Adanalı duygusal delikanlı

Yaşar’la ilgili kesin olarak bildiğim bir şey varsa; o da son derece duygusal bir adam olduğudur. Duygusalı oynayan, palavradan şarkılar, sözler yazan bunları cahil cesaretiyle bize yutturmaya çalışan dolu adam var piyasada.

Yaşar Günaçgün’ü öncelikle elinden tutup o sahtekar kalabalığın arasından bir alalım. Adam, işe başladığı günden beri son derece samimi; ‘kendi’ müziğini yapıp söylüyor.

Bu memlekette ‘Akdenizlilik’ ticari açıdan güzel bir kimliktir. Tabii sizden çıkan iş Akdenizliyse bu böyle. Dediğim gibi ‘Akdeniz tutuyor, ben de yapayım bari’ meselesi değil.

HAYIRLI DAMAT

Seda Sayan’ın sabah programına konuk olan ablalar, teyzeler için ‘hayırlı damat’, dünyanın en yakışıklı adamı olmamasına karşın on beşlik taze kızlar için doğru bir sevgili adayı; belki hepsinden önemlisi yetişkin kadın dinleyici için ‘kadın ruhundan anlayan, duygusal adam’dır ki; bu üçü aynı bünyede bir araya geldiğinde kaçarı yok, çok satarsın.

Bugün Yaşar’ın Yaşar olmasını sağlayan ilk üç albüme baktığımda; gençlik aşklarını, acılarını, sevinçlerini sırtında taşıyan; tüm vicdani muhasebesini şarkıları vasıtasıyla yapan Adanalı duygusal bir delikanlı görüyorum.

O Adanalı delikanlı bu birikimle gerçekten gümbür gümbür şarkılar yazmıştır. Her ne kadar ‘Divane’ ile başlayıp ‘Kuşlar’ ve ‘Masal’ ile devam eden diskografide; işe ‘şarkı’ların gücü açısından bakacak olursak bir miktar erozyon söz konusu olsa da, üç albüme sığdırdığı hit şarkıların ürettiği kariyer hiç de azımsanacak bir başarı değildir.

Yaşar’ın son albümü ‘Hatırla’ öncesi düşüncelerim şu minvaldeydi; Adanalı bıçkın ve duygusal delikanlının cephanesi ne durumda? İlk gençlik yıllarıyla muhasebesi duygusal anlamda bitti mi? O yılların üzerine eklediği ‘şöhretli’ yıllarından yine güzel şarkılar çıkacak mı?

Bu ve benzer sorular kafamın içinde dönerken albümü dinlemeye koyuldum.

Dikkatimi ilk çeken; düzenlemelerdeki yaylı ağırlığının artışı ve Akdenizliliğe ustalıkla katılan Latin sosu oldu.

Yaşar’ın etrafında onu çok iyi anlayan ve onu dost olarak da seven bir ekip var bence. Örneğin sekiz farklı aranjörle çalışmış olmasına rağmen sound son derece bütünlüklü. Büyük oranda canlı kaydedilmiş olması da bence Yaşar’ın duruşuyla çok iyi örtüşmüş.

Ama... Her ne kadar piyasanın ciddi bir durgunluk yaşadığı şu dönemde ‘Hatırla’nın Unkapanı’nın yüzünü güldüreceğini bilsem de şarkılarla ilgili çok da iyimser değilim. Satışı, ticareti bir kenara bırakalım şimdi. Bence Yaşar şarkı yazarı olarak tehlike sinyalleri veriyor.

KENDİNİ TEKRAR

Bu tıkanıklık nedeniyle eski bestelerine dadanmış; bu şarkıları ilk üç albümüne koymamayı tercih ettiği de düşünülünce; albümün geneline hakim olan ‘kendini tekrar etme’ duygusunun nedeni daha iyi anlaşılıyor.

Açıkçası ‘Hatırla’ ve ‘Yalancı Bahar’ kalibresinde başka şarkı yok albümde. Üçüncü klip olarak ‘İltifat Et’i düşünmekte hiç tereddüt etmesinler. ‘Beni Koyup Gitme (Ağustos Çıkmazı)’, Attila İlhan sözleri ve düzenlemesiyle; ‘Bir Dost Bulamadım’ ise türkü formuyla potaya giriyor ama gerisi bana göre tekrardan ibaret.

Dediğim gibi satış açısından yapımcısının yüzünü güldürecek bir albüm. Benim lafım şarkı yazarı Yaşar Günaçgün’e...
Yazarın Tüm Yazıları