Yıldırım açıklamalı

Bırakın Aziz Yıldırım’ın askerlik yapıp, yapmamasını, Tümer Metin’in Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geçmesinde bile bu askerlik sorunu konuşuluyor. Bütün bu dedikodulara son vermek Aziz Yıldırım’ın elindedir.

FENERBAHÇE’ye sekiz yıl başkanlık yapan Aziz Yıldırım, 18.05.2006’da aniden ikinci defa "görevi bırakıyorum" dedi. Kimileri bunu, tarihlerinin mali açıdan en kötü dönemlerini geçiren Beşiktaş ve Galatasaray’a iki kupanın da kaptırılmasıyla ilişkilendirdi. Kimileri, "Aziz Yıldırım başarısız oldu, yalnızca işin müteahhitlik yönünde etkiliydi. Futboldaki başarı açısından Galatasaray’ı yakalayamayacağını anlayınca istifa etti" dedi. Kimileri de "güven tazeleyecek, bu arada da Galatasaray’ın şampiyonluk sevincine çomak sokacak" dediler. Ama Aziz Yıldırım’ın "bırakıyorum" cümlesi bir tek Hürriyet Gazetesi’nin 18.05.2006 sayısında çıktı.

Hürriyet’te bu cümle 9 sütun başlığa çıktığı günün saat 14:30’unda Aziz Yıldırım basın toplantısıyla, "Bırakacağım, birincisi gibi olmayacak. Bir daha geri dönmeyeceğim. Kesin kararlıyım" dedi. Sebep olarak da artık ailesiyle uğraşacağını, kendisinin geçmişinin didik didik edildiğini, ilkokul diplomasının, askerliğinin araştırıldığını söyledi.

Şimdi gelelim sadede... Aziz Yıldırım ile Ertuğrul Özkök ne konuştu, bunu bilmiyorum. İkisine de sormadım. Ben, olayı benim taraftan nasıl biliyorum, şimdi size onları açıklayayım. Bir müddet önce, güvenilir bir kaynaktan Aziz Yıldırım’ın çürük raporu alarak askerlik yapmadığı istihbaratı geldi. Gelen istihbarat bir bacağının kısa olduğu yönündeydi. Her istihbarat doğru demek değildir. Eğer gazeteci iseniz araştırmanız lazım. Şöyle bir düşündüm; "bunu Türkiye’de kim araştırabilir, cesaretle üstüne gidip, olayı çözebilir" diye. Tabii ki, aklıma araştırmacı-gazeteci Uğur Dündar geldi. Açıp ona ilettim. Sonra olaylar gelişti. Uğur Dündar, gerekli araştırmalarını yaptı. Belirli konulara ulaştı. Ama Uğur Dündar, bu raporu eline geçiremedi.

1952 Ergani doğumlu Aziz Yıldırım, 1971’de askerlik yoklamalarına başlıyor. Okul dolayısıyla başka sebeplerden tecil oluyor. 1983’te artık iş üst sınıra gelip, askere gidecekken bu yıl, yani 1983’te İzmir Askeri Hastenesi’ne bir dilekçe veriyor. Burada "sağ kalça çıkıklığı nedeniyle bacak kısalığı" cümlesi var. Uğur Dündar bunu resmi makamlara onaylatıyor. Yalnız söylediğim gibi raporu eline geçiremiyor...

Şimdi burada şöyle önemli noktalar var. Aziz Yıldırım’ın hakikaten kalça çıkıklığı vardır. Bir bacağı kısadır. Ve raporu alıp askerliğini yapmamıştır. Bu da çok doğaldır. Aziz Yıldırım’ın hakkıdır. Zaten böyle ortopedik rahatsızlığı olan bir insanın askere gitmesi de mahsurludur. Veya Aziz Yıldırım’ın o devirde bir sakatlığı vardır, bu sonradan olmuştur veya önceden vardır. Duruma göre bu zamanla geçebilir sakatlıktır. Veya kalıcıdır. Buna ancak raporu gördükten sonra tıp uzmanları karar verir. Bize bu konuda ahkam kesmek düşmez.

Bırakın Aziz Yıldırım’ın askerlik yapıp, yapmamasını, Tümer Metin’in Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye geçmesinde bile bu askerlik bıdı bıdıları konuşuluyor.

Aziz Yıldırım’ın 17-18 Haziran tarihinde yapılacak olan kongrede Fenerbahçe Başkanlığı’na adaylığını koyup koymamasından daha önemli olan, bu sorunu Türk milletine açıklaması. Aziz Yıldırım’ın bir basın toplantısı düzenleyip bu askerlik sorununun bütün mecralarını en ince noktalarına kadar Türk kamuoyuna açıklaması gerekir. Çünkü bu bırakın rakiplerini, kendisi için de çok önemlidir. Eğer bunu açıklamazsa bu sakız herkesin ağzında her gün çiğnenecek. Balonlar patlatılacak. Bu işin en doğrusunu da Aziz Yıldırım söyleyecektir ve açıklayacaktır zannediyorum.

Mesala bana sorsalar; "ey Erman Toroğlu, Türk milletinin çok önem verdiği bu kutsal askerlik görevini nerede yaptın?" diye... "4 aylık Tuzla Piyade Okulu’nda dağlarda tepelerde tatbikat yaparak geçirdim. Hatta ve hatta zaman zaman yılan bile tuttum. Ondan sonra da çektiğim kura ile Gölcük Ana Üs Komutanlığı’nda şerefli Türk askerliğimi yaptım" derim, göğsümü gere gere... Ve "vatana olan askerlik borcumu ödedim" derim. "Şu anda da bir savaş olsa seve seve tekrar silahımı alır, vatanım için çarpışırım" derim...

Bakınız, son olarak gene net bir biçimde söylüyorum. Aziz Yıldırım’ın böyle bir ortopedik rahatsızlığı varsa ve bu her gün böyle çiğnenecekse son derece yanlıştır ve haksızlıktır. Bütün bunlara son vermek de, bıçak gibi kesip atmak da kimsenin değil, Aziz Yıldırım’ın elindedir.
Yazarın Tüm Yazıları