Günde yirmi kere ‘Hahahahah’ diye gülebilir hasta durduk yere Şarlo filmi kanseri yener mi?

(Bir okurumuz, İstanbul Üniversitesi’nin eski rektörlerinden, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nin emekli öğretim üyesi, değerli bilim insanı, onkoloji hocamız Prof. Dr. Bülent Berkarda’nın yazısını gönderdi. “Okumanızı ve uygulamanızı önemle öneririm” diyor. Biz de bu önemli yazıyı sunuyoruz.)

Haberin Devamı

Düşünceler beyinde nöropeptit üretimini tetikler. Neşeli insan ile kederli insanın nöropeptitleri birbirinden farklıdır.

İyi şeyler düşünürsen iyi nöropeptitler üretirsin. Bunlar kan yoluyla tüm vücuda yayılıp bağışıklık hücrelerini çalıştırır. Bir tür enerji parçacığı gibi. Hastalarıma neşeli insanlarla buluşmalarını, neşeli kitaplar okuyup komedi filmleri izlemelerini öneriyorum.

Norman Kazan’ın bir kitabı vardır; orada ‘Kanseri her gün dört kere Şarlo filmi izleyerek yendim’ der.

Durduk yere kahkaha atarak da bilinçaltı kandırılabilir.

Hasta eğer mutsuzsa yine de neşeli filmler işe yarar mı?

Aslına bakarsanız sebepsiz de gülünebilir. Günde yirmi kere ‘Hahahahah’ diye gülebilir hasta durduk yere. Ama bunu şimdi kime anlatacaksın, bizim millet inanmaz böyle şeylere, şüphecidir. Halbuki beyin onu gerçek sanıyor. Şuuraltı kanar. Ne dersen ona inanır.

Haberin Devamı

Kahkaha atıp iyiyim de; ‘İyiymişiz’ der. Kötüyüm de; ‘Kötüymüşüz’ der.

İnsan vücudu bir gemi gibidir. Emirleri kaptan verir, makine dairesi emirleri yerine getirir. Bizde de kaptan beyindir. Bilinçaltı da makine dairesi.

Telkin çok önemli. Oturup günde on kere ‘Bugün çok iyiyim, şükür’ de; karaciğerin, dalağın, akciğerin ona göre çalışır. Kaptan iyiyiz derse beyin iyi endorfin salgılar.”

HAFRİYATTA İSTANBUL’UN HATAY’DAN FARKI YOK

Dün KÜREM-DER Genel Başkanı Faruk Çebi ile sohbet ediyorduk. Kendisi ormancı ve İstanbul sevdalısıdır. İstanbul’un hafriyatı konusunu görüşürken bizi ürküttü. Uyarılarını dikkatle not ettim:

“Cazibesi yüksek hafriyat rantından dolayı İstanbul’un doğasına, çevresine ve ormanlarına, ahlaki ve hukuki tüm değerler ayaklar altına alınarak büyük zarar verildi. Verilen zararın bedelini çamur, müsilaj, sel ve su baskınlarıyla İstanbul çok ağır ödüyor. Su havzalarında oluşmuş ranta dayalı hafriyat yığınları, fitili çekilmiş birer bomba gibi İstanbul’un yaşamını tehdit ediyor. Hafriyatta İstanbul’da dönen dolaplar umarım deprem bölgesinde de dönmüyordur. Aksi takdirde; hafriyatın deprem bölgesinin ekosistemine vereceği zarar, depremin verdiği zarardan çok daha fazla olacaktır. Dili olmayan doğanın, dili olup da derdini anlatamayan tüm canlıların hakkını korumak adına yetkilileri duyarlı olmaya çağırıyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ

Haberin Devamı

“SÖZÜN en güzeli; söyleyenin doğru olarak söylediği, dinleyenin de yararlandığı sözdür.” (Aristo)

ÇİFTÇİLER DE HAK ARIYOR

Çiftçiler Sendikası Genel Başkanı Ali Bülent Erdem ve Örgütlenme Sekreteri Adnan Çobanoğlu’nu dinliyoruz:

“La Via Campesina’nın kongre katılımcısı örgütleri, gıda ile ilgili egemenlik politikalarını savunmak için 17 Nisan’ı ‘Uluslararası Çiftçi Mücadele Günü’ olarak ilan ettiler.

21. yüzyılda herkese yetecek kadar gıda mevcut olmasına rağmen yüz milyonlarca aç insan olması, eşitsizlikler ve insan hakları ihlallerinin kötüleşmesi, suç, zorla alıkoyma ve otoriter rejimlerin küresel olarak artışta olması kabul edilemez. Onurumuz için, sağlık için, topluluklarımızı ve doğal kaynaklarımızı korumak için mücadele etmek hakkımızdır!

Haberin Devamı

BM Genel Kurulu’nda kabul edilen, kısa adı ‘Köylü Hakları Deklarasyonu’ (BM) ile “Köylülerin ve Kırsalda Çalışan Diğer İnsanların Hakları Deklarasyonu” (UNDROP) ülkemizde de kabul edilmeli ve iç hukuk haline getirilmelidir.

Gıda krizlerinin ve açlığın kalıcı çözümü; küçük çiftçilerin ve tüketicilerin, gıda politikalarının biçimlendirilmesine aktif katılımıdır. Sloganımız: “Gıda egemenliği hemen şimdi! Köylü hakları hemen şimdi! Toprak, onur, yaşam, yaşasın Çiftçi-Sen!”

BİLİYOR MUSUNUZ?

-Bağımsız Türkiye Partisi’nin kurucusu Prof. Dr. Haydar Baş’ın vefatının 3. yılında, geçen cumartesi günü Trabzon-Akçaabat’ta kabri başında anıldığını... BTP teşkilatlarının yanı sıra Almanya, Azerbaycan, KKTC ve Tataristan gibi ülkelerde eşzamanlı programlar düzenlendiğini bildiren oğlu Hüseyin Baş’ın, “Atatürk ideali olan ne varsa bu topraklarda, onu anlattı. Ama milletimizin hâlâ bir şansı var, o şansı da bu salonda. Bunu değerlendirirse, Türkiye Cumhuriyeti’ni dünya lideri yapma yolunda ilerletebiliriz” dediğini...

Haberin Devamı

-Bilim Akademisi’nin düzenlediği, Bilim Akademisi Deprem Koordinasyon Komitesi üyesi Prof. Dr. Naci Görür’ün moderatörlüğünde, Prof. Dr. Yücel Yılmaz, Doç. Dr. Meltem Şenol Balaban ve Dr. Fatih Sütçü’nün konuşmacı olacağı ‘6 Şubat’tan Dirençli Çıkmak’ konulu panelin 19 Nisan Çarşamba 18.00’de Beyoğlu Yapı Kredi, Loca’da yapılacağını... (www.bilimakademisi.org)

Yazarın Tüm Yazıları