Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği 'Kara' ikizler burcu

Bugün, yani 28 Nisan, Dünya Rehber Köpekler Günü...

Haberin Devamı

Ben de bu özel gün dolayısıyla size Türkiye’de okumuş ve mezun olmuş, lisansüstü eğitimli ilk rehber köpeği “Kara”yı tanıtayım...

Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği Kara ikizler burcu

“Kara” 21 Mayıs 2015 günü doğdu.

Safkan dişi bir Labrador.

Lisans eğitimini Ankara’da Birleşik Krallık Büyükelçiliği görevlileri gözetiminde tamamladı.

Ama eğitimi orada bitmedi. Bir de yüksek lisans eğitimi var.

Onu da İngiltere’de yaptı.

Yüksek lisans hocası, uluslararası rehber köpek eğitmeni Alan Boodk’du.

Rehberlik eğitimini Türkiye’de almış ilk köpek olarak tarihe geçti.

*

“Kara” üç yıldır Türkiye’deki Rehber Köpekler Derneği Başkanı avukat Nurdeniz Tuncer’in rehberliğini yapıyor.

Haberin Devamı

Ona her gün her ortamda eşlik ediyor.

*

Bu bilgileri nereden mi aldım?

Onun işe başvuruda verdiği CV’sinden... Evet bir özgeçmişi de var yani...

*

CV’sinde yazan bilgilere göre görev sırasında sevildiği takdirde dikkati dağılıyor. Ama görev dışındaki serbest zamanında sevilmekten, taranmaktan, okşanmaktan, koşmaktan, uyumaktan ve bir de horlamaktan zevk alıyor...

*

Rehber köpeklere ilgim, 3 yıl önce Samsung’un davetlisi olarak Seul’e gittiğimde başladı.

Orada Samsung’un kurduğu rehber köpek okulunu ziyaret ettim.

Dönüşte Türkiye’deki Rehber Köpekler Derneği’nin yöneticileri ile tanıştım.

Şimdi Rehber Köpekler Günü dolayısıyla size bir köpek daha tanıtacağım.

ERDOĞAN’IN VE KRALİÇE’NİN MİSAFİRİ OLMUŞ BİR ‘HOBNOB’ EMEKLİYE AYRILDI

“STAR” geçen hafta sonu emekliye ayrıldı.

Bunu Richard Moore’un dün attığı tweet’ten öğrendim.

Richard Moore, İngiltere’nin eski Ankara Büyükelçisi...

Şimdi İngiliz İstihbarat Servisi MI6’nın başında.

Eşi Maggie görme engelli...

*

Star 10 yıl boyunca ona gittiği her yerde rehberlik yaptı, eşlik etti...

İngiltere’de “Hobnob” denilen bir köpekti.

“Hobnob”, “Çok tanınmış kişilerle arkadaşlık eden” anlamına geliyor.

Moore Ailesi, İngiltere Kraliçesi tarafından kabul edildiğinde o da saraydaydı.

Galler Prensi Harry Çanakkale’ye geldiğinde ona eşlik etmişti.

Haberin Devamı

Türkiye’de de çok tanınmış bir köpekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan’ın Külliye’de verdiği yemeğe katılmıştı.

Ve Türkiye’nin ilk okumuş rehber köpeği Kara’nın da arkadaşıydı ve birlikte bu pozu vermişlerdi.

*

Rehberlik zor bir görev. O nedenle rehber köpekler 10 yıl sonunda emekliye ayrılıyor.

Star’a güzel bir emeklilik hayatı diliyorum...

ÇAĞAN IRMAK BİR KADIN İÇİN ‘ETLİ BUTLU’ DER Mİ

“ETLİ butlu” benim bir kadını anlatmak için kullanacağım kelimeler değil...

Hürriyet Pazar’da Hakan Gence’nin Afra Saraçoğlu mülakatında böyle geçtiği için yazdım.

Güzel bir mülakattı.

