Araba kullanamayan erkekler-2

Yazar Emrah Serbes trafikte hiç tanımadığı üç kişinin canını aldı. Ödeyeceği tazminat belli oldu, infaz yasasından faydalanarak çıkması gerekenden daha erken çıkacak. Kendi başıma geldiğini düşünüyorum. İyiyim ben böyle ya. İnsanın peşini hukuk bıraksa, vicdanı rahat bırakmaz. Ne bu dünyada ne öbüründe...

Haberin Devamı

Daha önce de yazmıştım, resmi olarak araba kullanabiliyorum, ehliyetim var. Ama onu da iki kerede mi, üç kerede mi ne vermişlerdi.

En sonunda sınava giren hocaya şunu dedim:

Beyefendi ehliyetsiz olmak ağırıma gidiyor, sadece onun için alıyorum. Benim bunu kullanacağım yok zaten.

Bu lafın sınavı geçmemde etkisi oldu mu, bilmiyorum.

Ama sözümü tuttum, sonra bir daha hiç direksiyon başına geçmedim.

Geçemem de zaten.

Bana çok karmaşık geliyor.

Nasıl yapabiliyorsunuz anlamıyorum:

Aynı anda, debriyaja basıp vites değiştireceksin...

O sırada bir tur silecek çalıştırıp ön camı temizleyeceksin...

Aynalardan sollayan, sağlayan var mı onu kontrol edeceksin...

Öndeki araç aniden yavaşlıyor mu, gözün orada olacak...

Bu arada da yolunuza herhangi bir canlı fırlamış mı, pür dikkat olacaksın...

Haberin Devamı

Gözümün önüne sürekli kötü olaylar geliyor.

Herhalde bir çeşit fobi bu. 

Ve eğer bu tür bir fobiniz varsa Türkiye ve İstanbul bunu azdırmak için biçilmiş kaftan.

Yahut ne bileyim, belki önceki yaşamımda trafik kazasında falan öldüm.

Benim gibi böyle başka erkekler de olduğunu duymuştum. Tuna Kiremitçi, Ertuğrul Özkök... Hiç çaktırmıyor ama galiba dayım da bizim örgütten: AKEC. Araba Kullanamayan Erkekler Cemiyeti.

Daha fecisi kendine değil, yanında taşıdığın sevdiğin birine ya da hiç tanımadığın başka birilerine zarar vermek.

Bakınız: Alişan... Ailesiyle üç takla attı. Allah’tan burunları bile kanamadı.

Hatırlayınız: Emrah Serbes... Hiç tanımadığı üç kişinin canını aldı.

Geçen hafta ödeyeceği tazminat belli oldu, infaz yasasından faydalanarak çıkması gerekenden daha erken çıkacak.

Kendi başıma geldiğini düşünüyorum.

İyiyim ben böyle ya.

İnsanın peşini hukuk bıraksa, vicdanı rahat bırakmaz.

Ne bu dünyada ne öbüründe...

Neden AKEC?

Araba Kullanamayan Erkekler Cemiyeti diyorum ama bence kadınların araba kullanamaması da eksiklik.
Sadece erkekte bazı ritüeller de şaşıyor, daha da bir tuhaf oluyor.
Mesela hiçbir zaman sevgilini evinden alıp evine bırakamazsın.
Ya o seni alıp bırakacak ya da daha ilk buluşmada bile yanınızda taksi şoförü olacak...
Eğer sevgilin araba kullanabiliyorsa yine öp başına koy.
Bir-iki keresinde o da bilmiyordu. Bütün kavgalarımızı, barışmalarımızı, özel konuşmalarımızı taksici nezaretinde yaptık.
Adam ha desen lafa karışacak...
İnsan yine de bir dağ başında, yanındaki şoföre bir şey olursa yardım alınabilecek en yakın yere kadar kullanabilmek kaygısı taşıyor.
Başa iş gelirse dura kalka o kadarını da yaparım herhalde, ne bileyim...  

Haberin Devamı

Süperstar’ı üzmesinler başta kendisi kendisini

Ajda Pekkan geçen ay 2012’den beri aşk yaşadığı iş insanı Bülent Çavuşoğlu’ndan ayrılmıştı.
İddia o ki Bülent Çavuşoğlu kendisini yanında çalışan sarışın bir güzelle aldatmıştı.
Ayrılıktan sonra Bodrum’a giden Süperstar ilk kez görüntülendi.
“Hayatınızda biri var mı?” sorusuna da “Beni taşıyacak erkek maalesef karşıma çıkmıyor” diye cevap verdi.
Bu cevabı, “ihaneti onaylama” olarak yorumlayanlar var.
Ajda Pekkan gibi bir “marka” için ihaneti telaffuz edebilmek zaten çok zor olmalı.
Tek sıkıntı, kendi ilişkisinin de bir ihanet vakası olarak başlamış olması.
Bülent Bey’in eşi Tuğçe Çavuşoğlu da eşinin kendisini Ajda Pekkan’la aldattığı gerekçesiyle boşanma davası açmış, bu dava daha 2 yıl önce sonuçlanmıştı.
Sanki 8 yıl sonra keser dönüp sap dönmüş gibi...

Haberin Devamı

Cilt doktorunda nasıl muhabbet açarsınız?

Hakan Gence’nin Hürriyet Pazar’daki röportajından öğrendik. Futbolcu Caner Erkin ile oyuncu eşi Şükran Ovalı cilt doktorunda tanışmış.
Şükran Ovalı başta önyargılıymış ama Caner’in azmi karşısında zamanla yumuşamış.
“Bana şans ver” demiş Caner.
“Onu dinlediğimde kalbini gördüm. Gerçekten kalbi elindeydi” diyor Şükran Ovalı.
Tek merak ettiğim, beğendiğin birine cilt doktorunda nasıl muhabbet açar, konuyu nereden başlatırsın?
Sivilceden açsaaan, olmaz. Çıban deseeen, hiç girme o topa.
Egzama, kurdeşen, sedef... Oy, oy, oy! Zaten muayenehanede hiçbir şey olmamış. Caner selam vermiş, Ovalı arkasını dönmüş.
Sonradan telefonunu bulup oradan yürümeye başlamış.

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları