Altın işinde spekülasyon çok

ÖNCEKİ gün başlayan imar ve altın ağırlıklı yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kamuoyunu şok etti.

Haberin Devamı

Bir yandan yolsuzlukların nereye kadar uzandığı tartışılırken, öte yandan ekonominin bundan nasıl etkileneceği de piyasada yoğun biçimde tartışılıyor. Her şeyden önce şunu söylemek gerekir ki; yolsuzluk ve rüşvet operasyonu bazı hisse senetlerine ilişkin hareket yaratabilir ama tek başına ekonomiyi bozamaz. Ekonomiyi bozacak olan ekonomi yönetiminin alacağı yanlış kararlardır ki; başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi yönetiminin yanlışları, hükümetin etkisinde uygulanan politikaların makro dengeleri bozacağı konusundaki kaygı zaten açık. Yani eğer ekonomide büyük olumsuz hareketler görülürse bunun nedeni operasyon değil kötü yönetimdir.
İkinci nokta ise artık günlük piyasa hareketlerini bir yana bırakıp, Türkiye’nin ekonomik sistemini, çağdaş bir sistem için gereken kararların alınıp alınmadığını, ekonomi yönetiminde ideolojik yaklaşımları, çağdaş bir ekonomik sistemin gerektirdiği şeffaf, yolsuzluk ve rüşvetten uzak, kurumsal bir yapı oluşturulmasının zamanının artık gelip geçmediğini tartışmak gerekiyor.
Bu haftaki operasyonların gösterdiği büyük gerçeklerden biri, mevcut ekonomik sistemin yolsuzluk ve rüşvet ürettiği gerçeğidir. Kamu mali kontrol yasasının bir türlü işlemeyişi, Sayıştay başta olmak üzere kamunun denetimden kaçırılması, ihale yasasında yapılan değişikliklerle içinin boşaltılması, bağımsız kurumlara yapılan atamalar ve bu kurumların tümüyle hükümete bağlı çalışılır hale getirilmesi, uluslararası yükümlülüklere uyumdan kaçınma hatta AB hedefinden uzaklaşma konularını, işte bu yolsuzluk üreten sistem açısından tartışmak gerek.
Operasyonların bu Hükümetin ekonomideki canlılıkta en büyük silahları olan imar yolsuzlukları, AVM-rezidans ve altyapı yatırımlarında yoğunlaşması, altın ticaretiyle ilgili büyük yolsuzlukların ortaya çıkması, hem yaratılmaya çalışılan ekonomik düzeni, kurumsal yapının neden oluşturulmayıp bozulduğunu ve yapısal tedbirlerin neden zamanında yerine getirilmediğini de göstermiyor mu?
Örneğin altın işinde uzun zamandır kulislerde o kadar çok söylenti dolaşıyordu ki; delil ve belge bulamadığımız, teyit ettiremeyip dile getiremediğimiz bu söylentilerin, aslında gerçek olabileceği de son delillerle ortaya çıkmaya başladı.

İŞADAMLARI, BÜROKRATLAR…

Her şeyden önce ekonomik bir kurumda başkan yardımcısı iken altın ticareti ile ilgili mekanizmayı kuran ve bu nedenle takdir görüp İstanbul’da piyasayla ilgili bir kurumun başına getirilen kişiden söz ediliyordu. İran’a uluslararası alanda konulan ambargonun aşılması için mekanizmalar oluşturduğu konuşulurdu.
Daha sonra dış ticaret verilerinde altın ticaretiyle ilgili yıl ve ay bazındaki büyük oynamalar, yüksek hacimler tartışılmaya başlandı. Operasyonda adı geçen bazı bakanların altın ticaretindeki şüpheler sorulduğunda “Bu milli iş” diyerek konuyu kapatmak istediklerin hatırlıyor insan, son çıkanları gördükçe...
Altın işinde tutuklanan yabancı uyruklu kişinin yanında, bir-iki yönetime yakın işadamının tüm altın ticaretini denetlediği, başka bir kişi Darphane’den altın aldığında hemen haberleri oldukları, kendilerinden geçmeyen altın ticareti ve kişileri gümrüklerde “kaçakçı” kimliğiyle tutuklattıkları da hep söylenirdi.
Aslında Halk Bankası’na övgüler dizen İran yetkilileri konuşsa bence her şey tüm açıklığıyla ortaya çıkar. Böylece İran’ın parasının kimlere aktarıldığı, İran’ ın iktidara yakın bir işadamının yatırım bankasında büyük paralar tutup tutmadıkları, bu paraların geri istenmesine rağmen verilemediği, bunun üzerine işadamının bir varlığını satışa çıkardığı söylentileri doğru mu değil mi, anlarız.
2001’deki ekonomik programın amaçlarından biri yolsuzluk ve rüşvet üreten sistemi kurutmak için politikacıların elini çektiği bir sistemi oluşturmaktı. 10 yıldır bu kurumsal yapıda gerileme oldu.

Yazarın Tüm Yazıları