Bir yaram var ve durup durup kanayıveriyor

Tam ben yaram kabuk bağladı, artık iyileşti diyorum...

Haberin Devamı

Uzaktan gelen bir kayıp haberi rüzgarla uçup oraya deyiveriyor, pıt o kabuk düşüyor, yaram yeniden kanamaya başlıyor.

 

Yaram nasıl sızım sızım sızlayıveriyor anlatamam size.

 

Hissettiğim aynen bu.

 

Ya da yaşayan bilir dedikleri şey bu.

 

Artık hangisiyse...

 

Benim yaram var ya, yaramın da hala daha ara ara çok acıdığını biliyorum ya...

 

Başkası düşünce, onun da canının yanacağını, yarasının da ancak zaman geçtikçe iyileşeceğini biliyorum ya... belki ondan böyle oluyor.

Haberin Devamı

 

Başkasının yarası, benim de yaram oluveriyor.

 

İçim hüzünleniveriyor.

 

Ruhum mazide yaşamaya başlıyor.

 

Bu yaranın tarifi çok basit gibi dursa da, bana hissettirdiklerini anlatmak çok zor aslında.

 

Offf çekesim var dolu dolu şöyle!

 

Hani aylar evvel bir yazı yazmıştım “Hiç tanımadığın bir insanın kaybına kendininkiymişcesine üzülmek” diye...

 

Yine o yazının içine düştüm işte.

 

Yeter ki hiç kimse, hiçbir arkadaşım yaşayarak öğrenmesin dediğim şey... yine oldu işte!

 

Ayşe babasını kaybediverdi aniden.

 

Kendisini hiç tanımadığım, görmediğim halde, babasının bir dolu hikayesi ve anısı vardı bende bile.

 

Dinlerken bazen hüzünlendiğim,

Haberin Devamı

 

Bazen içerlediğim,

 

Bazen kendi hikayeme benzerlikler görüp gülümsediğim,

 

Bazen hayatta olmasına çocuk gibi özenip “Ah keşke benim de babam hala hayatta olsa da, kafa tutabilsem!” diye imrendiğim,

 

Ve bu düşüncemi farkedince utanıp hemen tahtalara vurarak tüm ana-babalara uzun ve sağlıklı bir ömür dilediğim...

 

...

 

Bazen bir insanı birebir tanımak gerekmiyor... hikayeleri yetiyor.

 

Benim de babam gidivermişti bundan 14 yıl önce,

 

Aniden ve beklenmedik şekilde...

 

Ben hala uğraşıyorum bu gidişe alışmaya, yokluklarla yaşamaya, gölgelerle, anılarla kavga etmeye...

 

Zor.

 

Çok zor.

 

Sevdiğin bir insanı kaybetmek çok zor.

 

Başınız sağolsun Ayşe.

 

Her şeyi zamana bırak...

Haberin Devamı

 

İçinden geldiği zaman konuş, anlat...

 

Doya doya ağla.

 

Komik hatıralar aklına gelince bas bir kahkaha.

 

İnsan bir tek böyle bir zamanda, hıçkırarak gülerken salya sümük ağlar aslında...

 

Sakın, sakın içine hiçbir şey atma.

 

Söyleyecek ve yapacak ne var ki başka?

 

Allah rahmet eylesin babacığına...

 

Yonca

“buralarda”

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları