Çağdaş bir başkent olsa Ankara’dan taşınma olur mu?

‘ANKARA Ankara güzel Ankara...’ biz bu şarkılarla büyüdük ama gelin görün ki, o güzel Ankara’dan eser kalmadı. Bir kent her geçen gün biraz daha geriye gider mi?

Doğup büyüdüğünüz kentin sokaklarının magandalardan gezilmez hale geldiği, yollarda araç kullanılmaz hale dönüştüğü kalitesiz dolmuş ve taksi şöförleri ile... Hatta son olarak dala çıka, dura kalka Mithatpaşa Caddesi’ni katleden Ulus-Seyranbağları dolmuşlarına izin veren belediye... Düşünmek bile komik Roma’da, Paris’de bu tür uygulamaları... Ama gerçi onlar Avrupa Belediyesi en iyi başkent ödülünü alamazlar da bizim belediye alır...
Kızılay Meydanı’ndan geriye semte adını veren binanın yıkılıp, meydanın ise yok olduğunu görmek... Bu örneklerden yüzlerce saymak mümkün... Bilmiyorum, Büyükşehir Belediyesi’nce 10 yılda kaç heykel yaptırıldı, sanatsal etkinlikler, gece erkek halinizle bile yürüyemez haldeyiz, Şarkıcı Turgutlarda artış, Angara havaları, güzelim Gençlik Parkı’nın girilmezliği...
Şimdilerde iktidar ‘Finans Merkezi’ adı altındaki proje ile Ankara’daki Banka Genel Müdürlüklerini İstanbul’a taşıyor. Ankara’nın alışveriş ve sosyal hayatını yukarıya çeken bu kesimde yavaş yavaş Ankara’dan gideceğe benziyor, geçenlerde de Kara Havacılık Okulu’nun da gideceği duyruldu.
Ne olacak bunun sonu!
Tolga DİKER

Gökkuşağı’na bir öneri


ANKARA’da Eskişehir Yolu üzerinde, bugün atıl duruma düşmüş olan Gökkuşağı Alışveriş Merkezi (AVM), muhatap olduğu pek çok eleştiriyle kente ait ortak bir soruna dönüşmüş durumda.
Gökkuşağı AVM kuşkusuz kente ait vazgeçilmez ve tarihi bir yapı değildir ama bu yapının ortadan kaldırılması için tek neden araçların daha kolay geçmesi olmamalıdır. Öte yandan, trafik ile ilgili problemler hem yakıt kullanımını arttırdığı için hem de yaşam kalitesini düşürdüğü için kent düzenleyicileri tarafından dikkate alınmalıdır; ama bu, en önemli etken olarak değerlendirilmemelidir. Kentler araçlar için değil, araç kullanan kullanmayan tüm insanlar için kuruludur. Gökkuşağı AVM’nin bulunduğu alana bu algıyı sorgulatacak, araçların arasına sıkıştığımızı fark ettirecek yeni bir proje inşaası bu nedenle çarpıcı olabilir. Egsoz dumanı soluyarak yemek yenilip yenilemeyeceğini tartışmak yerine, neden bu kadar çok egsoz gazı olduğunu sorgulatan ve aracının egsoz borusundan gaz salarken, insanlara kendini sokağa tükürüyormuş gibi hissettiren bir proje düşünülebilir.
Gökkuşağı AVM alanının, rahatsız edici nesnelerle dolu bir heykel sergisine dönüştürülmesi düşünülebilir. Yanlarından geçen araçların egsoz gazlarıyla hergün biraz daha kararan, zehirlenen, insan ve hayvanlardan oluşan bir heykel sergisi inşa edilebilir. İtalya’da, Pompei’de, yanardağ lavlarıyla taşlaşmış insanların yerini Ankara’da, egsozdan zehirlenerek kimisi diz çökmüş, kimisi hastalanmış, kimisi yere kapaklanmış, kimisi çirkinleşmiş, kimisi ölmüş insanlardan oluşan bir heykel sergisi yeterince rahatsız edici olacaktır. Tüyleri simsiyah, gözleri hastalanmış kocaman bir Ankara kedisi, Ankara’nın amblemi olarak serginin önüne yerleştirilebilir. Heykeller her geçen gün biraz daha kararacak malzemelerden üretilebilir. Heykel tasarım sürecinde, ağırlıkları nedeniyle tünel üzerinde oluşturacakları baskı da göz önünde tutulmalıdır. Uygun şekilde aydınlatılmış heykeller belki en çarpıcı etkiyi karanlıkta sağlayacaktır; ama elektrik kullanımı israf düzeyinde olmamalıdır ve alan üzerinde güneş gözesi kullanımı imkanı sorgulanmalıdır. Böyle bir heykel sergisi alanının düzenlenmesi, heykellerin tasarımı ve inşaası üniversitelerin heykel bölümleri ile ortaklaşa yapılabilir. Bu konuda akademisyenlerin görüşleri eserlerin kalitesini ve etkisini arttıracaktır.
Sonuç... ‘Zehirlenen Heykeller Sergisi Projesi’ saha hazırlığı, sergi tasarımı, heykel tasarımı, heykel inşaası ve proje yönetimi ile ilgili diğer konuları (organizasyon, maliyet, zaman planlaması vs.) da kapsayan geniş kapsamlı bir projedir. Fakat başarıldığı takdirde insanlarda yaratacağı hisler, kentin refleksleri üzerinde etkili olabilir; bilinçli olan insanlarda araç kullanım alışkanlıklarını etkileyebilir; çevre ile ilgili hassasiyetlerin oluşmasına yardımcı olabilir; bisiklet, daha fazla raylı ulaşım, elektrikli ve/veya yakıtlı hücreleri araçların kullanımına yönelik tartışmaları daha canlı tutabilir.
Ekin KAYA-Hacettepe Üniversitesi, MYO Öğretim görevlisi, İklimlendirme Soğutma Bölümü Program Koordinatörü

3 ayda bir emeklilik işlemi yapılamaz mı


ÜÇ aydır emeklilik işlemlerimi yapamayan SGK kurumundan ilgili ve yetkililerinden şikayetçiyim.
İletişim çağında, her yerde bilgisayarların kullanıldığı günümüzde bu hıza, bu çabukluğa pes doğrusu... Ankara’da oturup, emeklinin, torununa, vatandaşın sıkıntılarına ne kadar ilgili olduklarının bir göstergesi.
İlgililerden sizin aracılığınızla cevap bekliyorum.
M. Emin DİNÇÇAĞ-SAMSUN

GÜNÜN SÖZÜ
“Adalet temellerinden sarsıldığında hiçbir şeyin sağlamlıından söz edilemez.”
(Nurullah AYDIN)
Yazarın Tüm Yazıları