Zico’nun yaptığı resmen delilik!..

Zico’nun Anderlecht maçının 11’ini bir anda tamamen değiştirip, Gaziantepspor karşılaşmasına farklı oyuncularla çıkmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha önce hiç böyle bir şey gördünüz mü?

Bunca
yıldır futbolun içindeyim, hiç böyle bir şey görmedim. Zico’nun yaptığı, bilgisizliğin, bilinçsizliğin ifadesidir. Resmen delilik bu. Nasıl delilik, anlatayım...

Sezonun başındayız. Bu dönemde as futbolculara ne kadar çok maç oynatırsan onları o kadar çabuk forma sokarsın. Mesela Roberto Carlos, hazır değil. Bu adamın fizikman ve psikolojik yönden hazır hale gelmesi için devamlı maç oynaması lazım. Bunlar sadece antrenmanla olacak işler değil. Futbolcu esas kondisyonunu ve futbol sezonu için gereken konsantrasyonu maçta kazanır. Kaldı ki, oyuncuların iyi antrenman yapmadıkları da sahadaki kondisyonlarından belli oluyor.

Fenerbahçe’nin Gaziantepspor’u yenmesini en güzel şu söz anlatıyor; tavşan sofaya çarptı. Yani, eğrisi doğrusuna denk geldi, sarı lacivertliler maç kazandı.

Gaziantepspor karşısında oynayan genç futbolcular, ağabeylerine göre daha çok koştular ve dikine oynadılar. Özellikle Semih mükemmeldi. Hava toplarını aldı, ikili mücadeleleri kazandı, ki bunların hiçbirini Kezman yapamıyor. Kemal hem defansına yardım etti hem hücumda çok yararlı işler yaptı ve fevkalade bir gol attı. Fenerbahçe taraftarı ilk defa uyumadan bir maç seyretti. Heyecanlandı, keyif aldı.

Bunlar güzel de Fenerbahçe bu oyuncularla devam edecek mi? Tabii ki hayır. O zaman Zico’nun ne yapması gerekiyor? O 1936 model oyun sistemini değiştirmesi gerekiyor. As futbolcularını dikine oynatacak, boyuna geri pas yapmaktan vazgeçirecek. Tabii bunların yapılabilmesi için aslarına öncelikle iyi kondisyon yükleyecek.

Lincoln’ün sakatlığı...

Æ Galatasaray bütün umutlarını Lincoln-Linderoth ikilisine bağlamış görünüyor. Bu oyuncular varsa problem yok. Ama olmadıkları zaman işler karışıyor, Galatasaray’ın maç kazanması biraz tesadüflere kalıyor. Siz bu görüşe katılıyor musunuz?

Tamamen
katılıyorum. Sarı kırmızılılar tamamen Lincoln ile Linderoth’a bel bağlamışlar. Varsa yoksa bu ikisi. Tamam bunlar yetenekli oyuncular ama her şeyi Lincoln ve Linderoth’tan bekleyemezsin ki. Ayrıca kafama takılan bir şey daha var, özellikle de Lincoln niye sık sık sakatlanıyor? Bir maç var, bir maç yok. Bence önemle araştırılması gereken durum. Dünyanın parasını harcadığınız bir adam iki maç üst üste oynayamıyor. Bu çok garip.

Bunun dışında Galatasaray’ı iyi görmüyorum. Bursaspor yakaladığı pozisyonları değerlendirebilseydi, sarı kırmızılılara unutamayacakları bir yenilgi tattırabilirdi. Özellikle Tum’un yarım metreden kafayla kaçırdığı bir gol var ki, olacak şey değil. Ümit Karan, Bursa’da gol atmasına rağmen hiç beğenmedim. Eski Ümit Karan değildi. Arda da ondan farklı değil. Bu genç yetenek, kendini göstereceği en uygun zamanda piyasada yok. Halbuki Lincoln’ün olmadığı bir maçta takımın patronluğunu üstlenmesi lazımdı. Ama yapamıadı ve yapacağa da benzemiyor. Yazık oluyor yeteneklerine.

