Yeni Frankie’nin havalı dönüşü

İstanbul’un yeme-içme dünyası sonbaharla beraber hep hareketlenir.

Haberin Devamı

Yeni Frankie’nin  havalı dönüşü

O kural bu sezon da bozulmadı. 
Önce Etiler’de Arkestra açıldı, şimdi de Kaya Demirer’in restoranı Frankie yeni yeriyle havalı bir dönüş yapmaya hazırlanıyor. 
Havalı, çünkü Frankie’nin yeni lokasyonu Galataport’ta, Roka’nın üstünde. 
Nişantaşı’ndaki eski Frankie’ye göre burası hayli farklı: 
Bir kere mekân iki katlı. 
Üst katı teras, yazlık. Alt katı ise kışlık ve Mahmut Anlar’ın tasarım ekibinin elinden çıkan muazzam şık bir ambiyansa sahip.  
Doğrusu 1 yıldır süren hazırlıklara değilmiş. 
Şimdi söz Kaya’da...

MİKROFONLAR BİR ANDA AŞAĞI İNECEK

◊ Yeni Frankie’de insanları neler bekliyor?  
- Akşamüstü saat 17.30’da mekânı açacağız. Özelikle o saatte bara gelmeyi sevenler, iş çıkışı bir şeyler içmek isteyenler için o saatleri önemsiyorum. 
Bir de Galataport’ta barıyla ön plana çıkan başka bir yer yok.
Saat 20.00’de ise müzik koordinatörümüz DJ Aksak’ın “organik disko” diye tanımladığı, temposu yüksek müziğimiz başlayacak. 
Ama müzik varken konuşabileceksin. Müzik rahatsız etmeyecek. 
Saat 22.00 gibi müzik biraz daha yükselecek ve bu saatlerde bir sürprizimiz olacak. 
Dikkat edersen mekânın tavanında mikrofonlar gizli. Bu mikrofonlar bir düğmeye basılınca aşağı inecek ve sürpriz bir şarkıcı gelip DJ’in çaldığı müzik üzerine performans yapacak.
Ama bu performansların belli bir akışı ya da programı yok. Bazı akşamlar olabilir, bazı akşamlar olmayabilir de... İnsanlar performans beklentisiyle gelsin istemiyoruz. 

HEDEF DUBAİ VE LONDRA 

◊ Frankie artık d.ream grubu çatısı altında. Ama yine her şeyle ilgileniyorsun değil mi? 
- Evet, tabii. Operasyonu onlarla beraber yapıyoruz. Peçeteden sandalyeye kadar gördüğün her şeyle ben ilgilendim. Aslında bu mekân Dubai’den başlayarak yurtdışına taşınabilsin diye tasarlandı. Bir Amazonico, bir Roka gibi. Menüsü, müziği, dekorasyonu, her şeyi ona göre yapıldı. Türkiye’de yarattığımız bu konsepti d.ream grubunun yurtdışındaki güçlü kaslarıyla yurtdışına açmak en büyük hedefimiz. Hedefte Dubai’den sonra Londra var. 

HEM ASYA HEM AKDENİZ 

◊ Menünün tarzı “MediterrAsian” diye tanımlanmış. Nasıl bir kombinasyon bu?
- Ruhunu ve malzemelerini Akdeniz’den alan; ama tarzını, baharatlarını ve pişirme tekniğini Asya’dan alan bir kombinasyon “Mediterrasian”. Yeni bir şey bu. Patentini de aldık. Mesela mavi yengeç doldurulmuş kabak çiçeği dolması buna en güzel örnek. Bu arada Asya derken sadece Japon değil, tüm Asya ülkelerinin mutfağına dokunuşlar yapıyoruz. 

ERKEN BİR YARGI BU

◊ Bir yandan da İstanbullular, Galataport’u biraz turistlere emanet etmiş gibi. Buraya yeme-içme rotası anlamında hâlâ pek ısınamadılar. Sen ne düşünüyorsun?
- Ben buna önyargı değil, erken yargı diyorum. İstinye Park, Kanyon ve Zorlu’nun ilk açıldığı dönemleri hatırla. Buralara da insanların ayakları bir türlü alışamamıştı. Hatta “Orası olmaz, gidilmez” denilmişti. Şu da var: Henüz gemiyle gelen turistler de buradaki restoranları bilmiyor. Çünkü onlar 1 yıl önceden programlarını yapıyor. Nerede, ne yiyecekleri belli oluyor. Ama yakın gelecekte Galataport restoranları da gemi turistinin programına girecek ve böylece buranın marina ruhu tam olarak oturmuş olacak. O zaman İstanbullu da barışacak burayla.  

1500 LİRADAN 2250’YE ÇIKABİLİR

◊ Şimdi de TURYİD Başkanı şapkanla bir soru: Yeme-içme dünyasını ve artan fiyatları nasıl buluyorsun?  
- Ekonomik krizin kendini hissettireceği, seçim öncesi ortamın siyasi olarak gergin olabileceği zor bir kış bizi bekliyor. Artan fiyatlarla ise insanlar bir şekilde barıştı. Menü fiyatlarında kasım ya da aralık gibi tekrar bir güncelleme olur. Çünkü girdilerin maliyeti artıyor. Mesela bir restorandan şu anda 1500 liraya çıkıyorsan, o fiyat 2250 lira olabilir. Bazı işletmeler bunu 2000’e çekip kârının azalmasına göz yumabilir. Müşteri kaybı yaşamamak adına.

Yazarın Tüm Yazıları