Çankaya bahçesinde bir tur

DOKUZUNCU Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in o sözlerini herhalde unutmadınız.

Bazı CHP’liler, Gölcük civarında yapılacak Ford fabrikasına arazi tahsis edilmesine karşı kampanya yürütüyordu.

Hükümet, ‘Devletin malını Ford’a peşkeş çekmekle’ suçlanıyordu.

O günlerde Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel ne demişti?

‘Gerekirse Çankaya Köşkü’nün bahçesinde bile yer veririm.’

O da topa tutulmuştu...

* * *

Açın o günlerin gazetelerini bir bakın.

Ne hakaretler, ne iftiralar, ne küfür, ne aşağılamalar...

Sadece CHP’liler mi?

Bugün hükümet saflarında yer alan birçok insan da o gün bu hakaret cephesinde saf tutuyordu.

Demirel ise büyük bir lidere yakışan cesaretle ve özgüvenle dimdik duruyordu.

Şimdi Yüce Divan’da yargılanmakta olan Mesut Yılmaz da...

* * *

Aradan altı yedi yıl geçti.

Araya tarihimizin en büyük tabii felaketlerinden biri girdi.

17 Ağustos, o bölgeyi yerle bir etti.

Ama o enkazın altından yeni bir inanç, yeni bir azim çıktı.

O fabrika yapıldı.

Ve bugün o tesis, Ford firmasının dünyadaki en başarılı fabrikalarından biri olarak ful kapasiteyle çalışıyor.

Binlerce işçi, aile, eş, çocuk, civar esnafı o fabrikadan geçiniyor.

Diyorum ya, tarih en adil tekzip mektubudur.

* * *

‘Devletin arazisini peşkeş çekiyorsunuz’
diyenler nerede?

Bir kısmı şimdi o yanlışı görmüş, yabancı sermayeyi çekmek için kapı kapı dolaşıyor.

Ya ‘bizimkiler’, yani sosyal demokrasinin iktidardaki partisi?

Aynı tas aynı hamam.

O gün fabrikaya, Amerikan sermayesine karşıydı.

Bugün İsrail’e, Arap sermayesine karşı.

Negatif ruh aynen kalmış.

Değişen sadece sermayenin ırkı...

* * *

Ya Demirel?

Güniz Sokak’taki evinde oturuyor.

Hálá gittiği her yerde Cumhurbaşkanı muamelesi görüyor.

Hálá ülkenin menfaatine gördüğü kararları destekliyor, fikirlerini açık açık söylüyor.

‘3 Ekim’de müzakereler mutlaka başlamalı’ diyordu.

Başladıktan sonra o televizyon senin, bu gazete benim aynı fikirleri savunuyor.

* * *

Siyaset, cesaret isteyen bir meslek.

Toplumların tarihi dönemeçlerinde siyasi cesarete daha da çok ihtiyacımız var.

Ama cesaret, yüreklilik riskli bir insan meziyetidir.

Gerçek değeri uzun vadede ortaya çıkan bir yatırımdır.

Cesaretin en büyük düşmanı, ‘o an’dır.

Yuhalanmayı göze almanız gerekir.

Ama bu, ülkesini seven insanlar için alınmaya değer bir risktir.

Bu yazıyı neden yazıyorum?

Dün ‘Radikal’ Gazetesi’nde (Bugün de Hürriyet’te), CHP Milletvekili Zeynep Damla Gürel’in yazdığı yazıyı okudum.

Demek ki CHP içinde de geleceğe yatırım yapma cesareti olan insanlar varmış.

CHP’li Gürel’e çok yüklenecekler.

Çok üzecekler.

Ona şunu söylemek istiyorum:

Sakın üzülmesin, etkilenmesin, yoluna devam etsin.

Çünkü tarih onun yanında olacak.

Tarih diyorsam, öyle 50 sene falan değil.

Artık üç beş sene bile yetiyor.

İşte Demirel’in o sözleri.

İşte yılda 1 milyar dolarlık ihracat yapan o fabrika.

İşte üç beş yıllık yakın geçmiş.

Ve işte fabrikaya, Avrupa Birliği’ne, yabancı sermayeye direnen kafalar...

Alın karşılaştırın ve karar verin.

Bugünün ucuz, popülist, arkaik hezeyanları mı?

Yoksa yarının, çocuklarımızın, torunlarımızın alkışları, minnet duyguları mı?..
Yazarın Tüm Yazıları