Aydın Candabak: Milli Eğitim'de atama curcunası

Aydın CANDABAK

MİLLİ Eğitim'de tayin şoku yaşanıyor. Yurdun dörtbir yanında görev yapan tam 241 müdürün yeri, istekleri dışında değiştirildi.

Siirt'in Şirvan İlçesi'ndeki müdür alındı, İstanbul'un Zeytinburnu İlçesi'ne verildi.

İstanbul'un Beyoğlu İlçesi'ndeki müdür de bir sabah kalktığında kendisini Giresun'un Aluçra İlçesi'nde buldu.

Milli Eğitim teşkilatı, deyim yerindeyse ‘‘hallaç pamuğu’’ gibi dağıtıldı.

Öğretim yılı başlamış, herkes kendine göre bir düzen kurmuş, Bakanlık Ali'yi almış oraya, Veli'yi yollamış buraya...

Böyle keyfilik, böyle düzensizlik, hem de ‘‘eğitim’’de nasıl olur diye insan şaşırıyor doğrusu.

*

Ne mantıksa, Milli Eğitim Bakanlığı şöyle bir karar almış:

Aynı yerde 10 yıllık hizmeti olan yöneticilerin görev yeri değiştirilecek.

Tek günahları bu.

Yoksa başarısızlıkları veya yolsuzlukları söz konusu değil aksine çoğu, geçirdiği teftişten yüzünün akıyla çıkmış.

Kimisi başarılarından dolayı takdirnamelerle de ödüllendirilmiş. Buna rağmen sadece ve sadece aynı yerde 10 yıldır görev yaptıkları için görev yerleri değiştiriliyor.

Tamam, değiştir.

Değiştir de artısı-eksisi tartıya girdiğinde, artısı ağır basıyorsa değiştir.

Sırf, kendi yandaşlarıma yer açamıyorum, mevcutları şöyle bir silkeleyeyim de dökülen dökülsün, yer açılsın anlayışıyla yapıyorsan, yanlış yapıyorsun demektir.

Bakın şimdi ne olacak?

Tam 241 yerde önemli bir süre, idari boşluk yaşanacak.

İstekleri dışında tayinleri yapıldığı için yöneticiler her çeşit yolu deneyecektir.

Kalan izinlerini kullanacaklar.

Rapor alacaklar.

Sonra bir güzel, yolluklarını alacaklar.

Her biri, neredeyse 1 milyar lirayı bulan yolluğunu aldıktan sonra, yeni görev yerine bir-iki günlüğüne gidip, göstermelik bir işbaşı yapacak.

Sonra yine rapor, vesaire...

Bu arada yürütmenin durdurulması için davalar açılacak. Kimi kazanacak, eski görevine dönecek, kimi kaybedecek.

Tahmin ediyorum ki, bu yöneticilerin çoğu, zaten emekliliğe hak kazanmış.

Bir kısmı emekliliğini isteyecek.

Dönmek için bir yolluk daha...

İdari açıdan boş geçen zamana mı, devletin bütçesinden çıkan trilyona mı, küstürülen yöneticilere mi, bölünen ailelere mi yanarsınız?

*

Hem sonra, ben şunu anlayamıyorum.

Bu tayinleri madem yapacaktınız, neden okullar tatildeyken yapmadınız?

Ama öğretmen atamasını okullar açıldıktan sonra ancak yapabilen anlayışın, Milli Eğitim müdürleri ile şube müdürlerini yıl ortasında yapmasını yadırgamamak gerek.

Hem sonra, eğitim aksamış-aksamamış, eğitimci evinden, çoluğundan çocuğundan koparılmış, kimin umurunda?

Maksat icraat olsun!