Balyoz’dan Mısır’a Washington anekdotları

Türkiye’nin Mısır politikası Washington’da nasıl çiftbaşlılık olarak karşılandı?.. Balyoz haftası Amerika’nın Türk Ordusu’na bakışı nasıl?.. Ve Suriye’deki isyancılara gerçekten Amerikan silahı gidecek mi?.. İşte kısa kısa üç sıcak Washington anektodu.

Haberin Devamı

 

 

Anektot 1

 

Gül başka Erdoğan başka

 

Dün bunu önce Dışişleri Bakanlığı’nın günlük brifinginde sordum. “Mısır olayını darbe olarak nitelendirmediğinden Türkiye’nin Batı dünyasından yana bir bir hayalkırıklığı var ve Batı’nın bir şey yapmasını bekliyor. Peki sizin Türklerden ne beklentiniz var” dedim.


Sözcü Jen Psaki, şöyle yanıt verdi:
“Bakın her ülke ve her hükümet kendi kararlarını alacak. Bizim odaklandığımız, elbette, ileri giden kapsayıcı bir süreci teşvik etmek. Diğerlerinin de aynısını yapacağını kesinlikle umut ediyoruz. Ama bunun ötesinde diğer ülkelerin buradaki dahliyle ilgili beklentiler oluşturmayacağım.”


Podyumdayken kritik bir NATO müttefiği hakkında daha açık konuşmasını beklemek doğru değil elbette.
Bana kalırsa daha açık da söylenemezdi ama ben yine de sorumun peşini bırakmadım.
Ve konuyu bilebilecek bir Amerikan Dışişleri yetkilisini aradım.
Her zaman olduğu gibi bana “Siz ne düşünüyorsunuz” diyerek başladı.
Her zaman olduğu gibi ben de ona, “Benim işim soru sormak” demek zorunda kaldım.

Haberin Devamı


Sonunda sadede geldik.
Ve Amerikalıların şu anda kafalarını en karıştıran durumun Türkiye’den Mısır konusunda gelen karışık sinyaller olduğunu anladım.
Şu tabloya bir baksanıza...
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Mısır geçici hükümetinin büyükelçisiyle görüşüyor. Yürütmenin başı Başbakan Erdoğan bunun darbe hükümetini meşrulaştırmak olacağını söyleyip yeni hükümetin temsilcilerini görmeyi reddediyor.


Gül, Mısır’da itidal çağrılarına destek verip geçici hükümete ileriye yönelik mesajlar veriyor. Erdoğan Müslüman Kardeşlerin direnişine destek sunuyor.
“Anlamaya çalışıyoruz” dedi Amerikalı yetkili.
“Bir ikilik mi hissediyorsunuz” dedim.
“Bizim söyleyeceklerimizi Jen podyumdan söyledi, bugünlük orada bırakalım” dedi.
“Peki Türkiye’nin Müslüman Kardeşler üzerindeki etkisini itidalden yana kullanmasını istediniz mi” dedim.
Durdu. “Ben buna cevap verebilecek bir durumda değilim” dedi.
Teşekkür ettim, kapattık.

 

Anektot 2

 

Türkiye NATO kalitesini karşılıyor mu?

 

Amerikalılar Türkiye hakkında konuşurlarken her zaman dikkatlidirler, sadece bu olayda değil.
Niye?.. Elbette en başta NATO müttefikliği ilişkisinden.
Ama dün Pentagon’a çok yakın bir dostumun bana yolladığı, bir Amerikan Dışişleri yetkilisi ise aralarında geçen yazışmalara baktığınızda… İşin dikkatli konuşma faslından öte içeride bir endişe sınırına geldiğini de görüyorsunuz.

Haberin Devamı


Yazışmayı bana yollayan dostum, Dışişleri’ndeki arkadaşına soruyor:
“X, sence E (Erdoğan’ın kısaltması) ordunun sivil hükümetleri devirme sarmalını kırmak için yaptığını yapmak zorunda mıydı? NATO kalitesini karşılamak için belli bir standardı devam ettireceğini varsayıyorum.”
Dostumun bana uzun süre Türkiye’de kaldığını söylediği Dışişleri yetkilisi de ona vevap veriyor:


“Bence Erdoğan, orduya kendi hükümetini korumak için yapmak zorunda olduğunu düşündüğü şeyi yaptı. Ama kafasında uzun dönemli bir düşünce ya da NATO’nun belirlediği kuralları devam ettirme var mı? Ben bu konuda şüpheliyim. Biliyorsun, politikacılar genelde, özellikle üzerilerinde ordu gölgesi olanlar uzun vadeli düşünmezler. Eğer Erdoğan’ın Başbakan’ın duymak istemediği şeyleri ona dile getirme niyetinde bir askeri danışmanı varsa…  Başbakan etrafında iyi bir dinleyici olarak tanınmıyor.”

