Alzheimer’dan hâlâ iyi haber yok

Serdar Turgut, geçen pazar günü köşe yazısında, ‘Alzheimer hastalığının tedavisi için mucize bir öneri’ getirerek hastalığın belirtilerini hafifletmek ya da korunmak isteyenlere ‘hindistancevizi yağından faydalanmayı’ tavsiye etti. Üzülerek belirteyim ki bellek kaybı ve Alzheimer hastalığı alanında nörologlar bu önerinin güvenilir bir bilimsel desteğinin olmadığını düşünüyor

Haberin Devamı

Alzheimer’ın tedavisinde Hindistan cevizi yağını kullanmanın faydalı olup olmadığını bu alanda uzmanlaşmış bir nörolog meslektaşımla, Kognitif Nöroloji ve Demans Kliniği’nin kurucularından Dr. Gülüstü Kaptanoğlu ile konuştum. Dr. Kaptanoğlu bu konuda çok özel eğitimler almış, uzmanlaşmış bir isim. Verdiği yanıtları aşağıda okuyacaksınız. Bellek problemlerine ilişkin düşüncelerimi ve bu konuda yapabileceklerinizi ise yarın Hürriyet’te bulabilirsiniz. Hepinize iyi bayramlar diliyorum. Sağlığınız tam, huzurunuz daim olsun.

ÖNEMLİ

Tedavi için önce sebebi bilinmeli

Hindistancevizi yağının Alzheimer Hastalığını tedavi edebileceği doğru mu?
- Alzheimer ve parkinson hastalığına dair her mucize tedavi haberi çıktığında, hastalarımız ve ailelerinden telefonlar, mesajlar yağar. Ben de onlara “Gerçekten Alzheimer hastalığını önleyen ya da iyileştiren bir ilaç bulunduğunda, bu bütün dünyada gazete ve TV’lerin ilk haberi olacak merak etmeyin” derim.
Herhangi bir ilaç hem Alzheimer’a hem Parkinson’a hem Multipl Skleroz’a hem de epilepsiye deva gibi sunuluyorsa muhtemelen hiçbir derde deva olmuyor. Hastalıkların gerçek şifalarının bulunmasının tek yolu sebeplerinin ortaya çıkarılması. Alzheimer’ın da Parkinson hastalığının da sebeplerini hâlâ tam bilmiyoruz ve bu nedenle tek bir ilaç ya da gıdayla kesin çare bulmaya çok uzağız. Yeni bir ilaca, bir hastalığın tedavisine yönelik lisans verilmesi ancak klinik çalışmalardan geçmesiyle mümkün.
Bu klinik çalışmalarda ilaçların hastalığa etkinliği ve yan etkileri değerlendirilir. Çalışmalar plasebo denilen yalancı bir ilacın da verildiği kontrol gruplarıyla yapılır ki, hastanın da doktorun da ilacın işe yaramasını çok istiyor olmasından kaynaklanabilecek psikolojik iyilik hali, gerçek ilaç etkisiyle karıştırılmasın. Ama tıbbi gıdalar olarak gruplanabilecek maddeler, bu tür klinik çalışmalar tamamlanmadan, asgari kontrolle büyük bir pazara yeni ürünler olarak sunulmakta. Üstelik de etik olmayan bir umut tacirliğiyle. Ama maalesef yakın zamandaki deneyimlerimiz de gösteriyor ki en masum görünen vitaminlerden bazıları dahi, doğru kullanılmadığında bazı kanser türlerinin riskini artırabiliyor.
10 yıl kadar önce Alzheimer hastalığını önlemek iddiasıyla çok moda olan, yüksek dozlardaki E vitamininin bugün ömrü kısaltıcı etkileri olabileceği ortaya çıkıyor. Bu nedenle önerilen her ilaç adayına önce zarar vermemek prensibiyle bilimsel bir şüphecilikle yaklaşma sorumluluğunu taşıyoruz.

