Bayram notları

Belki yoğun çalıştığım için, belki semtten dışarı çıkmadığımdan... Hayatım boyunca İstanbul’da olup da kesilen bir kurban görmeden geçirdiğim ilk Kurban Bayramı olacak bu. İki gün daha dişimi sıkarsam tamamdır.

Bayramdan hemen önce Galatasaray Hamamı’ndan Çukurcuma’ya giden berbat yolu düzeltti Beyoğlu Belediyesi... Çok da güzel oldu. Ahmet Misbah Demircan’a “Diğer yolları ne zaman yapacaksınız” diye sordum, “Beyoğlu’nun tamamını şantiyeye çevirmek istemiyoruz, biri bitince diğerine başlıyoruz” yanıtını verdi.

4.99 TL’ye D&R’dan DVD’ler topluyorum. Eski filmler ama içlerinde nefis şeyler var; unutulmazlar, tekrar tekrar görmek istediklerim. Demek ki neymiş, DVD fiyatları düşünce korsan kendiliğinden bitiyormuş.

Kapalıçarşı bayramda dört gün boyunca kapalı. Neden? Hadi bir gün, iki gün neyse de koskoca tarihi pazar dört gün kapanır mı? Yerli yabancı turist kapısından dönüyor. Nereden mi biliyorum, şöyle bir yürüyüş yapayım dedim, ben de kapısından döndüm de ondan...

Bayram gazetesi çıkabilir mi?

Bayramda gazetelere bakıyorum, her zamankinden ince çıkıyorlar... Doğru düzgün haber de yok, ilan da...
Köşe yazarlarının çoğu tatile çıkmış, yazanlar da baştan mı savıyorlar bana mı öyle geliyor anlamadım.
Yani bayramda tadı tuzu yok matbuatın...
Bir tek Selim Akçin, Kelebek’i çalıştırıyor. Yazarlara tek bir gün izin vermediği gibi hepimizi röportajdan röportaja koşturdu.
Ama bayramda medyayı Selim tek başına kurtaracak değil...
Madem gazeteler tat vermiyor...
Madem tirajlar düşüyor, madem ilanlar kesiliyor... Bayram gazetesinin yeniden çıkması şart artık.
16 yıl önceye kadar sadece bayram gazetesi çıkardı bayramlarda.
Biz o zaman toy gazeteciler olarak bayram gazetesinde çalışır, maaşımıza yakın para kazanırdık.
İhtiyacı olan gazeteciler ve yeni yetme muhabirler için bayram gazetesi kurtuluş demekti.
Her günü stres altında geçen gazeteciler de yılda iki kez nefes alırdı...
Dün iyi haber geldi.
Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Mehmet Atalay, yeniden bayram gazetesi çıkarılmasına patronların sıcak baktığını açıkladı.
Günlük gazetelerin bayramda yayınlarına ara vermesi, 16 yıl aradan sonra yerine bayram gazetesi çıkması ihtimali yükseldi.
“Gelecek yıldan itibaren bayram gazetesi çıkabilir” diyor Mehmet Atalay...
Olur da bu gerçekleşirse gazeteciler adına sevineceğim.
Ama benim merak ettiğim, ortadan karpuz gibi ikiye bölünmüş bu medyanın birlikte nasıl bir bayram gazetesi çıkaracağı...
Birinci sayfaya nasıl manşet atılır?
Mesela Silivri’den gelen bir mektup yayınlanır mı?
Hangi yazarlara gazetede yazı yazdırılır?
Başbakan eleştirilir mi?
Salih Memecan dansözlü bir karikatür çizmeye kalkarsa ne olur?
Yazı işleri masasında nasıl kavgalar çıkar?
Belki de sonunda o bayram gazetesi çıkmaz.
Çünkü 16 yılda köprülerin altından çok sular aktı, o zamanın bayram gazetesiyle bugünün bayram gazetesi aynı olamaz.

Akıl tutulması

Eskiden çocuklarının şehit düştüğü haberleri kameralar eşliğinde verilirdi ailelere... Oğlunun şehit düştüğü haberini kameralar önünde alan anne-baba, canlı yayında atardı kendini yerden yere...
Özel televizyonculuğun çocukluk hastalığıydı bunlar.
O hastalık geçen akşam yeniden nüksetti. Şile’de kaybolan küçük Berat’ın evinden canlı yayın yapan muhabir, yanındaki anneye çocuğunun öldüğü haberini verdi.
Çocuk ölmediği halde, kulağına gelen bilgiyi yanlış aktardı.
Üstelik bunu yapan TV’lerin en deneyimli muhabirlerinden biri Özay Erad...
Özay’ı tanırım, geçmişte Star Haber’de çalışmıştık. Her haberi aynı heyecanla sunar; bombacıyı da, baloncuyu da...
Berat’ın öldüğü haberini aileye vermeden, Berat’ın kardeşini uzaklaştırmayı düşünüyor ama bunun anneye canlı yayında söylenmeyeceğini düşünmüyor.
Üstelik Özay da bir anne...
Tam bir akıl tutulması...
Sadece Özay’ın değil, onun kulağına son dakika haberini verenin de, yönetmenin de, editörün de, Kanal D Haber’in toptan yaşadığı bir akıl tutulması.
Anne sinir krizleri geçirip kendini yerden yere atıyor, “yanlış habermiş” denip özürler dileniyor ve televizyon haberciliğinde son yılların en skandal görüntülerine imza atılıyor.
Canlı yayın böyle bir beladır işte... “Hata yapmaz” dediğin en güvenilir muhabirleri de terse düşürür...
Deneyimli haber merkezlerini de...
Yazarın Tüm Yazıları