Maharetli kadınların renkli adası Burano

5dk okuma

Haberin Devamı

                    

Venedik Körfezi’nin kuzey ucundaki balıkçı adası Burano kentten yedi kilometre uzaklıkta. Dört ada köprülerle birleştirilmiş. Şöhretini rengarenk evleri ve özel danteline borçlu. Rivayete göre evleri farklı renklere boyayanlar kadınlar. Akşam eve sarhoş dönen balıkçılar yanlış kapıyı çalmasın diye! Kocalarının renkleri unutmaması için teknelerini de aynı renge boyamışlar... Burano dantelinin özel tekniğini de kocalarının ağlarını onarırken geliştirmişler. Okurumuz Ayşe Kaynarcalı gitti, izlenimlerini yazdı.

Dünyanın en romantik şehirlerinden Venedik’te üç dolu gün yaşadınız mı?
Gittiyseniz eğer, San Marco Meydanı’nda güvercinlere yem vermişsinizdir mutlaka, kanallarda gondolla gezmişsinizdir, daracık sokaklarında defalarca kaybolmuş, kendinizi Rialto Köprüsü’nün önünde bulmuşsunuzdur. Bütün bunların yanı sıra bol bol İtalyan dondurması da yemişseniz artık Venedik’in hemen yanında sizi bekleyen masal adasını ziyaret etme zamanınız gelmiş demektir. Venedik’e kadar gitmişken Burano Adası’nı gezmeden dönmek olur mu?

KISA HABERLER

Yeşil Cami rengine kavuştu

Adana’da duvarları ve minaresindeki sarmaşıklar her yıl baharda yeşeren Yeşil Cami, mahalle sakinlerine ve kenti görmeye gelen ziyaretçilere adeta görsel şölen sunuyor. Merkez Yüreğir ilçesi Köprülü mahallesinde, Seyhan Nehri yakınında 1930’da ibadete açılan Yeşil Cami, duvarları, kubbesi ve minaresini saran sarmaşıkların yanı sıra bahçesindeki bitki örtüsü zenginliğiyle dikkati çekiyor.



Top, Polonya’da dört köşe

Fotoğrafçı Akgün Akova, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’na hazırlanan Polonya’ya gitti. 50’ye yakın şehri fotoğrafladı. Karşılaşmaların yapılacağı Varşova, Poznan, Wroclaw ve Gdansk’ta çektiği fotoğraflara Gülden Akıncı ile metinler yazdı. “Bir Aynada İki Ülke” projesi dört yıl sürecek, bu süre içinde iki ülkede sergiler açılacak, kitaplar yayımlanacak. İkili projenin ilk sergisini geçen hafta cuma günü “Top, Polonya’da Dört Köşe” adıyla Galatasaray Meydanı’nda açtı. Sergi 10 Haziran’a kadar açık kalacak. 7-21 Haziran’da ise İzmir Kordon’da açılacak.

Uludağ’da 33 endemik bitki tespit edildi



Yaz aylarında doğaseverleri ağırlayan Bursa’daki Uludağ’da, dünyada sadece bu bölgede yaşayan 33 bitki türü tespit edildi. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gönül Kaynak, endemik bitkilerin yanı sıra Türkiye’ye özgü de 170 bitki türünün de bu bölgede yetiştiğini söyledi. Bursa’da düzenlenen “Uludağ’ın Biyolojik Çeşitliliği, Önemi ve Yerli Gen Kaynaklarının Korunması” başlıklı toplantıda konuşan Prof. Kaynak turizm hamlesinin bu çeşitliliği tehdit ettiğini hatırlattı. Doğayla barışık turizm yapılması, 5 bin kişilik oteller yerine çevreye zarar vermeyen küçük butik otellerle turizmin geliştirilmesi çağrısında bulundu.

Haberin Devamı

 

Haberin Devamı

EVİN RENGİNİ İZİNSİZ DEĞİŞTİRMEK YASAK

Haberin Devamı

Burano, tertemiz, rengârenk, küçücük bir kasaba. Mor, pembe, yeşil, sarı, turuncu; her ev ayrı bir renk, ayrı bir coşku. Her pencerede ayrı bir çiçek, her kapıda başka bir sürpriz. Rengârenk olmalarının sebebine gelince...
Rivâyete göre; adalı balıkçılar gece karanlığında, sarhoş olarak dönerken karıştırıp yanlış evin kapısını çalarmış. Kadınlar her evi farklı renge boyamakta bulmuş çareyi. Sadece evleri değil, balıkçı sandallarını da evleri ile aynı renge boyamışlar; kocaları kendi renklerini unutmasınlar diye. İşte bu yüzden, evlerin önündeki küçük kanalda evlerle aynı renkteki sandalların aksi düşüyor suya, rengârenk. Geçmişten gelen bu gelenek, adanın turistik özelliği olarak da devam etmekte. Evlerin renkleri belediye tarafından koruma altına alınmış olup evinin rengini değiştirmek isteyenlerin belediyeden izin alması gerekiyor.

 

Haberin Devamı

ÇOCUKLUĞUMU HATIRLADIM

Haberin Devamı

Masal adasında kaybolmak çok eğlenceli. Kanalın iki yanına sıralanmış çift katlı evlerin arasından geçip, arka sokakları keşfe çıkıyoruz. Eflâtun boyalı, yeşil panjurlu bir evin bahçesinin önünde durup etrafı seyrederken neden bilmiyorum, çocukluğumda okuduğum roman geliyor aklıma: Gulliver’in Gezileri. Bahçede boylu boyunca yatan Gulliver’in kendisini yere bağlayan ipleri çözüp, ayağa kalktığını ve bu sokaklarda gezdiğini hayal ediyorum.
Evler gerçek olamayacak kadar şirin, yaşadığımız zaman, bu zamanda olamayacak kadar bâkir geliyor bize.
Arka bahçelerde baharın ilk çiçekleri, kapıların önünde birbirinden sevimli paspaslar, pencerelerin her biri ayrı bir sanat eseri âdeta. Evlerin duvarlarına tezat renklerde boyanmış pervazların arkasındaki sakız beyazı dantel perdelerden gözlerini alamıyor insan. Bu pencereler, danteller, mis kokulu saksı çiçekleri beni alıp alıp çocukluğuma götürüyor.

