2006’da neleri konuştuk?

2006 beslenmenin sağlık ile ilişkisinin en çok konuşulduğu yıllardan biri oldu.

Gazete, televizyon ve diğer yayın organlarının en çok ilgi gören haberleri arasında sağlıklı yaşam-beslenme ile ilişkili olanlar da vardı. Son derece gülünç olanlar, bilinenleri bir kez daha tekrarlayanlar da oldu ama olsun! Bizde de beslenmenin sağlıkla ilişkisi toplumun önemli gündemlerinden biri haline geldi.

Geçen yıl yine sebze ve meyvelerin (özellikle renkli, taze ve organik olanların) sağlık yararları üzerine çok şey yazıldı çizildi. Balık yine gündemdeydi. Kırmızı et yağsız olmak koşuluyla biraz hoşgörü kazandı ve haftada 1-2 kez tüketilmesinin gerektiği anlaşıldı. Tuz ve şekerin zararlarında fikir birliğine varıldı. Sürprizi çikolata ve kırmızı şarap yaptı. Uzun zamandır sağlığa zararlı olduğu için bir kenara itilen çikolatanın kakao nedeniyle zengin bir antioksidan deposu olduğu belirlenince, çikolata dükkanlarına nur yağdı. Çok sayıda merkezde uzmanlar (Tufts University beslenme profesörü Alice Lichtenstein de bunlardan biridir) özellikle yüzde 70’ten fazla kakao içeren siyah bitter çikolatanın zengin bir flavonol kaynağı yani antioksidan bombası olduğunu açıkladılar.

Kırmızı şarabın (günde 1-2 kadehten fazla tüketilmediği takdirde ve alkole bağlı zararları değişmemek koşuluyla) güçlü bir antioksidan yarar sağlayabileceği sık sık belirtildi. 2006’nın diğer yıldızları D vitamini ve Folik asitti. D vitamininin vitamin olmaktan öte bir hormon gibi davrandığı, sadece kemik ve diş sağlığında değil, bazı kanserlere (meme, kalın bağırsak), Tip I diyabete karşı korunmada da ciddi görevler üstlendiği anlaşıldı. Folik asit artık doğurganlık çağında olan her kadına düzenli olarak tüketmesi önerilen (günde 400 mikrogram) bir vitamin haline geldi. Bu vitaminin beyin fonksiyonlarını desteklediğini, bellek kaybını önlediğini, kanser bağışıklığını güçlendirdiğini, kalp ve dolaşım sistemine güç verdiğini gösteren çalışmalar yayınlandı.

YENİ YILDIZLAR HANGİLERİ?

Önümüzdeki yılın yıldızları neler olacak? Bu yıl yağlı tohumlardan, özellikle ceviz, badem ve fındıktan, susam ve çörekotundan daha sık bahsedilecek. Organik ürünler ön plana çıkacak. Her ürünün organik olanları daha fazla satılacak. Bunun nedeni organik ürünlerin sadece hormon, antibiyotik ve böcek öldürücülerinden uzak yetiştirilmeleri değil. Organik ürünler doğal ortamda ve kendi çabalarıyla büyüyüp geliştiklerinden, yaprak, çiçek ve meyveye dönüştüklerinde daha yüksek oranda antioksidan güç taşıyor. Bu antioksidan güçler insanlarda da aynı görevi üstleniyor ve antioksidan kapasiteyi yükseltiyor.

2007’de fonksiyonel ürünler (şifalı besinler) daha çok gündeme gelecek. Kolesterol kontrolünü kolaylaştıran süt içeceklerine, kolesterol düşürücü ekmekler (betaglukon içeren ekmekler), kilo kontrolünü kolaylaştırıcı yoğurtlar, belleği güçlendirici yeni yiyecek ve içecekler eklenecek. 2007’nin yiyecek-içecek falı daha uzun ama şimdilik bu kadar... Beslenmenin sağlığınızın en önemli belirleyicisi olduğunu unutmayın. Lezzetli ama sağlıklı yiyeceklerle gücünüze güç, hayatınıza keyif katın.

Menopozda hormon tedavisi ne kadar sürmelidir?

