Sedat Ergin

Sedat Ergin

sergin1@hurriyet.com.tr

Suriye krizi ve seçim takvimi

Sedat ERGİN
Haberin Devamı

Suriye krizi, yerel ve genel seçimlerin birleştirilerek 18 Nisan tarihinde yapılmasını öngören takvimi etkiler mi? Ankara'da siyasetle ilgili çevrelerde zihinlerin gerisinde asılı duran soru budur.

Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e göre, ‘‘Bugün için etkilemez...’’

Ancak Demirel'in ‘‘yarın’’ için kapıyı açık tutmasının altını çizmek gerekiyor.

Cumhurbaşkanı, herhalde bu sorunun yanıtının, krizin kazanacağı boyutlara bağlı olduğunu söylemek istiyor.

Kısa döneme baktığımızda, bir etkileme olmaması gerekir.

Çünkü, Ankara'nın stratejisi bu aşamada Suriye üzerinde kuvvetli bir uluslararası baskı oluşturmaya dönük bir diplomatik seferberliğe kaymış bulunuyor.

Ancak diplomatik zemindeki barışçı arayışların tüketilmesi ve Hafız Esad'ın geri adım atmamakta ısrar etmesi halinde eşiğin yükselmesi kaçınılmaz olabilir.

* * *

Ankara, bu takdirde, inandırıcılığını kaybetmemek için askeri seçeneğe yönelmek zorunda kalacaktır. Bu aşamada Suriye kontrolü altındaki PKK kamplarına dönük sınırlı bir hava operasyonu gündeme gelebilir.

Krizde eşiğin yükselebileceği zaman, kasım ayının ortaları ya da sonu gibi gözüküyor.

İlginçtir ki, bu zamanlama Başbakan Mesut Yılmaz'la CHP Lideri Deniz Baykal arasında yapılan protokolün uygulamaya konması tarihi ile örtüşüyor.

Mesut Yılmaz, istifasını en geç 31 Aralık tarihinde vermeyi taahhüt ettiğine göre, düşük profilli hükümetin kuruluşuna ilişkin arayış ve pazarlıkların başlaması da bu zamana denk gelecektir.

Suriye'ye dönük kriz idaresinin, zamanlama olarak hükümet pazarlığıyla iç içe geçebilecek olması, şimdiden dikkate alınması gereken bir olasılıktır.

Bu olasılığın gerçekleşmesi, CHP Lideri Baykal'ı hükümet karşısındaki stratejisini gözden geçirmeye zorlayabilir.

Bunun nedeni, krizin tırmanmasının, kamuoyunda ‘‘Şimdi hükümet tartışmasının zamanı mı?’’ şeklinde bir anlayışın belirmesine yol açabilecek olmasıdır.

* * *

Böyle bir zamanlamada, Baykal, protokolün uygulanması konusunda adım atarken, bu adımların kamuoyunda nasıl algılanacağı sorusunu da tartmak zorunda kalacaktır.

Bu konjonktür, başbakanlığını bir süre daha devam ettirebilmesi bakımından Mesut Yılmaz'ın lehine işleyebilir.

Oysa CHP Lideri, Suriye krizinin patlak vermesinden önce hükümetin desteklerinin büyük ölçüde zayıfladığını ve hükümetin aralık ayı sonuna kadar çözüleceğini düşünmekteydi.

Baykal, bu çerçevede hayat pahalılığı ve özellikle de yolsuzluk iddialarını gündeme getirerek, hükümeti ciddi bir şekilde bunaltabileceğini hesaplamaktaydı.

Yine de Suriye krizinin, Baykal'ı bu konudaki kuvvetli görüşlerini seslendirmekten alıkoyması beklenmemelidir.

Bu konularda hasar gören bir hükümetin Suriye krizini yönlendirmede ne ölçüde etkili olacağı da ayrı bir tartışma konusudur.

Gözüken, önümüzdeki aylarda Türkiye'de her şeyin birbirine karışacağıdır.



Yazarın Tüm Yazıları