Babanız bizi terk etti

Balçiçek Pamir’in Erol Evgin’le yaptığı söyleşiyi (2 Temmuz Pazartesi/Sabah) okudum da...

Erol Evgin efendiliğin kitabını yazmış adamdır hakikaten. "Nerede o eski İstanbul beyefendileri" diye hayıflandığınızda dönüp Erol Evgin’e bakın, yüreğinize su serpilsin.

Aynı şekilde, 50 yaşına gelmiş ve kocasını bir "taze"ye kaptıracağı günü endişeyle bekleyen kadınlar da Erol Evgin’e bakarak rahatlayabilirler.

34 yıl olmuş Erol Evgin evleneli. Hálá eşiyle mutlu mesut oturuyor. Demek böylesi de olabiliyor.

Bir yandan da iş ve sanat hayatını birarada, hem de "idare eder" değil, "başarılı" bir şekilde götürüyor oluşu var.

Bütün bunlardan, Erol Evgin’i tanımayan biri, sinameki bir tip olduğu sonucunu çıkarabilir.

Değil oysa.

Gayet eğlenceli, renkli, sosyal biri kendisi.

Böyle hepsinin biraraya gelmesine insan hayret ediyor doğrusu. Pek sık rastlamıyoruz zira. Çoğunluğun bir tarafından bir tarafı aksıyor mutlaka. Bu açıdan bakınca, benim için esas "uzaylı", Erol Evgin’dir.

*

Fakat bir laf etmiş sözkonusu söyleşide... Evliliklerden bahsederken...

"Neco karısına ve kızlarına geri dönecek"

Hoppalaaa!

Neco kızlarını da mı terk etmişti?

Bunu Neco’nun eşi Oya söyleseydi anlardım. Boşanmak zorunda kalan çoğu kadın yapar bunu çünkü. Erkeğin, kendisini terk etmekle, çocukları da terk etmiş sayılacağına inandırırlar, hem çocukları, hem erkeği. Ellerini güçlendirmek için yaparlar bunu.

"Babanız bizi terk etti"

Hayır, babalar çocuklarını terk etmez aslında. Fakat kadın bilerek, isteyerek öyle bir ortam yaratır ki, çocuklar da babalarıyla boşanmış gibi olurlar hakikaten.

Birtakım aklı başında insanlara dikkat ediyorum, babalarının onları başka kadın için terk ettiğini söylüyorlar çocukluklarından söz ederken. Öyle belletilmiş onlara, bir daha da sorgulamamışlar belli ki.

Ha, sahiden terk edip giden yok mudur? Arkasına bakmayan?

Vardır ama az.

Ve o azın çoğu da artık kadının hırsıyla baş edemeyip pes edenlerdir.

Tamam, erkekler için daha kolaydır ikinci hayata başlamak, hatta bu açıdan bakınca "çocuk kadınındır" da diyorum ama bu, babaların çocuklarını terk ettiği anlamına gelmez.

Neco’yla kızları arasında olan şey, kızların anneleri adına babalarına kırgınlık duymalarıdır en fazla. O da gelip geçicidir.

Ha, bir de kız çocukları áşıktır ya babalarına... Anneleriyle bile paylaşamazlar hani zaman zaman... Olsa olsa böyle bir şeydir.

Özetle, Neco kızlarını terk etmemiştir ki geri dönsün!

Hem Neco’nun kızları yaşları itibarıyla da "terk edilmiş" olamazlar.

07.07.07

Benim de hiç değilse yazı günüme denk düştü.

Vardır bir anlamı elbet. Şans her bir tarafıma gülecek midir artık... Yoksa eşekler ayağa mı kalkacaktır...

Boru değil!

Dünyanın her yerinden binlerce çift, bugün nikáhlanabilmek için aylardır uğraşıyor.

Neymiş, Musevilik, Hıristiyanlık, Müslümanlık 7 rakamını uğurlu sayıyormuş!

Bunu anladık da, peki dünyanın geçen sene 06.06.06 için koşuşturması neydi?

Hem de üç tane 6’nın yan yana gelmesi şeytanla ilişkilendirildiği halde?

Bana göre en doğru gerekçe biz Türklerinki. Nikáh kuyruğunda bekleyenlere sormuşlar, akılda kalacağı için bu tarihi istiyorlarmış.

Makûl geldi bana. Çünkü kadınlar, erkeğe her şeyi belletmeyi başardılar, bir tek evlilik yıldönümünü ezberletemediler. Bunu ana-babalarından bilen kızlar demek bir de bu yolu denemeye karar verdiler.

Aslında onlar da biliyorlar ki, erkek kısmının evlilik tarihini aklında tutamayışı tarihin zorluğundan değildir. Zorluktan olsa tuttuğu takımın futbolcularının doğum tarihlerini de hatırlayamaz. Halbuki sorun, bakın, sırf futbolcuların değil, masörünkini bile söyleyecektir.

Peki bu da değilse nedir 666, 777 ısrarı?

Ne bileyim...

Belki de ele güne karşı telefon numarası gibi kullanacaklar evlilik tarihini. Hani zikrettiklerinde karşı tarafın kolayca aklında kalsın... Çabucak ezberlesin cümle álem...

"Bizim evlilik tarihimizin elálemin hafızasında işi ne?" diyeceksiniz.

Haklısınız.

E, peki nedir o zaman?

Hoşluk.

Evet, maksat hoşluk olsun.

Ki işte bunu bütün kalbimle destekliyorum.

Zira evlilik, hoşluk takviyesi ister hakikaten. Yoksa tek başına... I-ıh. Ne kadar hoşluk yaparsanız, o kadar iyi.

Nitekim bir turizm şirketi sahibi geçtiğimiz günlerde üç nikáh iki düğün yaptı evlenirken. Biri uçakta, öteki harabelerde, beriki Kızıldeniz’de falan...

Bazılarının 30 yıl sonra tekrar gelinlik giyip nikáh tazelemesi, davet vermesi falan nedendir zannediyorsunuz? Birbirlerine doyamadıklarından değil, tam tersine... Hoşluk yardıma çağırılır.

MIŞ MUŞ

 Aldatılan kadın tüfekle kahve basmış.

Körle yattık şaşı kalktık.

Ağar "İşyerinde cinsel taciz bitecek" demiş.

Gitti erkek seçmenin oyları!

 Mağara adamı diyetiyle diyabeti önlemek mümkünmüş.

E, üç adet ızgara köfte için ava çıkılacaksa her gün, insan yemekten içmekten tamamen vazgeçebilir hatta.
Yazarın Tüm Yazıları