Haberin Devamı

AKLINIZDA OLSUN

Haberin Devamı

Hastalığın seyri mucizeden uzak

Hindistancevizi yağı işe yarayabilir mi?
- Geçen hafta basında gündeme gelen, ‘Alzheimer için mucize haber’ başlıklı yazıda ele alınan hindistancevizi yağının Alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurduğu, koruyucu olduğu haberini, gelen yoğun sorular üzerine ben de inceledim. Bu yazıya kaynak olan olguya dair yazıları okuyunca seyrin bir mucizeden son derece uzak olduğunu görüyoruz. Üstelik yazıları bilimsel bir süzgeçten geçirince, hindistancevizi yağı içerken hastanın bir yandan hastalık mekanizmasına daha direkt etkisi olabilecek farklı bir deneysel ilaç (amiloid patolojisini azaltmaya yönelik gama sekretaz inhibitörü) almakta olduğunu, ayrıca Hindistan cevizi yağına ek başka destekler verildiğini görüyoruz. Bunlar arasında yer alan zerdeçal bazı başka araştırmacıların Alzheimer için mucize gibi gördüğü bir Hint baharatı. Maalesef öyküsü anlatılan hastada gene de anlamlı sayılacak bir klinik düzelme görülmediği gibi, yavaş da olsa hastalığının ilerlediği anlatılıyor.

DİKKAT

Haberin Devamı

Bir başkasında faydası görülmemiş

Bu tür tedavilerin faydalı olabileceğini ileri sürenin de doktor olması önemli değil mi?
- Eşinin hastalık ve tedavi öyküsünü bu tedavilere çok inanarak anlatan Dr. Mary Newport, yeni doğan uzmanı bir çocuk doktoru ve Hindistan cevizi yağının faydasını ketoasit oluşturmasına bağlıyor. Ketoasitlerin açlık sırasında dahi beyne sürekli enerji sağlayabileceği ve bu şekilde hücre yıkımını önleyebileceği öne sürülüyor. Hindistancevizi yağı veya benzer orta zincirli trigliseritlerle Alzheimer hastalığı tedavisinde henüz gerçek bilimsel ölçütlere uygun sonuçlanmış hiçbir çalışma yok.
Söz konusu mekanizmanın umut verici yanları olsa dahi aslında Alzheimer ve benzeri hastalıkların sebebine yönelik olmadığı için, en iyi ihtimalle bu tür hastalıkların sonucu olan hücre yıkımını yavaşlatma potansiyeli dışında bir etki ummak gerçekçi görünmüyor. Böyle bir yavaşlatma da, eğer kanıtlanabilirse, elbette hafife alınacak bir etki değil. Dr. Newport, ilk raporundan üç yıl sonra 2011’de yazdığı raporda, kendi hikayelerinden etkilenerek bu yağı ilaç olarak kullanan kimselerde de mucizevi bir sonuç bildirmiyor. Kendisine yazan bazı hastaların yakınları hiç yarar bildirmezken, biraz yararlandığını söyleyen hasta yakınları da bu faydayı tarafsız muayene bulgularıyla destekleyemiyor.

BİR ÖNERİ

Haberin Devamı

Hindistan cevizi yerine zeytinyağı

Zararlı olabilir mi?
- Hindistancevizi yağını hastalar alsa ne olur? Mesela en basit yan etkisi olan diyare (ishal) yaşlı hastalar için ciddi sorun anlamına gelebilir. Önemli bir yan etki olmasaydı bile bu zor hastalıkla yaşama tutunan hastalarımız da, bir gün Alzheimer hastalığına yakalanmaktan korkanlar da, yeterli bilimsel kanıt olmadan boş umutlara sevk edilmeyecek kadar değerli.
Hastalarımızı ve yakınlarını olmayan mucizelerden değil, umudumuzu koruyarak bugün bilebildiğimiz bilimsel doğrulardan haberdar etmekle yükümlüyüz. Elbette ki umut veren bitkisel tedavilerin peşine düşüp, doğru araştırma yöntemleri ile sorgulamak da önemli bir sorumluluğumuz. Damak tadımıza pek uymayan hindistancevizi yağını, yeterli bilimsel kanıt olmadan her gün zoraki tüketmek yerine, yararı için daha çok bilimsel kanıt olan ve genetik iklimimize daha çok uyan zeytinyağını, fındığı-cevizi ve balıklarımızı yemek, sağlıklı kalmanın daha lezzetli bir yolu olabilir.

Yazarın Tüm Yazıları