Günde 800 dolarlık kişi başı katma değere ulaştı

Yazmacı, mayosunu giyip denize girmişti ki, Güzel yanına çağırdı. Orada bulunan ortak dostlarına rica etti:
- Ben Murat’ı ikna edemiyorum. Birlikte teknoloji şirketi kurup, kendi yazılımlarımızı, uygulamalarımızı üretmemiz gerekiyor. Sen konuşsan...
Yazmacı şaşırdı:
- Şile’ye denize girmeye geldik sanıyordum.
Güzel ve Yazmacı, ertesi gün yanlarına Özgür Altıntaş’ı da alarak bugünkü Cardtek’in temelini attı. Ürettikleri ilk yazılıma “Kernel” (çekirdek) adı verildi:
- Kernel, POS cihazı şirketleri ile bankaların ilgisini çekti. Şirketimiz ilk yılı rahat geçirdi.
Yazmacı, o günleri anımsayıp, sürdürdü:
- İşlerin sadece Kernel ile yürümeyeceğini görüp yeni yazılımlara yoğunlaştık. 2003-2004’te şirletimiz seviye atladı. Bankaların çipli kart dönüşümünde rol oynayan yazılımı geliştirdik.
2006’da kredi kartı yönetim sistemleri işine girdiklerini belirtip, Cardtek CEO’su Ayşe Nil Sarıgöllü’ye döndü:
- Ayşe Hanım’la bu sistemler için bankaların ihalesine girdiğimizde tanıştık. Birlikte çalışma kararı alıp, güçlerimizi birleştirdik. Önde gelen bankaları bu sistemle müşterimiz oldu.
Sarıgöllü, Kernel’in altını çizdi:
- Kernel, hâlâ işlerimiz içinde yerini koruyor.
Sonra kredi kartı ve banka kartı yönetim yazılımının ulaşım sistemlerine de temel oluşturduğunu belirtti:
- Hindistan’da Axis Bank, toplu taşıma uygulaması ihalesi kazanmıştı. Çözümü üretip onlara sattık. Böylece ülkede toplu taşıma araçlarına banka ve kredi kartıyla binilebilir hale gelindi.
- Yabancılar da Hindistan’da banka ve kredi kartını toplu taşıma araçlarında kullanabiliyor mu?
- Evet, bu sistem, İstanbul Card’ın bir ileri aşaması.
Yazmacı, ürettikleri yazılımlar ve geliştirdikleri sistemlerden örnekler verdi:
- Temassız kredi kartı, şubede anında kart basımı, ulaşımda temassız kart, yazar kasa POS entegrasyonu, takside cep telefonuyla dijital ödeme uygulaması.
ManageATM’yi de anlattı:
- Bu sistemle bankalar ATM’lere uzaktan erişim sağlıyor, arızayı anında saptıyor. Bu uygulama, 2 bin 400 ATM’de kullanılıyor.
Kısa süre önce İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “İzmirim Kart” ihalesini kazandıklarını vurgulayıp, ihracata değindi:
- ABD, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Kanada’ya ihracat yapıyoruz.
Söz ihracattan açılınca yaratılan katma değeri sordum:
- Bizde gün başına üretilen değere bakılır. Hindistan’da kişi başı günlük değer üretimi 250 dolarken, Avrupa’da 550-1000 dolar arasında. Bizde 400-800 dolar arasında seyrediyor.
Cardtek, İTÜ Arı 3 ve 2, İzmit Teknokent, Samsun, ODTÜ, Hacettepe ve Ege Üniversitesi teknokentlerinde “akıl teri” dökerek yılda 40 milyon Euro ciroya ulaşıyor...
Bugün oy kullanıp, sandıkta son sözü söyleyelim...
Günlük 800 dolar katma değer yaratacak işlere daha çok kafa yoralım...

O pisuvarda insanlar birbirinin üzerine işer

ÇİMENTO, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği’nin (ÇCSİB) düzenlediği Tasarım Yarışması’nda Seramik Tanıtım Grubu Başkan Yardımcısı Ahmet Yamaner’in uyarısıyla İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Can Küçük’ün pisuvar tasarımını yayınlamıştım. Yamaner, şu yorumu yapmıştı:
- Pisuvarda hep, “Yanımdaki bana bakıyor mu, ben ona bakıyor gibi duruyor muyum” tedirginliği yaşanır. O nedenle araya bölme konulur. Can Küçük, duvara karşı duruştan farklı model geliştirmiş. Erkekler yan yana değil arka arkaya diziliyor. Bununla “Yandaki bakıyor mu, ben bakar gibi miyim” tedirginliği biter.
O pisuvara tasarımcı Özlem Yalım Özkaraoğlu’ndan itiraz geldi:
- O pisuvar asla tutmaz. Bir kadın olarak görüşüm iddialı görülebilir. Bizler ODTÜ’de fonksiyonellik konusuna çok kafa yorduk. Arka arkaya dizilmiş pisuvarda insanların birbirinin üzerine işeme riski var. O nedenle pisuvarın boyutunun büyütülmesi gerekir. Bu da maliyeti artırır.
Tuvalete giriş yönünü anımsattı:
- Arka arkaya dizilimde tuvalete girişler karşıdan olmazsa, birbirini görme riski var.
Ben aradan çekiliyorum, tasarımcılar tartışsın...