Ateş düşüren makam

KOCA koca adamların, boyunlarında kravatları, ayaklarında ayakkabıları, yere yatıp musiki dinlemek suretiyle hastalıklarından kurtulmayı beklemesiyle Türkiye’nin AB’den müzakere tarihi beklemesi aynı güne denk geldi.

Gazetenin bir sayfasında Avrupa’ya ‘Merhaba’ denirken, öteki sayfasında milletvekilleriyle bürokratlar transa geçmiş yatıyorlardı.

Bazen olur, resimlerin alt yazıları karışır... Neyse ki bu sefer olmamış. Yoksa bir bakmışsınız yere yatmış iyileşmeyi bekleyen vekillerin fotoğrafının altında ‘Avrupa’ya Merhaba’ yazıyor. Hayır, bize göre hava hoş da, ‘Bizimle alay ediyorlar’ diye su koyuvermeye kalkabilirdi AB liderleri... Gerçi bu halde de koyuvermeyecekleri ne malum.

* * *

Aldım başımı gidiyorum ama haberi kaçıranlar vardır belki. Efendim Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu diye bir grubun üyelerinin iddiasına göre, kişinin burcuna uygun bir makamda icra edilen müzik, çeşitli hastalıklara iyi geliyormuş. Mesela, İkizler burcundaki Bülent Arınç’ın ateşli hastalıklarına İsfahan makamı birebirmiş.

Ama öyle ‘bir yandan patates soyarken koy kasedi dinle’ şeklinde değil. Grubun TBMM Tören Salonu’nda gerçekleştirdiği gösterinin fotoğrafında da gördüğümüz üzere yere yatılıp birtakım hareketler yapılıyor müzik eşliğinde.

Aslında AB üyesi ülkelerde akıl olsa bize dahil olmaya çalışırlar. Bakın sırf bu bile olsa vaadimiz... Yani ‘Burcunuza göre müzik dinletmek suretiyle hastalıklarınızı tedavi edeceğiz’ desek, bu bile yetmez mi koşa koşa gelmelerine? Onlar bize ne vaat ediyorlar kuzum? Bilen var mı? İşte ateş düşürmeye yarayan bir makamları bile yok. Allah bilir ilaç içiyorlardır ateşleri çıkınca.

* * *

Marifetimiz bu kadar olsa... Tehlike anında organlarımızın kendisini yok etmesi var mesela... Dokuz yıl önce, geçirdiği trafik kazası nedeniyle hastaneye yatan genç, dokuz yıl sonra böbreğinin birinin yerinde olmadığını fark edince yeniden hastaneye koştu biliyorsunuz... SSK ‘Böbreği vücut yok etmiştir’ demiş. Demek vücut baktı ki böbrekte hasar var, imha etme yoluna gitti.

Şimdi sorarım size, bu güç başka hangi ülke insanına bahşedilmiştir?

Gerçi bilmiyorum, Türkiye’ye üye olurlarsa onlara da otomatikman geçer mi bu güç... Çünkü bizde doğuştan var bu. Onun garantisini veremeyiz AB’ye. Onlar yine klasik yöntemlerle tedavi olmaya devam edebilirler yani, bunu da dürüstçe belirtmiş olalım.


MIŞ-MUŞ

Baykal ‘2. sınıf üyeliği Meclis kabul etmez’ demiş.

1. sınıf üyeliği ise muhalefet icabı Baykal’ın içi götürmez.

Meyve-sebzenin yanı sıra günde 100 gr. çikolataya izin veren diyet, 7 yıl fazla yaşatıyormuş.

Kaymaklı kadayıf diye ben buna derim!

AB Komisyon Başkanı, ‘Türkiye sempatik olsun’ demiş.

Aşkolsun! Güzellik yarışmalarına gidip de ‘sempatik hareketleriyle herkesin gönlüne giren’ (fakat dereceye giremeyen) güzellerimizi unutuyorsunuz.
Yazarın Tüm Yazıları