BluTV’de yeni gösterime konan “Yeşilçam” dizisinin oyuncusu Saraçoğlu, dizi çekilmeden önce Yeşilçam filmlerinde çok geçen ve bilmediği bazı kelimeleri öğrenmiş.

Haberin Devamı

O günün filmlerinde mesela “Teessüf ederim” sözü çok geçerdi. Ben bile bugün gülüyorum böyle ifadelere.

Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği Kara ikizler burcu

Saraçoğlu, mülakatın bir yerinde şöyle diyor:

“60’ların kadınları daha etli butlu. Çağan (Irmak) Hoca ‘O yıllarda yaşayanlar seni görse ‘Hasta herhalde’ derler demişti.”

Cümleden “Etli butlu” ifadesini kimin kullandığını tam çıkaramadım.

Saraçoğlu kendisi mi böyle diyor yoksa Çağan Irmak mı?

Tanıdığım Çağan Irmak’ın bir kadın için etli butlu diyeceğini sanmıyorum.

Tahmin ediyorum Saraçoğlu’nun ağzından çıkmış bu ifade...

*

Evet Yeşilçam kadını daha kiloluydu ama o yıllar aynı zamanda Batı’da Twiggy yıllarıydı...

1968’de tanıştığımda Tansu 46 kiloydu...

*

Haberin Devamı

Mülakatta hoşuma giden bir şey de şuydu...

İlk sevgilisine çıkma teklifi Afra Saraçoğlu’ndan gelmiş.

İşte bu çok güzel...

TÜRKİYE’DE KAÇ KİŞİNİN ADI AFRA’DIR

MÜLAKATI okurken “Afra” ismine takıldım.

Argodaki “afra tafra” deyimini biliyordum.

“Kibirli”, “çalımlı” demekti.

Ne yalan söyleyeyim daha önce böyle bir ismi hiç duymamıştım.

Türkçeye Arapçadan geçmiş.

Bir anlamı “13’üncü gün”müş...

Bir de “beyaz”, “temiz”,

“Ayak değmemiş toprak” anlamına geliyormuş.

Türkiye’de bu ismi taşıyan 3 bin kişi varmış.

OSCAR İZLENİMİ 1
AHTAPOTA İNSAN İSMİ VERİLMEZ Mİ

BELKİ bilmezsiniz ama Türk medyasında ahtapot yemeyen bir köşe yazarı vardır.

T24 yazarı Mehmet Yılmaz...

Neden yemediğini de şöyle açıklar:

Haberin Devamı

“Çünkü ahtapotlar duyguları olan canlılardandır.”

*

Pazar gecesi uykusuz kalıp Oscar törenlerini izlerken Mehmet Yılmaz’ın sözünü hatırladım.

Çünkü bu yıl belgesel dalında Oscar’ı, benim de seyrettiğim “My Octopus Teacher” (Ahtapottan Öğrendiklerim) adlı film kazandı.

Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği Kara ikizler burcu

TRT’de Oscar gecesini yorumlayan Alin Taşçıyan, Zeynep Atakan ve Mehmet Açar’ı kutluyorum.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da Oscar’ı çok güzel anlattılar.

Ahtapot belgeselini yorumlarken, Mehmet Açar “Filmde ahtapota insan ismi vermemişler. Bu çok hoşuma gitti” dedi.

Bilmiyordum, açıp Mehmet Açar’a sordum.

Filmin görüntü yönetmeninin verdiği bir mülakatta okumuş.

“Ahtapota bir insan ismi verip, onu insanla özleştirmek istemedik. O bir hayvan. Ve onu öyle anlamaya çalışmalıyız” demiş.

*

İlginç bir yaklaşım.

Bense hayvanlara insan ismi verilmesini çok seviyorum.

Bunu bir kere daha düşüneceğim.

Çünkü bunun benim açımdan özel bir durumu da var.

*

Ona isim vermemişler ama bir insana ahtapot ismi verilebiliyor.

Kim mi...

Ben...

Lisedeki lakabım “Ahtapot”tu ve bu lakabı kim taktı, niye taktı hâlâ da bilemiyorum.

