği tek Türkçe parça olan Paramparça'nın yaratıcısı Teoman bu işe aday olabilir.

Duydun mu Teoman?.. Bu kadar iltifattan sonra oğlumu bir ziyarete gelirsin umarım. Yoksa Sinan o güzel parçayı yuva arkadaşı Teoman'ın babasının söylediğini sanmaya devam edecek!!!
Yazarın Tüm Yazıları