Zeynep Atikkan: Türk usulü feminizm

Zeynep ATİKKAN
Haberin Devamı

DELİKANLI toplum dediğin böyle olur işte.

Birleşmiş Milletler'in New York'ta düzenlenen ‘‘Kadın 2000’’ konulu toplantısı için bugün beş kadın, altı erkek milletvekili Amerika'ya uçuyor.

BM hata yapmış olmalı, Meclis'te temsil edilen partilerden beş kadın milletvekili çağırmış! Bizimkiler de hatayı düzeltip beş kadın milletvekiline altı erkek milletvekilinden ‘‘koruma’’ vermişler.

Şimdi on biri birlikte uçuyorlar.

Yarın ‘‘21. Yüzyıl İçin Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Kalkınma ve Barış’’ konulu toplantılara katılacaklar. Benim bildiğim, bu toplantılara katılmadan önce ciddi bir hazırlık gerekir. Toplantılara boy göstermeye değil katkıda bulunmaya gidilir.

* * *

Yarın New York'ta başlayacak görüşmelerde, 1995'te Pekin'de yapılan ‘‘Dünya Kadınlar Konferansı’’nın beş yıllık bilançosu ele alınacak. 181 ülkenin katıldığı Pekin toplantısı, kadın sorunları için bir ‘‘eylem platformu’’ ortaya çıkarmıştı.

New York'taki buluşma önemli; çünkü ‘‘eylem platformunun’’ başarısı sınanacak bir bakıma.

Ne yapıldı?

‘‘Toplumsal cinsiyet eşitliği’’ konusunda ne gibi gelişmeler kaydedildi?

Kalkınma ve barış için kadın platformu hangi eylem planlarını hazırladı? Hangi projeleri hayata geçirdi?

UNICEF'in hazırladığı yeni bir araştırmaya göre dünyadaki kadın nüfusunun yüzde ellisi en yakınlarından yani baba, ağabey, koca ya da sevgilisinden şiddet görüyor. Aile içi şiddete maruz kalan kadın, sosyal hayatta ne kadar etkin olabilir?

Daha onlarca, yüzlerce soru, sorun.

BM toplantısına koşarak giden ‘‘beyler’’, bu konuları acaba hayatlarında bir kez düşündüler mi? Kadın hareketi üzerine yazılmış tek bir kitap okudular mı?

1995'teki Pekin toplantısının kararlarından haberleri var mı? Varsa ve de New York'a gidecek kadar bunun militanlığını yapıyorlarsa, neden bugüne kadar hiç seslerini duymadık?

Bu beylerin özel hobilerinin ‘‘kadın sorunları'' olduğunu varsayalım, temsil ettikleri MHP, ANAP, DSP, DYP ve FP'den hangisinin ‘‘kadın sorunlarıyla’’ ilgili aktif bir çizgi izlediğini gördünüz?

New York'a gitmek hoş olabilir. Aslında pek de caziptir. Hele işin içinde New York'ta Kadın Konferansı'nda tatil yapmak varsa!

Yukarıdaki partilerin siyasi söylemlerinde kadın sorunu ‘‘deniz kaplumbağalarını koruma’’ meselesinin çapını aşmaz. Çoğu kez deniz kaplumbağalarından bile daha değersizdir.

En centilmen olanı bile ‘‘Centilmenlik kadınlara iyi davranmaktır, anlamayınca da haddini bildirmektir’’ diyen bir kültürün ‘‘erkeğidir’’. Bu zihniyet, erkek istibdadı altındaki siyasi sınıfın belirgin karakteridir. Bu siyasi sınıf, gelişmiş demokrasilerde kadın hareketinin kat ettiği mesafenin farkında bile değildir. Maçoluğun nasıl, ne kadar, ne ölçüde ‘‘demode’’ olduğunu algılayamayacak kadar ağır ve ‘‘derin’’ bir ‘‘köhnelik’’ içinde siyaset yapar.

Soluğu ancak meclis komisyonlarında iktidar goygoyculuğu yapmaya yeter.

* * *

Aslında bugünkü yazımın konusu New York'taki Kadın Konferansı değildi.

Ama çok farklı cepheden de olsa gene bir ‘‘erkek’’ yazısı yazacaktım. Son yıllarda su üstüne çıkan ‘‘Adonis’’ kompleksinden söz edecektim.

Çünkü erkeklerin ‘‘güzelleşme’’, ‘‘yakışıklı olma’’ çabaları, yani Adonis kompleksi artık kitaplaştı. Kitap, Amerika'da epey ilgi görüyor.

‘‘Kadınlar’’ 80'lerden itibaren kamu hayatında çok fazla ‘‘ağırlıklarını’’ hissettirmeye başlayınca, ‘‘erkekler’’ de bu güç dengesindeki irtifa kaybını ‘‘ağırlık’’ kaldırarak gidermeye çalışıyorlar.

Yani ‘‘güçlü kadına’’ karşı ‘‘kas gücünü’’ geliştirerek tepki verme gibi ilginç bir psikoloji içindeler. Erkekler yeterince ‘‘maço’’ olmadığı için otomatik vitesli otomobil kullanmayı da sevmiyorlarmış! Bu da otomotiv sanayiinin açıkladığı son araştırmaların sonuçları.

Bizim politikacı prototiplerine gelince, zaten kendilerini kadınlardan üstün görüyorlar. Bana kalırsa Adonis kompleksi onlardan çok uzaklarda!

Yazarın Tüm Yazıları