Bizi kim öpüyor?..

TÜM Türkiye’nin bir yıl bir ay merakla beklediği iddianame yerine, Başsavcı iddianamenin cisim olarak boyutlarını açıkladı en azından; 2455 sayfa, 441 klasör...

Kütüphanedeki "Risale-i Nur", "Yalan Rüzgárı", "Kuşatılan Türkiye", "Hayaletler Şatosu" kitaplarını üst üste koydum, "İşte böyle bir şey" dedim kendi kendime.

Daha da ileride açıklanacak ek iddianame olarak "Salata Tarifleri" kitabını da koydum en üste...

Aşağı yukarı iddianamenin hacmi bu kadar olmalı...

Ya içi?..

İşte bir tek o yok...

*

Neyse ki Başsavcı, "İddianamede ifade edilen terör örgütü, hepimizin bildiği anlamda klasik terör örgütü değildir" diyerek, henüz bilmediğimiz şeyin, öyle fazla da şey olmadığını şetti...

Ki ben zaten bu Ergenekon örgütünün, bildiğimiz klasik örgütlerden olmadığını taa başından anlamıştım. Çünkü; bizim İlhan Abi ile Mustafa darbe yapmaya kalkıyorlar. Bombayı kendi gazetelerine atıyorlar...

Kiminle işbirliği yaparak:

Tercüman Gazetesi...

Örgütün "kasası" olduğu ileri sürülen Kuddusi Okkır öldüğünde ise hastane parası bulunamadı.

Bildiğimiz klasik örgütlerden değil bu örgüt.

Misal; bildiğimiz klasik örgütler devleti, anayasal düzeni yıkmak istemezler mi?..

Başsavcı’nın açıklamamasına göre bu "Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni yıkmak ve görev yapmasını engellemek" suçunu işleyen bir örgüt.

Hükümet kim?..

AKP...

Bu durumda Türkiye’de her iki kişiden birisi bu örgüt kapsamındadır. İşte burada işin boyutu ve hacmi yine değişiyor ve ben kütüphaneden "Oyma Sanatı" kitabını da alıp koyuyorum muhtemel iddianame kalınlığının üzerine.

Eh işte, bu kalınlıkta bir şeydir...

*

Ben size söyleyeyim; Başsavcı dünkü açıklamama açıklaması ile bize önemli bir şeyi açıkladı aslında:

Türkiye’nin hukuk devleti olmadığını, bu gidişle olamayacağını...

Hacim tahmini için bir kitap daha ilave ediyorum muhtemel kalınlığın üzerine:

"Bizi kim öpüyor?.."
Yazarın Tüm Yazıları