Bu sempozyumu yapmak cesaret işi

Milas’ta bu yıl 1-2 Eylül’de yapılan 14. Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumu’na, 7 ülkeden en üst düzeyde arkeoloji, tarih ve sanat tarihi alanında uzmanlar katıldı.

Haberin Devamı

Türkiye’den 14, yurtdışından 6 üniversiteden arkeoloji bilgelerinin birbirinden ilginç bildiriler sundukları sempozyumda, 12 kazı başkanı ve 5 eski kazı başkanı da sunumlar yaptı. Her yıl yurtiçinden ve yurtdışından birer çok üst düzey bir arkeoloğun onuruna düzenlenen sempozyum, bu kez ABD’nin Kalifornia Üniversitesi’nden ‘Distinguished Proffessor’ (Ordinaryüs) Fikret Yegül ile İngiltere’nin Oxford Üniversitesi Lincoln Klasik Arkeoloji ve Sanat Bölümü Profesörü Roland Ralph Redfern Simith adına düzenlendi. Dünyanın en önde gelen heykel uzmanı olan Prof. Dr. R.R.R. Smith, aynı zamanda Aydın’ın Karacasu ilçesi, Geyre mahallesindeki Afrodisyas antik kentinde 1985’ten beri çalışmalarını sürdürüyor ve 1991 yılından bu yana da kazı başkanlığı yapıyor. Sempozyumun açılışında konuşan Milas Kaymakamı Mustafa Ünver Böke sempozyumun  ilçede düzenlenmiş çok önemli bir uluslararası toplantı olduğunu vurgulayarak, mutlaka desteklenmesi gerektiğini söyledi. Sempozyumun ana destekçisi olan Milas Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Reşit Özer de Karia, Karialılar ve Mylasa Sempozyumları’na 6’ncısının yapıldığı 2013 yılından bu yana destek olduklarını belirterek, desteğin gelecek yıllarda da süreceğini kaydetti. Birbirinden ilginç 28 bildirinin sunulduğu sempozyumu çoğunluğu Karia bölgesinde arkeolojik kazılar yapmakta olan kazı ekiplerinden arkeologlar, arkeoloji ve sanat tarihi öğrencileri, pek çok üniversitenin arkeoloji, tarih ve sanat tarihi bölümünden akademisyenler ile turizm rehberleri olmak üzere 200 dolayında kişi izledi. En çok merak edilen konu ise Milas gibi bir ilçede, böylesine uluslararası bir katılımla çok üst düzey akademisyenlerin nasıl bir araya getirilebildiği ve büyük bir maddi destek olmadan sempozyumun nasıl olup da 14 yıldır sürdürülebildiği oldu. Sempozyumları gönüllü olarak düzenlemekte olan gazeteci Olcay Akdeniz’i, dopdolu bir program, bomboş bir bütçe ve cesaretle yola çıktığı için Milaslılar adına kutluyoruz. Sempozyumu tanıtmaya devam edeceğiz.

GÜNÜN SÖZÜ

Bir yakınımızın üç torunu var,  biri için evimize 3 km uzaklıktaki okula yıllık 70 bin TL servis ücreti, diğer iki çocuğu için ise -başka okul- 80’den 140 bin lira verecek, yani toplam 220 bin TL ulaşım parası. Ortalama kişi başına 50-60 bin TL yemek parasını düşünün. Okula yine ortalamadan 300 binden 900 bin TL koyun. Kırtasiye ve sağlık sigortasını saymıyorum bile. Ben ortalama 1.2 milyon dersem inanır mısınız? Bu bedeller İstanbul veya Ankara farketmiyor.  E.K.

Haberin Devamı

ÜSTÜNDAĞ: VOLEYBOL LİSESİ KURDUK
VOLEYBOLCULARIMIZIN BAŞARISI KOLAY OLMAMIŞ

ALİ Sirmen,
Cumhuriyet’teki yazısından Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ’ın bu işi nasıl başardığını şöyle anlatıyor: “Üstündağ, önce gerekli yerlerle temas ederek Voleybol Lisesi’ni kurmuş, kısa sürede her yıl 90 öğrenci alınmış, yetenekli öğrencilerin yatılı okumaları sağlanmış. Türkiye’yi tarayarak oyuncular almış. Gittiği yerlerde öğrencilere yetenek testleri yaptırmış. Bunların içinden yeteneklileri kulüplere transfer ettirmiş. Altyapı yatırımları yapmış. Voleybolda sponsorlar bulmuş. Türkiye’nin dört bir yanına antrenörler göndererek oyuncu devşirmiş. Galatasaray, Eczacıbaşı, Fenerbahçe gibi kulüpler de kadın voleyboluna önem verince ortaya bu alanda tek olan, başka ülkelerde örneği görülmeyen bir proje çıkmış.”

