Bir maç seyrettim; vay!

HAFTA sonları durum malum. Süper Lig başta olmak üzere, Brezilya, İtalya, İngiltere liglerinden futbol maçları; NBA, snooker, motosiklet yarışı derken insan tatlı bir şekilde hissedilse de tepe sersemi oluyor.

Hafta içi de durum farklı değil aslında. Geçen hafta pazartesi gecesi hariç her akşam bir maç seyrettim.

Villarreal-Arsenal, Barcelona-Milan derken perşembe gecesine geldik. Eşe dosta, sevdiğim arkadaşlarıma ve blog üyelerine haber saldım "TGRT’deki maçı kaçırmayın sakın; Middlesbrough-Steaua Bükreş ikinci maç" diye...
 
UEFA Kupası yarı final ikinci maçı. Romanya’daki ilk maçı Steaua 1-0 kazanmış. İngiltere’deki maç başlıyor. Steaua Bükreş, maçın hemen başında ilk golü, 20’nci dakika gibi de ikinciyi buluyor deplasmanda.

Herkes yıkılıyor tribünde sanıyorsunuz değil mi? Tabii kahroluyorlar ama yılmıyorlar. Çünkü takımlarının bir önceki turda Basel’i aynı böyle elediğini biliyorlar.

Fakat İngiliz ekibe, 150 yıllık tarihinde bir Avrupa Kupası’nda başarı görmemiş futbol çınarına 4 gol gerekiyor.

İlk yarı bittiğinde bir gol bulmuş vaziyetteler.

İkinci yarı başlıyor. Bu arada Steaua’nun kalecisi muhteşem bir maç çıkarıyor. Viduka’nın bazukalarını baldırıyla çıkarıyor filan...

Middlesborough, maçın son yarım saatine henüz girilmişken önce beraberliği, 5 dakika içinde de üçüncü golü bekliyor.

Sonrası müthiş bir mücadele. Seyredenin bile nefesi yetmiyor. Ve 89’uncu dakikada Middlesborough dördüncüyü buluyor.

Son saniyelerde Steaua Bükreş üçüncüyü atacak duruma gelince "Yok artık daha neler!" diyorum kendi kendime...

Müthiş maçtı hakikaten. Sadece haftanın değil, geçen ayın maçıydı bence. Yılın maçları arasına gireceğine de eminim. TGRT’ye teşekkür edelim...

Maraton ve TV Makinası

OKAN Bayülgen’in Televizyon Makinası’nı seyrediyorum ve çok eğleniyorum. Bayülgen, bir süredir ihmal ettiğini söylediği Medya Arkası bölümünü anons ediyor, bir alkış.

Sonra stüdyodaki ekranda Erman Toroğlu beliriyor ve "Hocam" diyor, stüdyoda alkışlar iktidara geçici bir süre el koyuyor.

Okan Bayülgen, "Mizahı kendi içindedir, o yüzden yoruma gerek yoktur" diyor ve Şansal Büyüka ile Hoca’nın "Göz... Aman hocam... Gözüne... Yapma hocam, lütfen hocam" şeklindeki şahane diyaloglarını yayınlıyor.

Okan Bayülgen’i bunu dalga geçmek için yapmadığı için, bu kolaycılığa kaçmadığı için, seyirciyi bu muhteşem diyalogla başbaşa bıraktığı ve hem Şansal Büyüka’yı hem de Erman Toroğlu’nu güzel bir şekilde andığı için, ayrıca tebrik ederim.

Son söz Erman Toroğlu’na... Erman Hoca; benim gördüğüm kadarıyla gençlerin sana tezahüratı müthişti. Şansal Büyüka’yla birlikte bir Televizyon Makinası ziyareti bence süper olur...

Balta ve sahanda yumurta

MARATON
’da, Fenerbahçeli taraftarların Trabzon seyahatine çıkarken yanlarına almayı uygun gördükleri baltalar, döner bıçakları vs ile ilgili haber yayınlandı. Erman Toroğlu, deplasman otobüslerinde seyahat edenlerin büyük bölümünün kafalarının da ’iyi’ olduğunu şu cümleyle ima etti: "Onlara o baltalar sahanda yumurta gibi gelir..."

Olaya küçük parmak basmak

 Faik Gürses: Demin Aziz Üstel çok mühim bir noktaya parmak bastı ama küçük kaldı.

 Aziz Üstel: Küçük parmağımla basmışımdır, ondan...

(CNN Türk. Futbolmania programından...)

Karpuz ve geometri

 Ahmet Çakar: Top geometrik cisimlerden hangisine benzer?

 Kazım Kanat: Ben sana söyleyeyim; karpuza benzer!

(ATV. Santra programı)
Yazarın Tüm Yazıları