Bugün BJK’yı destekliyorum (!)

Ne yapayım, FB’yi durdurmanın başka çaresi kalmadı. Karakartallar bugün kazanırlarsa hem ligin tadı geri gelecek, hem de Beşiktaş kendi kendiyle barışacak. Bundan daha iyi sonuç olabilir mi?

İçimden ne geçiyorsa onu yazmaya karar verdim artık kimselerin inanmadığı “iyi oynayan kazansın. En önemlisi dostluktur” gibi sloganların arkasına saklanmak istemiyorum.

Ben GS’lıyım ve bugünkü maçı BJK’nın kazanmasını isitiyormu. Benim gibi bütün GS’lılar da bugün BJK’yı alkışlayacaklar.

Ne yapalım, bu iş böyle.

FB’nin ligdeki hızlı yürüyüşünü yavaşlatmanın başka çaresi yok. FB gol atan bir takım hüviyetinde kolay gol yiyor ve kolay gol atıyor.

Bugünkü maçı da alırsa, önü daha da fazla açılacak. Ligin keyfi kaçacak.

BJK galip gelirse, etkileri daha büyük olacak.

1. Fenerbahçe ile Galatasaray ve Trabzonspor arasırdaki fark küçülecek. Bundan sonra yapılacak her maçın heyecanı artacak. GS’ın liderlik iddiaları daha inandırıcı olacak.
2. BJK moral kazanacak ve seyircisi ile barışacak. Demirören başkanlığındaki yönetim rahat bir nefes alacak ve güçlenecek.
3. Bu maç, hakem tartışmasına da yeni bir boyut getirecek. BJK haftalardır hakemlerden şikayet ediyor. İddiaları bu defa tam bir test’ten geçecek.

Neresinden bakarsak bakalım, bugünkü maç çok şeyi değiştirecek. Hangi klübü tutuyorsanız, beklentileriniz de ona göre farklılaşacak.

Tek fark, bu defa BJK ve GS’ın el ele, FB’nin ise yanlız dolaşması. Rekabet dediğiniz de bu değil midir.

* * *

İNSAN HAKLARI RAPORU KELİMİZİ GÖSTERDİ...

İnsan Hakları raporu, kelimenin tam nalamıyla turnesol kağıdına dönüştü. Resmi, resmi olmayan kişilerden oluşan bir grup insan bir araya gelmişler ve Avrupa Birliğine doğru gidilirken, ülkemizdeki İnsan Haklarını incelemişler. Bu rapora bir de “Azınlıklar” bölümü eklenmiş. Üstelik bu grup yasayla yasayla kurulmuş. Yani görevleri bu tip raporlar hazırlamak. Görüşlerini hükümete yansıtmak. Bu bir yasa tasarısı değil. Sadece bir görüş. Ne yaptırımı var, ne de resmiyeti...

Rapor daha taslak halindeyken bir fırtınadır koptu. Yazanlar yerden yere vuruldu. Türkiye’yi bölmek istemekle suçlandılar. Savcılığa başvurulup suç duyuruları yapıldı.

Beni en çok hayret ettiren, bir tartışmanın susturulması, bir düşüncenin söndürülmek istenmesiydi.

Konuyu tartışmak, karşı görüşlerle ortaya çıkmak değil, bazıları “düşünülmesinin” dahi yasaklanması için bağıra çağıra öne atladılar.

Hükümet kanadı deseniz korktu ve savunmaya çekilde. Komisyonu reddetti, raporu kötüledi.

Kopenhag kriterlerinin ne kaar uzağında olduğumuz, daha gitmemiz gereken çok yolun olduğu bir kere daha ortaya çıktı.

Yasaları değiştirebiliriz, ancak bu kafaları değiştirmedikçe işimiz çok uzun sürecek demektir.

EGE’DE BİRİLERİ KRİZ YARATMAK İSTİYOR

Gazetelerde okumuşsunuzdur. Ege’de yine –uzun bir aradan sonra- kara bulutlar yoğunlaşmaya başladı.