Haberin Devamı


Bu konuşmanın 361 sanıklı Balyoz Davası’nın Yargıtay süreci başladığında yapıldığını…
Ve iki ülkenin Dışişleri Bakanları neredeyse haftada iki kere konuşmaktan telefon arkadaşına dönmüşken Amerikan Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın Türk mevkidaşıyla bir kere bile teke tek görüşme yapmadığını düşürseniz.
Suriye işi bu derece sarpa sarmışken Washington’da Türkiye konusunda yaşanan endişelerden birinin ne olduğunu da anlayabilirsiniz.
Bu arada Chuck Hagel ve İsmet Yılmaz arasındaki kopukluğun en büyük nedeninin Türk Savunma Bakanı’nın yetkilerinin yasal açıdan sınırlı olmasından kaynaklandığını da rahatlıkla varsayabiliriz.
Başbakan Erdoğan’ın Genelkurmay Başkanı’nın halen kendisine rapor etmesini istemesinden…

Haberin Devamı


Anektot 3

 

Silah tasarısı vetolu oylamaya gelemez

 

Biliyorum, halen başta Türk Hükümeti bir sürü kesim Amerikalıların Suriye’de bir adım atmasını umuyor ama adım atmayacaklarını başka nasıl anlatabilirler ben de onu bilmiyorum.Yapacakları şey en fazla Suudi ve Katar silahlarının Suriye’deki radikallerin eline geçmemesi için CIA’ye koordinasyon görevi vermekti.
Onu da yaptılar.


Ama kırmızı çizgi saydıkları kimyasal silah kullanımı da gerçekleştiği halde Suriye’ye halen silah göndermediler.
Geçen hafta El Kaide yanlısı örgütlerle Batı’nın desteklediği ılımlı gruplar arasında çatışmalar çıkınca bundan sonra da zor.
Hem de Yönetim artık istese de zor… Çünkü silah yollama yetkisini verecek Kongre artık pozisyonunu netleştirdi.
Mayıs ayında Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Partili Robert Menendez ile Cumhuriyetçi Bob Corker ortak bir tasarı hazırlamışlardı.

Haberin Devamı


Yönetime Suriye’de isyancıları silahlandırma yetkisi veren S960 sayılı tasarı.
Geçen hafta Senato’nun etkin üyelerinden birinin hukuk danışmanını aradım. S960 ne oldu, diye sormak için…
“O büyük ihtimalle öldü” dedi.
“Anlamadım. Tasarı komitede ele alınmaya başlandı ve hazırlayan da komite başkanı. Nasıl ölür” dedim.
“O tasarı Genel Kurul’a gelemez çünkü büyük ihtimalle üzerinde veto var” dedi.
“Kim” dedim.
“Bilmiyorum ama Genel Kurul’da oylama göremez” dedi.
“Sizin pozisyonunuz ne” dedim.
“Eğer siz mi veto ettiniz, diyorsan hayır biz değiliz. Ama Suriye’de isyancılara silah gitmesine karşıyız. Senato’nun çoğunluğu da buna karşı” dedi.
Bu konuşmayı bir kenara kaydedin.


Önümüzdeki sene Obama ve Demokratların çok kritik bir Senato yarışına hazırlandığını ve Cumhuriyetçilere Temsilciler Meclisi’nin ardından Senato’daki çoğunluğu da kaptıma ihtimalinin ilk kez ciddi biçimde belirdiğini ekleyin.
Ki, bunu söyleyen de ülkenin yıldız istatikçisi Nate Silver…
Amerikan halkının ezici bir şekilde karşı çıktığı Suriye’ye silah gönderme işine Amerikan Yönetimi’nin gireceğini halen düşünüyor musunuz?..
Tekrar soruyorum…
Bir şey yapmayacaklarını daha nasıl anlatabilirler?..


https://twitter.com/tolgatanis

 

 

Yazarın son yazıları


#9 Temmuz 2013 Gülen: Bir çayımızı içer dönerler
#2 Temmuz 2013 İsrail sarı kekini 1963'te Arjantin'den almış
#27 Haziran 2013 2015 öncesi en kritik şartlı tahliye davası
#25 Haziran 2013 İşte ABD ve Türkiye’nin Suriye ve Gezi’deki farklılıkları
#20 Haziran 2013 İstanbul’u değil Doha’yı seçene müstahak
#18 Haziran 2013 İşte Suriyelilerin istediği uçuşa yasak bölge haritası



YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>



 

Yazarın Tüm Yazıları