Hormon tedavisi sırasında uyulması gereken kurallara uyulmadığı takdirde, istenmeyen bazı yan etkiler oluşabilir. Bu kuralların biri de tedavinin ne kadar sürdürülmesi gerektiğiyle ilgilidir.

Yakın geçmişe kadar süre belirlenmiş değildi. Ancak son yıllarda yapılan geniş bilimsel araştırmalar sonucunda, hormon tedavisine başlanılsa bile 5 yıldan daha fazla kullanılmaması gerektiği anlaşılmıştır. 5 yıl süre ile hormon tedavisinde meme kanseri riski en azdır, ancak daha uzun süreli kullanımlarda bu riskin arttığı sanılmaktadır.

Hormon tedavisine başlayan menopoz hastalarının yüzde 75’i birinci yıl sonunda kendiliklerinden ilacı kesmektedir. Bu durumda diğer tedavi yöntemlerinin de gözden geçirilmesinin önemi açıktır.

Televizyon tembelleştirir!

Çocukların büyük bir bölümü boş vakitlerinin çoğunu televizyon izleyerek geçirmektedir. Uzmanlar, televizyonun çocukları çeşitli şekillerde etkilediğini söylüyor. Televizyon izlerken kalori bakımından zengin gıdaların fazlaca tüketilmesi, televizyon reklamlarının çocukları besleyici değeri düşük, bol kalorili ve yağlı gıdaları tüketmeye teşvik etmesi, bu etkilerin en önemlileridir. Televizyon izleme zamanları, çocukların daha az aktif olmalarına uygun süreçlerdir. Ayrıca çocukların evden dışarı çıkıp parklara, çocuk oyun alanlarına ve sportif aktivitelere yönelmelerini de engelleyici cazip bir araçtır. Televizyon izleme süresinin azaltılması, obezite riskini düşürmekte, çocuklarda kilo vermeyi kolaylaştırmaktadır.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

manager@yasasinhayat.org

Tel: (0212) 236 73 00

BİR SORU

Benim 6 yaşında bir oğlum var. Kilolu olduğu için üzülüyorum. Ne yapılmalı?

Çocukların farkı: Oyun zamanı!

İlk önce çocuğunuzu bir çocuk hastalıkları hekimine götürmenizi ve şişmanlığın nedenini öğrenmenizi öneririm. Bununla beraber yine diyetisyen tarafından çocuğun beslenme şekli incelenmelidir. Hemen kalori kısıtlamasını düşünmek çocuk için çok yararlı olmayabilir.

Çocukta büyüme-gelişme devam ettiği için kalori kısıtlaması riskli bir durum yaratabilir. İlk önce çocuğa ihtiyacı olan enerji sağlanmalı ve bu enerjiyi sağlıklı gıdalardan alıp almadığı kontrol edilmelidir. Çocuğunuz yeteri kadar aktif olmayabilir. Hareketini artırabilecek, daha fazla enerji harcamasını sağlayacak ortamlar yaratın! Bilgisayar oyunu değil, parkta, sahada oynamayı ya da ev içinde enerji harcamasını sağlayacak oyunları öğretin.

Diyetisyen

Güney Ayır


Selenyum

6 Güçlü bir antioksidan mineraldir.

6 Fındık, ceviz, deniz ürünleri ve tavuk, güvenilir selenyum kaynaklarıdır.

6 Antioksidan etkili bir mineral olduğundan, yaşlanmaya bağlı sorunları geciktirir ya da engeller.

6 Katarakt oluşumuna engel olabilir.

6 Yaşlanmaya bağlı makula dejenaransı ve görme kaybını azatabilir.

6 Damarların daralmasını ve sertleşmesini önlediğinden, kalp krizlerine ve felçlerine engel olabilir. Kolesterol profiline olumlu etki yapabilir.

6 Bağışıklık sistemini destekler ve güçlendirir. Meme ve prostat kanserine karşı güçlü bir korunma sağlar.

6 Grip enfeksiyonlar da, herpes (uçuk) virüsüne bağlı oluşumları azaltır, sınırlar.

6 Bağışıklık yanıtındaki bozulmalar sonucu oluşan bağdokusu hastalıklarında yararlı olabilir.

Dr. Ece Hattat
Yazarın Tüm Yazıları