5 yıl önce sormuşum:Bunlar kimin çocukları?

Efendim, soy-sop davalarına özel bir merakım ve “ağzını bozma alışkanlığım” olmadığı gibi, sırf Fransız Ulusal Meclisi’nde kabul edilen “inkâr zırvası” yüzünden, Fransa’ya uluorta haksızlık ve hakaret etmeye de niyetim yok.

Haberin Devamı

Bunlar, iç politikanın “zavallılık alâmetleri”dir; bendenizi asla hayrete düşürmez.
Bu yazıyı da emin olun, sadece ve sadece kamuoyunda “derin merak uyandıran bir soru”nun cevabını bulmak için yazıyorum. Konuya, ilişkin bildiğim 4 ana görüş var:

Kimileri,
“Yahu bu yasaya imza koyanlar, Fransız İhtilâli’nin fikir babalarından sayılan Voltaire’nin çocukları olamaz” diye ısrar ederken, bu grubun “kalıtım ve nesep merakı”nın gemlenemez bir şekilde nüksettiğini görüyorum.

Kimileri de iddia ediyor ki,
Voltaire hiç bir yerde, “fikir hürriyeti üzerine” öyle sanıldığı gibi keskin bir lâf etmemiştir.
Karmaşa, meşhur cümleyi hesapsız kitapsız kullanan, 1906 tarihli Evelyn Beatrice Hall biyografisinden kaynaklanır (Friends of Voltaire). Şuna benzer bir şey yazar Hall; hem de alıntı yaptığını filân iddia etmeden:
“Fikrinizden nefret ediyorum, ama onu söyleme hakkınızı ölümüne savunurum, Voltaire’in tavrı haline gelmişti...”

Haberin Devamı

Bu hukuk maskaralığını, sadece biz Türkler kendi aramızda tartışıyoruz da zannetmeyin sakın!
Üçüncü grubu, “itirafçılar” oluşturuyor. Bir dostumun, yıllar önce,
Fransız müşterisiyle arasında geçen konuşmayı hatırlatması da “güncele ve gündeme ‘cuk’ oturmuş gibi” oldu.
“Fransa’nın sembollü neden horozdur biliyor musun?” diye sormuş müşterisi. “Hayır, neden?” demiş bizimki.
“Cevabı aynen şöyleydi” diyor arkadaşım.
“Kelimesini değiştirmiyorum”:
“Kendi ayakları bokun içindeyken şarkı söyleyen tek hayvan horozdur da ondan...”

Son grupta yer alan ve “Fransa’nın bu tavrı da benzerleri gibi bir süre sonra unutulur; abartmayalım” diyen kronik saftiriklerin patinajından ise anlıyoruz ki, bunların, Anadolu nüktesinin, meşhur, “İmamın Yellenmesi” hicvinden de haberleri yoktur!

Sonuç olarak, neresinden bakarsanız bakın, bunlar kesinlikle “Voltaire’nin çocukları değil” gibi görünüyor.
İşin komik ve hüzünlü tarafı, “kimin çocuğu” olabilecekleri sorusunu, ben 5 yıl önceki bir yazımda sormuş ve yanıtı sevgili okuyucumun irfan ve ferasetine, idrak ve hayal gücüne bırakmıştım. Yine öyle mi yapsak?

Yazarın Tüm Yazıları