Baykal'dan Ecevit'e sürpriz: ‘Birleşme şartıyla varım...’

Muharrem SARIKAYA
Haberin Devamı

CHP Lideri Deniz Baykal'ın, hükümeti kurma görevini aldıktan 14 gün sonra kapısını çalacak olan DSP Lideri Bülent Ecevit'e bugün bir sürprizi olacak.

Baykal, sürprizinin ne olacağı konusunda dün konuşmaktan kaçınıyor.

CHP Lideri'ne, CHP'nin etkin iki yerel yöneticisinin bugünkü görüşmeye dönük açıkladıkları niyetlerinde sürprizin yattığını belirtiyoruz.

Baykal, kısa bir duraksamadan sonra ne dediklerini merak ediyor...

Önce, Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen'in sözlerini aktarıyoruz:

‘‘Sayın Ecevit'in başbakanlığında kurulacak hükümete koşulsuz sahip çıkılması gerekmektedir. DSP ve CHP'nin oluşturacağı hükümetin ve sonrasındaki birlikteliğin ülkemizdeki sıkıntıların çözüm kaynağı olacağına inanıyorum. Bu tarihsel sorumluluğun gereği yerine getirilmelidir...’’

Ardından, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'ın sözleri:

‘‘İki liderin birbirlerini zora sokma çabasından vazgeçip, gel birlikte hükümet kuralım, seçimde de birlikte hareket edelim demesi lazım...’’

CHP içinden gelen bir başka öneriyi de aktarıyoruz:

‘‘Baykal, Ecevit'e ‘Genel başkanlığı da size bırakıyorum' diyebilmeli’’

* * *

Baykal, dikkatle dinledikten sonra şöyle diyor:

‘‘Yani görüşmede bunu müzakere etmemizi istiyorlar öyle mi? Benim belediye başkanlarım deneyimli ve haklıdırlar. Beni bilirler.’’

Belediye başkanlarının dile getirdiği bu önerileri Ecevit’e götürüp götürmeyeceği sorusuna yanıtı şöyle oluyor:

‘‘Artık, yeni bir yaklaşımın sıçrama noktası haline bunu getirmek lazım. Biz bu konuda elimizden gelen desteği gösteririz. Önemli, yeni, sürpriz, ciddi, iyi düşünülmüş bir yaklaşım sergileriz.’’

DSP Lideri Ecevit'in, DTP Lideri Hüsamettin Cindoruk ile görüşmesinin ardından yöneltilen bir soruya ‘‘Sağ blok, sol blok olmaz’’ karşılığını verdiğini hatırlatıyoruz.

Baykal, bu tür sözlerin her zaman söylenebileceğini, bu aşamada önemli olmadığını vurgulayıp devam ediyor:

‘‘Bu tür buluşmalar öyle tebligat buluşması şeklinde olmaz. Eğer öyle olacaksa bir anlamı yok. Yani ben şunu tebliğ etmek üzere geliyorum deniyorsa o zaman ne ben, ne de o kendi zamanını harcasın...’’

Hükümet görüşmelerinde her iki tarafın da karşılıklı adım atması gerektiğini söylüyor.

Bu açıdan olumlu bir yaklaşım sergilemek gerektiğini belirtip ekliyor:

‘‘Eğer tebligat görüşmesi olacaksa yazılı olarak yapmak da mümkün. Ama eğer buluşma olacaksa bir görüşme de olacaktır. Herkes bir düşünce ile gelecek, başka bir düşünce ile çıkacaktır. Çıkmaya hazır olacaktır, hazır olmalıdır.’’

Kendisinin meseleye bu açıdan yaklaştığını belirtiyor.

Görüşmenin bir inatlaşma ile son bulmaması gerektiğinin altını şu sözlerle çiziyor:

‘‘Ben öyleyim, inadım inat denmemeli. Ben de bir anlayış içindeyim, belli bir noktadayım.’’

Gelinen yerin, hiç kimsenin bir diğerine dayatma noktası olmadığını kaydediyor.

Bu aşamada yeni bir anlayış ve yaklaşıma ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Baykal sözlerini şöyle tamamlıyor:

‘‘Biz de bir milletvekilinin başkanlığında bir seçim hükümeti diyoruz. Ama önümüze yeni bir tablo gelince, ciddi biçimde yeni bir anlayışla bakacağız, yeni bir arayış ile yaklaşacağız. Bir noktaya gelince, 'Madem öyle diyorsunuz' diye biz de bir şey söyleyeceğiz. Ama hayır ben başka bir şey demem, sadece sen diyeceksin olmaz.’’

Baykal, bugüne dönük sözlerini ‘‘İyi niyetliyim’’ diye tamamlıyor.

Bunun yeterli olup olmayacağını ise bugünkü görüşmeye bırakmakla yetiniyor.



Yazarın Tüm Yazıları