Anne... (2)

O gece sabaha karşı yağmur-şimşek-fırtına sesi ile uyandık. Bu yazın ilk şiddetli yağmuru yağıyordu Cunda’nın üzerine.

İlk aklımıza gelen, yandaki tarlanın ortasında yavruları ile yatan anne kangal oldu. Andree ile ayakkabılarımızı bile giymeden fırladık.

Yoldan denize doğru bir dere oluşmuştu, tarla ise sanki göl. Ve anne, yavrularının etrafında hızla dönüyor ve bağırıyordu. Onun o sesini belki de hiç unutamayacağım. Havlamak ile ağlamak arasında, yardım mı isteyen, yoksa tehlikeye karşı koyuş mu, bir annenin çığlığı ki...

Arada bir yandaki binanın saçağının altına koşuyor, yavrularına buraya gelin der gibi dönüp bakıyor, sonra yıldırım gibi onların yanına dönüyordu.

Yavrular ise ilk kez tanıdıkları yağmur karşısında şaşırmış, su birikintisinin içinde çırpınıp duruyorlardı.

Anne bizi görünce bir bize doğru, bir yavrularına koşmaya başladı.

Onları kucaklayıp alt kattaki bizim atölyeye taşıdık, havlularla kuruladık, bir minderin üstüne altısını dizdik.

Hemen uyudular...

Anne kapının aralığından bizi izledi, yavrularına kötülük yapılmadığından emin olduktan sonra sokulup kuyruk sallayarak, giysilerimizi öperek, muhtemel bir başka tehlikeyi mi önlemek istedi, yoksa teşekkür mü etti, bilemeyiz...

* * *

Bütün mahalle onları sevdi.

Firuzan Hanım (şair Orhan Veli’nin kız kardeşi), ressam Özen Tokatlı, heykeltıraş Sakine Özkan, komşularımız Ümmiye ile Musa, Seyhan ile Nazik, "Kaptan"ın eşi Kübra Hanım, Ayvalık eşrafından Rıza Bey...

Mahallede oturan genç-yetenekli veteriner Furkan Kamburoğlu tüm aşı ve testlerini yaptı.

Mahallenin tek emekçisi sevgili Hayrettin’in gözü bebeklerde.

Bir gece yine sabaha karşı yavrular ağladığında, komşumuz Nurcan Hanım ile Andree’nin yan yana tarlanın ortasına doğru yardıma koştuklarını görmüştüm.

(.........)

Sonra ne olduğunu size haftaya anlatırım.

Bize gelince; bu mahalleyi artık daha çok seviyorum. İyi insanları burada toplamışlar sanki. Her birinin boynuna sarılıp yanaklarından öpmek geliyor içimden. Bu insanların arasında olmak, onlara selam vermek, her sabah merhametli yüzlerini görmek ve boyunlarına sarılmak...

Kimi zaman bir taşın üzerine çıkıp bağırsam diyorum:

"Sağolun komşular..."

İşte; bir anne köpek ile yavruları bizi böyle yaptılar...
Yazarın Tüm Yazıları