OSCAR İZLENİMİ 2
HANGİ FİLM BU: ‘ÇOK SIKICI’, ‘ŞU ANA KADAR ÇEKTİĞİNİ ÇÖPE AT’, ‘BİR ŞEYE BENZEMİYOR’

Harrison Ford ödülü sunarken yaptığı konuşmada eski bir filminin çekimi sırasında yapılan yorumları ve çıkan yazıları hatırlattı:

“Çok sıkıcı”, “Bir şeye benzemiyor”, “Şu ana kadar çekilen bölümleri çöpe atın...”

Ve daha bunun gibi bir sürü ağır hakaret ve eleştiri...

Bunları anlattı ve sordu:

“Bütün bunlar hangi film çekilirken yapıldı biliyor musunuz?”

Biraz sustu ve ardından cevabını kendi verdi:

“Blade Runner...”

Yani dünya sinema tarihinin en önemli beş filminden biri...

Demek ki yılmamak lazımmış...

Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği Kara ikizler burcu

OSCAR İZLENİMİ 3
ACABA BİRİSİ ÖNCEDEN GLENN CLOSE’A BİR TÜYO MU VERDİ

OSCAR töreninde küçük bir de şarkı yarışması yapıldı.

DJ, eski bir şarkı çalıyor, misafirlerden birine ‘Bu şarkıyı tanıyor musun, Oscar’a aday oldu mu’ diye soruyordu.

Glenn Close’a sordukları şarkı “Da Butt”tı...

1988 yılında “School Daze” filminde meşhur olmuş bir şarkıydı.

Ünlü basçı Marcus Miller tarafından yazılmıştı ve E.U. adlı bir grup tarafından söyleniyordu.

Öyle çok bilinen bir şarkı da değil...

Ama Glenn Close şarkı hakkında o kadar ayrıntılı bilgiler verdi ki, şüphelendim.

Acaba bu sorunun sorulacağı kendisine daha önceden fısıldanmış mıydı?

Böyle tuhaf ayrıntıları bilse bilse Oray Eğin bilir...

Yüksek lisanslı ilk rehber köpeği Kara ikizler burcu

OSCAR İZLENİMİ 4
BİR CAZCININ RUHU BEDENİNDEN AYRILIRSA KİM NASIL BİRLEŞTİRİR

DISNEY’in çizgi film şirketi Pixar’ın hayranıyım.

Dolayısıyla benim için geçen pazar akşamki en sevindirici sonuç “Soul” (Ruh) adlı animasyon filmin Oscar almasıydı.

Filmin konusu geçirdiği kaza sonucu ruhu ve bedeni birbirinden ayrılan bir ortaokul müzik öğretmeninin hikâyesiydi.

Ruhuyla bedenini birleştirmeye çalışıyordu.

Caz benim için ruhu bedene yapıştıran müzik.

Filmi henüz seyretmedim ama seyretmeden
bile çok sevdim. Bir de Jamie Foxx ve Tina Fay seslendirmiyor mu...

Hastasıyım abi...

YAZ SEZONU İÇİN HARİKA BİR ŞARKI VE YENİ LİSTE

Geçen cuma streaming platformlara konan yeni bir şarkı var ki durmadan dinliyorum.

Adı “C’est Pas La Mer a Boire”.

Blank&Jones, Coralie Clement, Delhalt, Langklide söylüyor.

Cıvıl cıvıl bir ritim...

Rengârenk enstrümanlar...

Deniz kenarında, teknede, iskelede yazı açmak için
çok güzel.

Spotify’da yaz için bu ve ona benzeyen şarkılardan oluşan bir liste yaptım.

Adı “Paradise Bay Summer 2021...”

Kulaklıkla veya yüksek volümle dinlemenizi tavsiye ederim...

KATKIDA BULUNANLAR
Sayfa Editörü: Firuzan Demir
Düzeltmen: Metin Usta
Tasarım ve Uygulama: Selma Songül Zengin

Yazarın Tüm Yazıları