Yunanlılar, Kardak adası civarında Türk gemilerinin yoğunlaştığını ve uzun bir aradan sonra, havadaki 6-10 mil iddialarını çürütmek için Türk uçaklarının Ege üzerinde uçuşlarını birdenbire arttırdıklarını belirtiyor. Yunan basınındaki manşetler yine krizden söz etmeye başladılar.

Türk tarafı ise, olağan dışında bir gelişme yaşanmadığını, Olimpiyatlar sırasında ertelenen uçuşlar ve manevraların devreye sokulduğunu açıklıyor.

Ne oluyor, biz anlayabilmiş değiliz.

Kriz çıkartıp, Yunanlıları 17 Aralık öncesi kışkırtmak isteyenlar mi var, yoksa Atina’da Türkiye’yi vetolama provaları mı yapılıyor?

CHARLES GELMEZSE ÇÖPÜNÜ SOKAĞA AT (!)

Ben Mardin’lileri temiz insanlar olarak tanırım. Çarşamba günü Posta’daki bir habere çok hayret ettim. Prens Charles geliyor diye, Belediye hoparlörleri ile “iş yerlerinizin önüne çöp, kasa koymayın” anonsu yapmışlar. Sokaklar ararözlerle temizlenmiş, silip süpürülmüş.

Mardin halkı bu kadar pis mi?

Dükkanının, evinin önünü temizlemek için Prens Charles’ın gelmesi mi gerekiyor? Prens Charles gelmese Mardin’liler çöplerini sokağa mı atıyorlar?

FİTRE VE ZEKATLARINIZI ZİHİN ENGELLİ ÇOCUKLARA GÖNDERİN

ERAM, Özel Eğitime Muhtaç Çocuklara Yardım Derneği, biliyorsunuz zihin engelli çocuklarımıza kollarını açan, onlara eğitim veren nadir kurumlarımızdan biridir. Bu köşe’de bir kaç defa olağanüstü çalışmalarından söz etmiştim. Özürlü yavrularımıza kollarını açmış bir grup kahraman tarafından ayakta tutuluyor. Avukat Hüseyin Yarsuvat’ın 1989 yılında temelini attığı ve hala desteklediği okulun ihtiyaçları var. İhtiyaç, zihin engelli çocuk sayısının artmasıyla birlikte büyüyor.

Önümüz Şeker Bayramı.Fitre ve zekatlarınızı ERAM’a verebilirsiniz.

Nedeni çok basit.

Vereceğiniz paralarla bu çocuklarımızın ihtiyaçları karşılanıyor. Zihin engelli çocuklarımıza yardım etmek, sevapların en büyüğüdür.

Lütfen arayın ve bir defalık deneyin.

Türkiye İş Bankası Fatih şubesi 1272653 (TL)
Türkiye İş Bankası Fatih şubesi 639758 (EURO)
Ziraat Bankası Karagümrük şubesi 2187522-5002 (TL)
Ziraat Bankası Karagümrük şubesi 2192720-5001(EURO)
Ziraat Bankası Fatih şubesi 2109942-5001(TL)

NOT: Gidip, destek verdiğiniz okulu bir gezseniz, ne kadar dua aldığınızı, ne kadar büyük hayır işlediğinizi gözlerinizle görürsünüz. (Hatice Sultan mah. Niyazi Mısri sokak no:28 Karagümrük- Fatih Tel (0212) 531 47 82- 533 10 09

GALATASARAY’LILARDAN YARDIM İSTİYORUM

Sevgili Galatasaray’lılar;

Klübümüzün 100. yıldönümü belgeselini gerçekleştirme onuru Ünal Aysal’a, bu belgeselleri hayata geçirme onuru da bana verildi. Ünal Aysal “100 üncü yaşında Galatasaray’ıma bir yaşgünü hediyesi yapmak istiyorum” diye yola çıktı. Ben de, en iyi bildiğim bir işin en iyisini yapmak üzere harekete geçtim.

Ancak, sizlerin yardımınıza ihtiyacım var.

Elinizde GS ile ilgili eski bir film, anı, belge varsa lütfen bize bildirin. Veya aynı konuda donanımlı bir arkadaşınızın adres ve telefon numaralarını verin.