Bir de şu kaleci Orkun sorunu var. Maç sırasında çocuğun gözlerine bakıyorsun, doping yapmış gibi. Hata yapmamak için acayip stres içinde. Sadece kendisi stresli olsa iyi, bu durumunu arkadaşlarına da bulaştırıyor. Önüne gelene bağırıyor. Bir kalecinin, önündeki defans adamlarına bağırıp uyarıda bulunması normaldir. Kardeşim olur olmaz her zaman da bağırılmaz ki. Orkun bu kadar stres yapma. Biraz rahat ol. Sen Galatasaray kalecisisin. Sana bir maçta kaç tane top gelir ki, böyle stres yapıyorsun?

Şikayet etme, işini yap

Æ Siz sezon başında futbolcuların çabuk form tutması için çok maç oynaması gerektiğini söylüyorsunuz. Ama Ertuğrul Sağlam, "Üç günde bir maç yaptığımız için futbolcularım yoruluyor. O yüzden kadromu sık sık değiştiriyorum. Bir maç oynattığım oyuncuyu, bir sonrakinde yedek bırakıyorum" diyor. Ertuğrul Sağlam’ın bu düşüncesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

ErtuĞrul Sağlam
geldiği günden beri çok maç yapmaktan şikayet ediyor. Bu çok yanlış, şikayet etmeye hiç hakkı yok. Beşiktaş gibi bir takımın başına geldiysen, Avrupa kupalarında, ligde ve Türkiye Kupası’nda oynayacağını, üstelik bunların hepsinde başarılı olmak zorunda olduğunu bileceksin. Eğer sen çok maç oynamak durumunda isen, takımını ona göre çalıştıracaksın. Sen daha takımın omurgasını bile oturtmamışsın, habire oyuncu değiştirip duruyorsun. Böyle şey olmaz.

Ertuğrul Sağlam genç ve gelecek vaadeden bir teknik direktör ama önemli yanlışlar yapıyor. Mesela, forvete takviye olsun diye aldığı sol açık Tello’yu solbekte oynatıyor. Solbekte oynatmak için yabancı mı alınır? Hadi Fenerbahçe Roberto Carlos’u ’ismi büyük, star’ diye aldı. Tello bir Roberto Carlos mu ki solbekte oynatılıyor? Ayrıca, Beşiktaş’ın forvet alacağını duyuyoruz. Eğer transfer edeceğin oyuncu sıradan bir isim ise hiç gerek yok. Alacaksan star al, yoksa hiç gerek yok.

Trabzon ile Ulusoy yol ayrımında

Æ Trabzonspor yöneticileri, olaylar nedeniyle yarıda kalan Sivasspor maçındaki üç puanın kendilerine yazılmasını istiyorlar ve federasyona bu konuda uyarılarda bulunuyorlar. Sizce haklılar mı?

EĞer senin seyircin bir maçın bitimine 30 saniye kala sahaya girip rakip takımın futbolcusuna saldırıyorsa, sonuçlarına katlanacaksın. Dolayısıyla o üç puanı istemeye hakları yok. Trabzonsporlular’ın yaptığına açıkça tehdit, şantaj derler. Böyle davranmakla bir yere varamazlar. Bence Trabzonspor ile Haluk Ulusoy bir yol ayrımına geldi. Eğer federasyon bordo mavililerin aleyhine bir karar verirse, bugüne dek Haluk Ulusoy’un en büyük destekçisi olan Trabzonspor, taraf değiştirebilir.

Trabzonspor takımına gelince. İyi mücadele ediyorlar ama çok sinirliler. Seyircisi, futbolcusu, antrenörü, yöneticisi kısacası hepsi sinirli. Böyle bir ruh hali içinde olan bir takımın ne kadar başarılı olabileceğini kestirmek güç.
Yazarın Tüm Yazıları