Albaya sorulmayan soru

DÜN Hürriyet’in Ankara Bürosu’ndan Saygı Öztürk’ü arayıp şunu sordum:

Albay Aziz Ergen, Kokpitepe’deki olayı Genelkurmay’ın bilgisi dahilinde mi gerçekleştirdi?

Olay sırasında albayın bazı üstleriyle konuştuğunu biliyorum.

Ama asıl merak ettiğim şu:

Genelkurmay, albayın Amerikalı komutana yaptıkları için ne düşünüyordu?

Acaba başarısından dolayı kutlamış mıydı?

Yoksa cezalandırmış mıydı?

Merak ettiğim bir başka konu da şuydu:

Albay neden erken emekliliğe sevk edilmişti?

* * *

Albayın konuşmaları Hürriyet’te yayınlandıktan sonra gelen tepkilere bakınca şunu görüyorum:

Süleymaniye’deki çuval olayı, Türklerin sandığımızdan daha fazla kanına dokunmuş.

O günlerde konuştuğum, Genelkurmay’ın psikolojisini çok iyi bilen bir kaynak, "Benim bildiğim, askerler bu olayı kolay kolay unutmazlar" demişti.

O nedenle Kokpitepe’deki olayın, birçok insanı rahatlattığını sanıyorum.

Çuval olayında tercümanlık yapan kişilerle ilgili haberlerin yayınlandığı günlerde, asker kökenli bir dostum, "Bu haberler Türk-Amerikan ilişkilerini bozar" demişti.

Ben de ona, "Bu ülkede Türk-Amerikan ilişkilerinin bozulmasını isteyecek son kişilerden biri herhalde benim" cevabını vermiştim.

İki tarafın askerlerinin de Süleymaniye’deki çuval olayını unutmak ve unutturmak istediklerini çok iyi biliyorum.

Ben de aynı şeyi düşünüyorum.

Bu olayı hatırlatmanın kimseye yararı yok.

* * *

Ama bildiğim bir şey daha var.

Askerler ve siyasiler unutsa da halk öyle kolay kolay unutmuyor.

Veya unutulması için ya karşı tarafın kuvvetli bir jest yapması, ya da sizin onların yaptığına benzer bir şeyi yapmanız gerekiyor.

Biliyorum, bunlar yazıya dökülünce ortaya çok katı ve itici cümleler çıkıyor.

Ama işin gerçeği de bu.

Amerikalılar o büyük yanlışı giderecek anlamlı bir jest yapmayınca, iş böyle şahsi gösterilere kalıyor.

* * *

Bu olay hem Amerikan, hem Türk tarafına şunu çok iyi göstermiş olmalıdır:

Bu bölgede görev yapan komutanlar çok iyi seçilmeli, çuval geçirme gibi vahim yanlışlıklar asla yapılmamalıdır.

Türkiye, bu bölgede Amerika Birleşik Devletleri’nin hálá en büyük müttefikidir.

İki ülkenin ortak menfaatleri, çatışan menfaatlerinden çok daha büyüktür.

Bu büyük ortaklık böyle mahalli hatalara izin verme lüksüne sahip olmamalıdır.

Bu konuda Türk Genelkurmayı’nın son derece sorumlu davrandığını biliyorum.

Kokpitepe olayını büyütmemek için elinden geleni yaptığını da biliyorum.

Ayrıca son zamanlarda iki ülkenin askerleri arasındaki ilişkinin yeniden 1 Mart Tezkeresi ve Süleymaniye olayının öncesine döndüğü de açıkça belli oluyor.

Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın ABD’ye yaptığı ziyaret çok başarılı geçti.

* * *

Şimdi artık bu olayları unutup geleceğe bakmalıyız.

Ortadoğu, ikinci Irak Savaşı öncesine göre daha güvenli halde değil.

ABD yönetimi çok iyi biliyor ki, bu bölgede müttefik olarak sadece Kuzey Irak’taki Kürt yönetimi ona yetmez.

Hatta bu ilişki tam aksine, güvenliğini tehdit eden bir bölgesel iklimin oluşmasına bile yol açabilir.

O nedenle Türkiye’ye ihtiyaçları var.

* * *

Son bir nokta.

Bugün Türkiye’de Osman Pamukoğlu, Aziz Ergen gibi komutanlar kahraman olarak görülüyorsa, "Şu Çılgın Türkler" kitabı yüz binlerce satıyorsa, bu duyarlılığı çok iyi tahlil etmeliyiz.

Çünkü bu duyguları yok sayarak Türkiye’yi anlamak mümkün değil.
Yazarın Tüm Yazıları