Çemberi de ıskalamayalım

Ankara’da, basketbolla ilgili çocukluğumun unutulmaz hatıralarından biri, Selim Sırrı Tarcan Salonu’ndaki liseler arası Türkiye finalleriydi.

Haberin Devamı

Tribünler tıklım tıklım, gençlerin mücadelesi müthişti. Yanılmıyorsam, Ankara’dan da Deneme Lisesi yer alıyordu. O finallerin bir çok oyuncusu daha sonra, farklı ekiplerde, hatta milli takımlarda forma giydi.Hortaş Yenişehir ve Şekerspor ise hayal meyal hafızamda. Mesleğe adım attığım 90 yılların başında PTT vardı. Belki şampiyon olmadı ancak iddialı takımlara kafa tuttu. Kupa kazandı, finaller oynadı, Başkent basketboluna büyük değer kattı.İsim değişikliği ile Türk Telekom oldu. Adı ve forması farklıydı ama gücünü koruyup, kupalara uzanmayı bildi. Türkiye ve Başkenti Avrupa’da temsil etti. Şampiyonluk yarışında söz sahibi olamasa da rakiplerinin başına iş açmayı hep başardı.TED Koleji ise okuldu, ekoldü...

Oradan yetişen yüzlerce isim, Türk basketboluna; oyuncu, antrenör ve yönetici olarak önemli hizmetler verdi. 90 yılların ortasındaki; Haluk, Murat, Tolga, Victor’lu kadronun, Ankara basketboluna yaşattığı coşku ve mutluluğu, yeni kuşaklar bir daha göremedi. Atatürk Spor Salonu’nu dolduran binlerce taraftar, basketbolun büyüsünü, o zaman iliklerine kadar hissetti.Sonra, sonrası malum... Ankara potadan yavaş yavaş uzaklaşmaya, parkelere yabancılaşmaya başladı. Takımlar iddialarını yitirdi, her geçen gün kadrolar daha da güçsüzleşti. Telekom, 25 yıl sonra küme düştü.Bugünkü tablo çok daha vahim. TED Kolejliler, 11 haftası geride kalan Birinci Ligde, 11 yenilgi ile son sırada ve artık gün sayıyor.

Haberin Devamı

Türk Telekom bir alt ligde orta sıralarda, Mamak DSİ ise idare etmeye çalışıyor. Kadınlar Liginde zaten temsilcimiz yok. Ergin Ataman’ın dediği gibi, basketbolun temel taşlarından biri olan Ankara’nın potaya bu kadar uzak olması asla kabul edilemez. Bugün; İzmir, Antep, Balıkesir, Trabzon, Uşak ve Giresun’un takımları ligde boy gösteriyor, İstanbul, 5-6 ekibini bu organizasyona dahil ediyorsa, başta, ilgililer ve yetkililer olmak üzere, hepimiz oturup kafa yormalıyız. Ankara’yı ve basketbolu seviyorsak; düşünmeli, fikir üretmeli, gerekli sponsor desteği bulma ve kulüp organizasyonu konusunda girişimlere acilen başlamalıyız. Hatıralarımızla baş başa kalıp, maçları ekrandan izlemek yerine, yeniden coşku ve tutku ile bizi salonlara koşturacak bir ekip istiyorsak, bunu özverili ile yapmalıyız. Çok geç olmadan ve çemberi de ıskalamadan.

Haberin Devamı

KURU GÜRÜLTÜ

Osmanlı-Galatasaray maçındaki saha şartlarına, önce Galatasaray’dan tepki geldi, ardından da Osmanlı cephesinden. İki taraf, mağdur edebiyatı ile tartışmayı büyüttü. Sarı-kırmızılılar, değişiklik taleplerine federasyonun duyarsız kaldığını ileri sürüp, konuyu farklı bir boyuta taşıdı. Geçmişte, fikstürde yapılan değişiklikler karmaşaya yol açıyor, her kulüp kendince haklı gerekçeleri gündeme taşıyordu. Federasyon da bunun önüne geçmek için, tüm sezonun fikstürünü en baştan belirleyip, sadece saatleri boş bıraktı.Bazı şeyleri bilmek için alim olmaya gerek yok. Ankara’nın Aralık ayındaki iklim şartları belli. Yenikent’te durumun çok daha vahim olacağı ortada. Tüm bunlar, 1-2 telefon trafiği ile halledilecek şeyler. O gün, gündüz kuşağında 4 maç oynandı. Federasyon yetkilileri, hava, saha ve iklim koşullarını göz önünde bulundurup, o maçı öğlen saatlerine alabilirdi. O zaman Yenikent’in buz gibi ayazı yerinde daha normal şartlarda maç oynanabilirdi. Adana’da saat 16.00’da maç oynatmayı düşünenler, Ankara’daki maç saatini kaydırmayı akıl edemediler mi acaba ?Edemezler, çünkü yayıncı kuruluş, nasıl istiyorsa program ona göre belirleniyor.Şundan da eminim ki, federasyon maçın saatini gündüze çekse, diğer takımlar itiraz eder, olası puan kaybında Galatasaraylılar, ‘Biz gündüz maçı oynamak zorunda mıyız’ diye ortalığı ayağa kaldırırdı. Çünkü, politikalarımız günü kurtarmaya yönelik ve sadece işimize geldiği gibi değerlendiriyoruz.  Bunca kuru gürültünün sebebi, başarısızlığın üzerini örtme, gündemi başka tarafa çekme çabası.. Hepsi bu.. 

Haberin Devamı

Hayata ve spora dair: 

Takım küme düşerse, futbolcular gider, adamlar kalır. (Pavel Nedved) (Juventus küme düşürüldüğünde, Buffon ve Del Piero ile birlikte, onca transfer tekliflerini geri çevirip, ikinci ligde oynamayı tercih etti)

Park cezası

Ahmet Gökçek, Futbol Federasyonu yöneticisi olup, Galatasaray teknik ekibinin saha ile ilgili tepkisine, karşılık verdiği için.

Yazarın Tüm Yazıları