Haberin Devamı

Sirmen, çok değişik alanlarda böyle altyapıdan başlayıp topluca bir milli proje ortaya çıkarılabildiğini hatırlatıyor. Demek ki böyle projeler her yere lazım!

2 MAÇA 24 MİLYON EURO

Aynı gazeteden Arif Kızılyalın’ın ‘Spor Yazarı’ köşesinde geçen hafta, Prim adaleti başlıklı yazısında okuduk:

2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nda Slovenya’yı yenip yarı finale kaldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın desteğiyle takıma 28 milyon (yaklaşık 14 milyon Euro) prim verildiğini, dünya ikinciliği için 20 kişilik kadroya. 11 yıl sonra bu kez A Milli Futbol Takımı’na 2020 Avrupa Futbol Ligi Şampiyonası’nda 24 finalist takım arasına kaldıkları için toplamda 10 milyon Euro verilmesinin kararlaştırıldığını yazdı.

Avrupa Şampiyonu olan voleybolcularımızın takım yöneticileri ile öteki sporcular gibi pazarlık yapmadıklarını, ağızlarından ‘para’ lafını duymadıklarını, “Atatürk”, “Kadınların rol modeli olduk”, “Türk gençliği” lafını ettiklerini hatırlıyor Kızılyalın... Konuşan söylediklerinin dayanak noktasını bilmeli; doğru veriler ortaya koymalı değil mi?

Haberin Devamı

DEPREMLERİN ALTTAN SU VE PETROL ÇEKİMİYLE İLGİSİ OLABİLİR Mİ

FAS
’da deprem dünyayı şaşırttı. Faslılar ilk defa bir sarsıntı ile karşılaştılar. Acaba neden oldu deprem? 6.8 şiddetindeki depremde 2 binden fazla ölüm olayı var.

Türkiye ve ABD’de yaşayan Faslı bir yönetici arkadaşımız var; bilim teknik meseleleri üzerine kafa yorar. Bu şiddette bir deprem niye oldu diye sorunca şunları özetledi:

“Bu kadar ölüm olmasının nedeni  insanların depremin ne olduğunu bilmemesi... Çok kişi evlerine girmiş. Ne mi olmuş? Depremin olduğu yer Marakaş’ın güneyinde, oradaki ünlü Atlas Dağları’nın altında su vardır, oradaki ovalarda tarım yapılır. Tabii bir şekilde çok su çekiliyor tarım için. Boşluk yarattığı için doğal olarak plakalar kırılıyor ve depreme neden  oluyor.”

Haberin Devamı

Nurettin Tahir diyor ki; “Amerika’da Teksas’ın kuzeyindeki Oklahoma eyaletinde 10 yıl kadar önce kayagazı çıkarılmaya başlanmıştı; hem de çokça ancak çevresindeki küçük kasabalarda depremler olmaya başladı, 4-5 yıl önce... (California’daki depremler de çevresinden petrolün ve suyun çok çekilmesine bağlanıyor, biliminsanlarınca.) Çok endişe edildi, hatta kuyular kapatılıp terkedildi. Açılan kuyuların veya deliğin su ve kumla doldurulması düşünüldü. Ancak kuyuları tıpayla kapattılar. Su ve kum basmanın da çok pahalı olduğunu gördüler, vazgeçildi.

Ben, güneydeki 11 ildeki depremlerin Ortadoğu’da petrol çıkarımı ile ilgisi olduğu düşünüyorum. Yeraltı boşalmış oluyor. Teknotik boşluklar oluyor. Edward de Bono kırıkların boyunun 200-300 metre değil, 200-300 km olduğunu tez olarak ortaya koymuştu.”

Haberin Devamı

Türkiye’de Konya Ovası aynı durumda. Tarım (pancar, yonca) için çok su çekiliyor,

İsrail örneği var. Lübnan’dan su çekiliyor, Lübnan, İsrail’i protesto etti, ‘Senin yüzünden bizim kuyular kuruyor’ dedi. Daha sonra başka bir teknoloji kullandılar, suları direkt değil yatay çekmeye başladılar.

Bu konuları merak edenlere İngiliz biliminsanı Edward de Bono’nun bilimsel kitaplarını okumanızı salık veririm. Bu  konularda çok kafa yormuş, kitaplar yazmış. Zehir zemberek bir biliminsanı, takip etmenizi öneririm.

Yazarın Tüm Yazıları