Askerliğini yapmayan kadın kurtuldu

KURTULDU ama anasından emdiği süt de burnundan getirildi!..

Bir kamu kurumunun açtığı sınavı kazanan ve işe başlayan kadına, "Sen askerlik hizmetini yapmamışsın" denilmek suretiyle işine son verilmişti.

O KADAR ÇOK Kİ...

"Böyle şeyler de oluyor mu?"
diye sormayın. O kadar çok ki...

Daha önce 22 Şubat 2004 ve 20 Temmuz 2005 tarihlerinde yaşanmış iki olayı açıklamıştık.

Özellikle ikincisi çok ilginçti. Memuriyet sınavını kazanıp, TEAŞ’ta 4 yıl çalışan N.D’nin, "askerliğini yapmadığı" öne sürülerek, işine son verilmişti. Görevine son verildiğinde N.D’nin 6 aylık hamile oluşu da olayın bir başka boyutuydu...

Gerekçe olarak da "Güvenlik elemanlarında, ’askerlik hizmetini yapma’ koşulu aranıyor. Siz yapmamışsınız" deniliyordu.

İşin ilginç tarafı, örnek verdiğimiz her iki olayda da mahkeme, kadınların lehine Danıştay ise aksine karar vermişti...

Özetle, güvenlik elemanı olarak memuriyete başlayan kadınların, "askerliğini yapmadığı" belirtilerek, işlerine son veriliyor, Danıştay da bunu hukuka uygun buluyordu.

KADIN KURTULDU

Bugünkü yazımıza konu olayda da;

- İdare Mahkemesi, "güvenlik elemanı" kadınlarda "askerlik koşulu aranmayacağına",

- Danıştay 12. Dairesi de "aranması gerektiğine" karar vermişti.

- İdare Mahkemesi kararında direndi.

- Dava, hiyerarşik anlamda üst bir kurul olan, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na geldi.

Dava Daireleri Kurulu da, açılan davaya özgü kararında;

"Güvenlik elemanı olarak çalışan kadınlarda, askerlik yapma koşulu aranmayacağına..."

karar verdi (Dn. İd. D.D.K., 6.12.2007 Tarih ve E.2004/77, K.2007/2456).

Böyle olunca, askerliğini yapmayan kadının, bu gerekçe ile işine son verilemeyeceği kesinleşti.

Şimdi, darısı aynı gerekçe ile işine son verilen ve dava açan diğer kadınların başına...

Genç kız ve oğlan

GENÇ kız oğlana döndü... "Bluzumu çıkar..." Oğlan çıkardı. Kız devam etti: "Sutyenimi de çıkar!" Oğlan çıkardı. Kız gene konuştu; "Eteğimi de çıkar." Oğlan onu da çıkardı. Kız bir daha konuştu: "Külotumu da çıkar.." Oğlan onu da çıkardı. Kız haykırdı: "Sapık herif!. Sana kaç defa söyledim, benim eşyalarımı giyme diye."

Şişmanlara darbe üstüne darbe

UÇAĞA binen aşırı kilolu yolculardan "tubby tax" yani "fıçı vergisi" alınması konusunda, Avustralya’da bazı çalışmalar başlatıldığını daha önce yazmıştık.

Yeni Zelenda’lı yetkililer de "Ülkenin sağlık sistemine yük olacağı" gerekçesiyle, İngiltere’de yaşayan, yeni evli ve aşırı kilolu Rowan Trezise’ye, Yeni Zelenda’da oturma izni vermemişlerdi.

Şişkolara bir darbe de sigorta şirketlerinden...

İngiltere’de hayat sigortası şirketleri, obezlere sigara içenler gibi "hastalık riski yüksek" olduğu için yüzde 50 ile 400 arasında fazla prim uygulayacak.

Kısa sürede başlayacak olan yeni uygulamada, hem obez hem sigara içenlerde, ekstra sigorta primi yüzde 400’e kadar çıkacak.

Türkiye’deki aşırı kilolular, aman dikkat!..

Erkek ve kedi

Erkek kedi gibidir; kovalarsanız kaçar. Görmezden gelirseniz ve aldırmazsanız gelip ayağınıza sürtünür...

Helen Rowland

Kadınlar ne ister:
Sevilmek, dinlenilmek, arzu edilmek, saygı duyulmak, kendisine ihtiyaç duyulmak, güvenilmek ve bazen de sadece dokunulmak...

Erkekler ne ister: Dünya kupasına bilet...

Dave Barry

Akıllı erkeklerden iyi koca çıkmaz, çünkü onlar hiç evlenmezler.

H. Montherlant

Değiştirmek

EĞER hayatınızda bir şeyleri değiştirmek istiyorsanız önce kendiniz değişmelisiniz. Eğer şu ana kadar yaptığınız şeyleri yapmaya devam ederseniz; şimdiye kadar sahip olduğunuz şeylere sahip olmaya devam edersiniz. Jim ROHN

(Teşekkürler Cengizhan YÜCEEL)

Anasından doğduğu gibi

UZUN zamandır birbirlerini görmeyen Dursun ile Temel kahvede karşılaşmışlar. Dursun başlamış anlatmaya;

- Ula Temel artık yaşlanduk. Ayaklarum, kollarum, başum anlayacağun her tarafum ağriyi. Bu yaşliluk ne kötü bişeydur. E sen nasilsun bakalum?

Temel cevap verir,

- Eyiyum eyiyum. Anamdan doğduğum ilk günkü gibiyum. Başumda saçum yok. Ağzumda dişum yok. Altuma yapayrum haberum yok...

(Teşekkürler Hilmi BEKYEL)

Hanımkız bilir

Milletvekillerimizden
birine gelen bir ziyaretçiye, sekreterle aynı odada oturan danışman sorar;

"Adınız ne?"

"Hanımkız bilir"
diye cevap verir.

Danışman, bu kez sekretere dönerek işaretle "Biliyor musun?" diye sorar. Cevap "Bilmiyorum" olur tabii...

Bu kez danışman;

"İsminiz ne bacım?" diye sorduğunda;

"Hanımkız bilir" diye aynı yanıtı alır.

Danışman sekreteri göstererek;

"Hanımkız bilmiyor" diye kızgın bir ifadeyle cevap verir;

Sonra anlaşılır ki ziyaretçinin adı Hanımkız, soyadı ise Bilir’miş...

(Feyzullah ARSLAN, Gül Güldür Düşündür, s.185)

İnsanı iki şey öldürürmüş

Birincisi: Sevmediği insanın silahından gelen mermi...

İkincisi:
Sevdiği insandan gelmeyen ilgi... (Teşekkürler

Reyhan YILDIZHAN)


Yarınlar yorgun ve bezgin kimselere değil, rahatını terk edebilen gayretli insanlara aittir. Ciceron
Yazarın Tüm Yazıları