 

KARNAVAL MASKELERİ MÜŞTERİ BEKLİYOR

Bazı sokaklar çıkmaz, ucuna kadar gidip geri dönüyoruz. Kasabanın sakinleri de evleri gibi huzur dolu ve misafirperver; turistlerin kapılarının önüne kadar gelip fotoğraf çekmelerine alışkın. Gülümsüyorlar, selamlıyorlar.
Küçücük bir kasaba olmasına rağmen kocaman bir meydanı var Burano’nun. Venedik karnavalından kalan ve alıcı bekleyen yüzlerce maskenin satıldığı dükkânlarla, cam işçiliğiyle ünlü komşu ada Murano’dan gelen hediyeliklerle tıkabasa dolu dükkânlar yanyana. İnsan ülkesine dönerken ne hediye götüreceğini şaşırıyor doğrusu.
Meydanda adı adayla özdeşleşmiş, Buraneolle lakaplı İtalyan besteci Baldassarre Galuppi‘nin heykelini selamlıyoruz. 1706 -1785 arasında yaşamış, 100’den fazla opera bestelemiş. Kasabanın ana caddesine de adını vermiş. Meydanın etrafında görülmeye değer önemli yapılar eğik çan kulesiyle San Martino Kilisesi, Santa Barbara Şapeli ve Dantel Müzesi ve Okulu.

 

BALIKÇI EŞLERİNİN ŞAŞIRTAN MAHARETİ

Geçmişte kasabanın en önemli gelir kaynakları balıkçılık ve dantel üretimiymiş. Bugün de ada kadınlarının özel dantel tekniği konusundaki hünerleri dünyaca ünlü. Kocalarının balık ağlarını tamir ede ede, dantelcilikte de özel teknik geliştirmişler. Her biri birer sanat harikası. Büyük sabırla işlenmiş son derece kaliteli Burano dantelleri adaya gelen dünyaca ünlü misafirlere de hediye edilmiş. İğneyle işlenerek yapılan bu çok özel dantel işleme tekniği kuşaktan kuşağa aktarılmasına rağmen, günümüzde bilenlerin sayısı az. Dantel masa örtüleri, peçeteler, yastıklar. İster alın ister almayın ama eğer kadınsanız, dükkânların içine dalıp, son derece şık sergilenen el işi örtülere dokunma isteğinize engel olamayacağınızı bilin.

RESTORANDAKİ TÜRKÇE MÖNÜ

Galuppi Caddesi’nde, vitrinindeki kuklalar ve balkonundan halkı selamlayan Meryem Ana, İsa maketleriyle dikkatimizi çeken Galuppi Restaurant’ta yemeğe giriyoruz. Dışardaki masalardan birine yerleşip Koreli garsondan mönü istiyoruz. Tipik İtalyan restoranında garsonun konuşmamızdan Türk olduğumuzu anlayıp,Türkçe mönü getirmesi sürpriz oluyor. Gülümsüyoruz.
Ilık bahar havasında, sürahide getirilen soğuk beyaz ev şarabının verdiği keyfe diyecek yok. Mönü leziz deniz mahsulleri, makarnalarla dolu. Dişlerimin simsiyah olmasına aldırmadan mürekkep balıklı risottoyu denemeseydim aklım kalırdı doğrusu.
Restoranın yanındaki bakkalın vitrininde, albenisi yüksek, çeşitli ambalajlarda satılan limonçellolardan birkaç tane almadan ayrılmayı düşünemezdik. Güleryüzlü tezgahtar, kasabanın meşhur bisküvisi Bussola Buranello ile tanıştırıyor bizi. Eskiden denizcilerin uğrak yeri olan kasabanın kurabiyesi de denizcilik terimlerine uygun isimlendirilmiş: Burano’nun Pusulası. Bu lezzetli, limon ve vanilya aromalı küçük İtalyan kurabiyelerinin daire şeklinde olanlarına Bussola, “S” şeklinde olanlarına ise Essi deniyor. Eskiden sadece paskalyada satılan bisküvileri şimdi yılın her döneminde bulmak mümkün.
Birkaç dükkan ötede, önünde kocaman bir dondurma maketi olan dondurmacıya dalıp, oğlumla meşhur İtalyan Galette seçeneklerinin tadına bakıyoruz. Dondurma seçenekleri hem çok fazla, hem de lezzetlerine diyecek yok. Burası İtalya, dondurma cenneti...
 
DENİZ TAKSİSİYLE 20 DAKİKA

Venedik merkezinden Burano’ya yarım saatte bir vapur seferi var. (Vaporetti, line 12) Yolculuk 45 dakika sürüyor. Venedik’e özgü deniz trafiği, sudaki trafik işaretleri, bir otobanı andıran geliş - gidiş güzergahları yolculuğu çok keyifli kılıyor. Hele hava da güneşliyse. Biz, deniz taksisiyle 20 dakikada adaya ulaştık. Pazarlıkla gidiş-dönüş 140 Euro ödedik.

 

 

Haberle ilgili daha fazlası: