Bekir Yıldız'ın anısına/acısına

Doğan HIZLAN
Haberin Devamı

Bekir Yıldız öldü. Türk edebiyatı bir gerçekçi yazarını daha kaybetti.

Güneydoğu onun edebiyatında dekoratif bir unsur değildi, Urfa'da doğmuştu.

Almanya gerçeği onun için sadece bir edebiyat malzemesi değildi, çünkü orada işçi olarak çalışmıştı.

Büyük şehirlerde yaşayıp sadece güneydoğunun edebi ve okur rantını yiyenler, gerçi onun adını unuttular, unutturdular.

Her davanın kendisiyle başladığını ispat edemeyip iddia etmek bizim alışkanlıklarımızın en tahrip edicisiydi.

***

Güneydoğu edebiyatı üzerine yazılmış eserlerden bir seçmeler düzenlesem, alacağım ilk eser Bekir Yıldız'ın Kaçakçı Şahan'ıdır. Acısı yaşanamayan ölümün, resmi zulümün ve yabancılmaşmanın gerçekten insanı ürperten şaheseridir.

Türkler Almanya'da adlı kitabında, başka değerlerin egemen olduğu bir toplumda yaşamanın panoramasını çıkardı. Kendi yaşamıydı yazdıkları.

O, hayatın katılığını söz sanatlarıyla yumuşatmayı pek fazla düşünmemişti.

Bekir Yıldız'ın bazı kitaplarında ustalık eksiklikleri görebilirsiniz. Bence bu, yaşadıklarını sıcağı sıcağına yazıya yansıtmasından kaynaklanır. Çünkü onun roman ve hikayelerinin çoğu, birer hayat tutanağıdır.

Almanların ahlak anlayışını, insan ilişikilerini bize köşeli gelen bir dille yazdı.

Dışı Kalaylı İçi Vayvaylı'da Almanya'dan gelen bir işçinin elindeki teypten dinlediği parça, bence bir komünün şarkısıdır:

‘‘Çalışma mafiş mayistarof (Meister, ustabaşı)/Alman kızları bayıltarof’’

Bekir Yıldız'da olağanüstü yoğun bir gözlemcilik gücü vardır. İnsanları, insanların davranışını izler, bu onun edebiyatı oluşturma devresidir, ondan sonra yazma süreci başlar.

Harran, otobüslerle yapılan Anadolu yolculuklarının yazıyla çizilmiş resmidir.

Kara Çarşaflı Gelin, edebiyatın kimi zaman katı gerçeklere aracılık ettiğinin hikayesidir. Kan davasının gayrı insani, gelenekle izah edilebilen uzantısının müthiş bir hikayesidir.

Kara Çarşaflı Gelin ve Barutçu Maho hikayelerinden oluşan Kara Çarşaflı Gelin filmi 14. Antalya Altın Portakal Film Şenliği'nde dört dalda ödül aldı.

Genzua'nın trajedisi, yerel bir Yunan tragedyasından daha az etkileyici ve çarpıcı değildir.

Bekir Yıldız'ın kitaplarını varaklerken kapakları bir başka dostun anısını tazeliyor; Mehmet Sönmez'in.

Beyaz Türkü'nün umut çağrıştıran kapağı, Kara Vagon'un renkli mintanlı Anadolu insanları...

İyi bir yazar, bugünü yazarken, yarının da habercisidir.

Ekonomik, toplumsal mutsuzluklarını kutsallığa sığınarak çözmek isteyenleri Bekir Yıldız yıllar önce Allah'ın Gölgesinde Koşanlar ve Toprağın Cellatları adlı röportajlarında anlatmıştı.

Yıldız, röportajla hikayenin sınırını kesin bir çizgiyle ayırmayarak bir arada vermişti.

Evlilik ve aile kurumu üzerine yorum arıyorsanız, Halkalı Köle ile Evlilik Şirketi'ni okuyabilirsiniz.

***

YILDIZ'ın bütün eserleri; kendi hayatının izdüşümüdür. Bu bakımdan o, yazmakla yaşamak arasındaki kan bağının yazarıdır.













Yazarın Tüm Yazıları