Ayrıca, aşağıdaki sorularımıza da lütfen yanıt veriniz:

1. Be belgesel’de hatırlayabildiğiniz kadar hangi yerli ve yabancı futbolcuları, hangi yerli ve yabancı antrenörleri ve NEDEN görmek istediğinizi yazın.

2. Belgesel’de izlemek istediğiniz “unutamadığınız maç ve golleri” yazın

3. Belgesel’de yönetici olarak kimlerin görünmesini istediğinizi bildirin.

Mehmet Ali BİRAND

(Mail: birtv@bilgi.edu.tr)

ALTAN ÖYMEN’İN ALTIN KİTABI...

Altan Öymen’in gençlik yılları, Türkiye’de ve dünyada olup bitenler... Değişenler... Gidenler... Kalanlar... Gelenler...

Altan Öymen son kitabı “Değişim Yılları”nda 1947-1951 yıllarını mercek altına alıyor... Yani İkinci Dünya Savaşı’nın ardından “Soğuk Savaş” ın başladığı yıllar... “İki bloklu dünya”nın hatta bir anlamda “iki dünyalı dünya”nın oluştuğu yıllar Türkiye, o “iki dünya”dan Batı dünyasının içinde yer almaya çalışıyor. O arada tabii, birçok değişime uğruyor. En önemlisi tek parti döneminden sonraki ilk iktidar değişikliği... Hem ülke yönetiminin sivil ve asker kadroları tamamen değişiyor. Hem de günlük alışkanlıklar... Ekonomi değişiyor. “Yerli Malı Kullanmalı” sloganı gidiyor. Vitrinler ithal mallarıyla doluyor. Gazeteler ithal mallarının faydalarını anlatan ilanlarla dolup taşıyor. Nazım Hikmet hapisten çıkıyor, “askere alınma” kaygısıyla kaçıyor.. Spordaki zaferler... Kahreden yenilgiler... Krallar ve artistler sosyetesi... Yenilenen caddeler... Yeşil boyalı Rus otobüslerinin yerini alan kırmızı boyalı Amerikan troleybüsleri... Minarelerden okunan ezanın değişen dili... Değişen besteler, pop starlar... Filmler... Başında şapka, elinde sigara röportaj yapan muhabirler... Kore Savaşı... Hepsi, Altan Öymen’in kendi “değişim”inin hikayesiyle birlikte bu kitapta... Hemen her sayfasında karikatürler, belgeler, gazete manşetleriyle resimlerle bezeli...Çok öğretici, ama en önemlisi çok çok keyifli mutlaka okuyun... Elinize aldığınız anda bırakamayacaksınız... Anılarınız tazelenecek, gözleriniz dolacak, güleceksiniz... Bu kitabı çok seveceksiniz... (Doğan Kitapçılık/ www.dogankitap.com.tr/Tel: 0 212 677 06 20)

KİTAP KÖŞESİ

DÜŞMAN KARDEŞLER


Yüzyıllardır aynı havayı soluyan, aynı duyguları paylaşan ama barışık yaşamayı bir türlü beceeremeyen Arap, Kürt ve onların arasındaki kavgada hep ezilen, Irak’ın gerçek efendileri Türkmenlerin öyküsü...

Gazeteci Vedat Yenerer’in kaleme aldığı “Düşman Kardeşler” Irak ile ilgili merak edilen pekçok soruya cevap veriyor. Hemen alın, okuyun ve Irak’a, Irak’ta yaşananlara bir de Türkmenlerin cephesinden bakın... (E-mail: www.bulutyayin.com Tel: 0 216 330 59 24)


(Bu yazı, Posta Gazetesinde ve aynı gün Hürriyet Gazetesinin tüm dış yayınlarında, Hürriyet internet sitesinde (www.hurriyetim.com.tr) Milliyet internet sitesinde (www.milliyet.com.tr) ve Daily News ekibi tarafından tercüme edildikten sonra hem ana gazetede, hem de Daily News internet sitesinde (www.turkishdailynews.com.) yayınlanmaktadır.)

Yazarın Tüm Yazıları