Cinsel uyanış mutfakta başlar

Konumuz afrodizyak yiyecekler. Bu tatlar, karanlıkta dudağa konan belli belirsiz bir öpücüğe benzer. Ne etkisi ne de tepkisi elle tutulur, gözle görülür.

Haberin Devamı

Zavallı gergedanlar! Eğer boynuzlarının seks gücünü arttırdığı masalları olmasaydı, bugün yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalmayacaklardı. Oysa bir Afrika atasözü, bundan medet uman erkekleri şöyle uyarıyordu: “Boynuzdan medet uman, eninde sonunda boynuzlanır!” Zavallı olan sadece gergedan değil. Köpekbalığı yüzgeci, ayı ve kaplan penisi, yılan kanı, erkeğin sekste iştahı kabarsın diye kullanılıyor.
Bu işin kötü yanı. Bir de olumlu yanına bakalım. Erkekler, bu gizemli ve elde edilmesi hem zor hem de pahalı olan hayvansal malzemeler yerine, bitkilerden yapılan reçetelere merak sarınca, bu işin tüccarları dere tepe sihirli bitki keşfine çıktılar. Bu uğraş sayesinde, dünya mutfakları bir çok yeni bitki ve baharatla tanıştı. Bitkilerin sadece tatları değil kokuları da önemliydi. Bunun için kadınlar çiçeklerden yapılan esanslar sürdüler. Burada amaç, o muhteşem kokularla erkekleri baştan çıkarmaktı. Bir kadının güzelliğini  anlatmak için çiçek ve baharat isimleri kullanıldı. Bunun en güzel örneklerinden biri de 12’nci yüzyılda yazılmış bir Hint şiirinde yer alır: “Soluğu, karanfil baharı katılmış mis kokulu bal gibi / Ağzı, olgun bir mango kadar leziz / Tenini öpmek, bir nilüfere dokunmak sanki / Göbek çukuru türlü baharatları gizliyor...”

Haberin Devamı

CİNSEL İSTEĞİ ARTTIRICI BAHARATLAR

Erkekler, bu baharatların peşinde koştururken, birçok manastırda, rahibelere bazı baharatların yenmesi yasaklandı. Bu yasak, rahibelerin cinsel dürtüsünü zaptetmek için konmuştu. Cinsel isteği arttırıcı baharatlardan bazıları şunlardı: Adaçayı, anason, çemen, dereotu, defne, fesleğen, hardal, kapari, karabiber, karanfil, kekik, kırmızı toz biber, kimyon, nane, tarçın.
Cinsel isteği kamçılayan baharatların çoğu bizim mutfağın gözdeleri. Yani Türk erkekleri, afrodizyak yiyecekler açısından oldukça şanslı. Şöyle bir masa düşünün: Bol dereotlu bir kâse cacık, yanında çemeni bol orta yağlı birkaç dilim pastırma, üstüne bol kekik ve acı kırmızı biber gezdirilmiş bir dilim beyaz peynir ve bir duble rakı. Bunları yedikten sonra masadan kalkan erkeği düşünebiliyor musunuz! Hele, eve giderken, ağzı kokmasın diye bir iki de karanfil çiğnemişse, onu kim tutabilir ki!
Tüm av hayvanları da kuvvetli afrodizyak maddeler içerir. Buna karşılık bu işin uzmanları, tavuk ve hindi etinden uzak durulmasını öneriyorlar. Nedeni için Şilili yazar İsabel Allende’e  kulak verelim: “Bu hayvanlar kısacık hayatlarını, berbat bir kafes içinde, kendisine benzer bir başka hayvanın kuyruğundan başka görsel hiçbir perspektifleri olmaksızın, balık unuyla beslenip, hormonlarla tıka basa doldurularak ve çabucak büyüyüp yumurtlamak zorunda kalsınlar diye yapay bir ışıkla aldatılarak hareketsiz oturmakla geçirirler. Öylesine mutsuzdurlar ki, başka hiç kimseye mutluluk verecek halleri yoktur.”
Sakatatları da afrodizyak besinler sıralamasında üst sıralarda saymak gerekir. Ciğer, böbrek, koç yumurtası, beyin, ayak paça yiyen erkeklerin, yemeyenlere kıyasla daha üstün performanslı olduğu öne sürülür.
Osmanlı’nın uçkuruna ne kadar düşkün olduğu herkesin malumudur. Topkapı Sarayı Helvahane Defterleri’ne bakıldığında, akla hayale gelmeyecek afrodizyak tatlı tariflerine rastlanır. O dönemin yemek kitaplarında birçok afrodizyak yemeğin tarifi verilir. Bunların en ünlülerini şöyle sıralayabilirim: Susam yağı, bal, badem, safran ve gülsuyuyla yapılan Mekfuşe, toz şeker, badem, hurma, koyun budu, kırmızı elma, safran, gülsuyu ve nişastayla yapılan Tüffahiyye, tavuk, bal, tereyağı, badem, nişasta, safran, kuru kayısı, gülsuyu, karanfil, tarçınla yapılan Raşidiyye. Bu afrodizyak yiyeceklerin cinsel gücü arttırdığına dair bilimsel bir kanıt yok. Ama geçmişten gelen deneyimler oldukça inandırıcı. Zaten önemli olan inanmak.
Kolay gelsin!

Yazarın Tüm Yazıları