Biz Romanlar kadar olamadık

MAKİNA mühendisi Ahmet Kahveci (makmuhkahmet@gmail.com), Türkiye’de küçük yerle sermayenin eridiğini aksine küresel sermayenin büyüdüğüne dikkat çekiyor ve “Küçük yerli sermayenin kooperatifler ya da şirketler kanalı ile acilen birleşip büyümelerini” istiyor.

Seyyar satıcıların tarihe karıştığını, bakkal, manav, fırıncı, lokantacı esnaf ve sanatkarın menkul ya da gayrimenkullerini satarak ayakta durmaya çalıştığını belirten Kahveci şu konulara dikkat çekiyor:
- Bir kısım esnaf sırf haysiyetti, bir kısım esnaf ise sigortalı görünebilmek uğruna dükkanını açık tutmaya çalışıyor.
- Maliye; kazan-kazanma; vergi almak için habire bastırıyor. 5 m2 dükkanı olan küçücük esnafla, 50.000 m2 dükkanı olan alışveriş merkezini; günde 5 lira alışveriş yapan bir zavallı esnafla, günde 750.000 lira alışveriş yapan bir devi aynı kefeye koyup ikisinden de aynı şekil de muhasebeci, defter, vergi, stopaj ve beyanname istiyor. İşsizlik belki de %30 ya da %40 dolaylarındadır.
- 10 milyon kadar kızımızla 10 milyon kadar erkeğimiz fakirlik ve işsizlik nedeni ile evlenememektedir. Maşallah zenginimiz; zengindir. Milletvekilllerimiz iyi para alır; yüksek dereceli emeklilerimiz de...
Velhasıl tuzu kurularla küçük sermaye birbirinin derdini anlamıyor.
İktidar, sen Türkiyesin, büyük düşün diyor. KİT’leri, bankaları, toprakları büyük büyük satıyor. Kentsel dönüşüm ve TOKİ ile binlerce konut işini bir müteahhitine veriyor, adamlarını ev sahibi ediyor. Romanları 100 TL’den ev sahibi yapacağım diyor. Biz romanlar kadar olamadık. Yabancılar Türkiye AVM’lerinde söz sahibi, oralarda satılan malların %70’i yabancı menşeilidir. Türkiye’de perakente satış işini 20 kadar firma ele geçirdi. İktidar basına hakim oluyor, ses dinlemiyor.
YARIN: Ne yapmalı

Ziraat Bankası’nda neler oluyor acaba


İBRET olsun diye bir okurumuzun mektubunu aynen yayınlıyoruz... Biliyorsunuz, genel memur sınavı ile personel almamaya başladı; şubelerde ikili görüşmelerle istihdam yaratılacak.
Fazla yorum yapmadan yazıya dönüyoruz:
“Adımı veremiyorum, çünkü yasal güvencelerimiz ve korkularımız olduğu için bu bu yolu tercih ettim.
Ziraat Bankası’nda bir gazeteci araştırma yaparsa çok seviniriz.
Son zamanlarda olmadığı kadar çok siyaset ve torpil
bulaşmış durumda.
Ziraat Bankası’nda çalışmaktayım fakat baskılardan dolayı adımı veremiyorum.
Milletvekilleri müdürlere baskı yapıyor usulsüz krediler için onaylamazsan seni oradan aldırırım, diyor.
Bire bir şahit olduklarım var.
İlçelerde sadece milletvekili kardeşinin işlemini yapan, başka hiçbir işlem yapmayan yöneticiler var. Dünyada eşi benzeri yoktur.
Hemşire ünvanı olan (sağlık çalışanı) yönetici olarak atanıyor Ziraat Bankası’na...
Bunları size faks bile çekebilirim. Ama dediğim gibi bizler sesimizi çıkartamıyoruz.
Staj yapacak öğrenciler için bile siyasetçiler devrede...
Banka tam bir AKP yuvası (teşkilatı) haline geldi.
Araştırılsın lisans yapmış, bankacılıkta kendini geliştirmiş 15-20 sene bankada her bölümde çalışmış personel var; yönetici olmak için sınavlara mülakatlara tabi tutuluyor. Ama hemşire gelip bankada yönetici oluyor.
Yani kredi isteyeceğiniz zaman önce iğne yapılacak.
Diğer bankalardan kariyeri olmayan kişiler torpili varsa istedikleri şubelere istedikleri ünvanla yerleştiriliyor. Bizlere ise al Doğuda kadro var, çalışırsan orada çalış deniliyor.
Eğer köşenizde bu yazdıklarımdan bir cümle dahi bahsedebilmeniz mümkün olursa, göreceksiniz ki Ziraat Bankası personellerinden sizlere ne evraklar ne şikayetler ulaşacaktır.
Bu arada hemşire ile hasta bakıcı bizde aynı katagoride gözüküyor. Yani hasta bakıcı iseniz bizde müdürlük yapabilirsiniz. Ama bankacı olarak yetişişseniz servis görevlisi olarak çalışırsınız.”
İçerikli bir yanıt gelirse köşemiz bankaya açıktır.

Bir soru...

TSK’dan 2009-2010 yılında askeri araç devrilmesi sonucu ölen asker istatistiklerinin yayınlanmasını talep ediyorum. Bir orduda bu kadar çok araç devrilip bu kadar çok zayiat mı verilir? Pes doğrusu...
Askere verilen değer ortada. Yasin TAN
Yazarın Tüm Yazıları