Bir kedi alırım sen de anneni çağır!

Birkaç gündür dön dolaş Sertab Erener’in yeni videosu Olsun’u seyrediyorum.

Haberin Devamı


Klipte bir lavabonun önünde durmuş, aynaya bakarak şarkısını söylemeye başlıyor Sertab.
Derken elinde koca bir makas beliriyor ve yavaş yavaş saçlarını kesmeye başlıyor.
Çünkü şarkıda tam da böyle bir cümle geçiyor:
“Kestirir saçımı kendimi avuturum.”
Gerçi Sertab saçlarını o kadar düzenli kesiyor ki, aslında saçının çekim aralarında bir kuaför tarafından düzeltildiğini çakıyorsun.
Ama olsun, fikir güzel.
“Keşke” diyorsun, “Cesaret edip hepsini kesseydi saçların.”
Peki benim bu videoya takılıp kalmam sadece saçlarını kesen Sertab’tan ötürü mü?
Hayır, değil.
Aynı zamanda şarkıdaki hoş laflardan dolayı.
“Artık ne masumuz ne yalandan yoksun” diye başlıyor şarkı.
Sonra şöyle dizelerle devam ediyor:
“Artık ne özgürüz ne de özgür ömrümüz... Ben giderim İstanbul senin olsun.”
Ama en çarpıcı ve aklımda kalan şu oldu:
“Bir mektup yazarım yokluğundan da ağır
Bir kedi alırım sen de anneni çağır.”

NE DEMEK İSTİYOR?

Yani diyor ki
Sertab:
Ben senden ayrılırsam yokluğunu bir kedinin sevgisiyle kapatmaya çalışırım.
Ama sen onu bile yapamazsın. En iyisi anneni çağır, ancak o seni teskin eder, kendine getirir.
Şimdi evinde kedisiyle tek başına yaşayan kadınlar Sertab’ın bu şarkısındaki analize gıcık olacak ama benim şarkıdan anladığım valla bu.
Lakin şarkının sözleri bir kadının elinden çıkma değil, orada fena halde bir ters köşe var.
Sürpriz bir erkek şarkıcının sözleri bunlar: Can Bonomo’nun.
Valla Can’a bravo. Nefis gözlemlemiş, nefis yazmış.
Biraz abartacağım ama, “Bir kedim bile yok” nasıl bir dönemin sembol lafı olduysa “Bir kedi alırım sen de anneni çağır” lafı da dile düşecek, modern ayrılıkların sembolü olacaktır. Bence öyle.
Eh, o zaman ben gidip annemi çağırayım bi...

Haberin Devamı

Hafta sonu rotası

◊ YE, DOLAŞ Pazar günü Bomonti’nin dev rezidansları arasında kurulan antika pazarına gitmeli. Ardından Kilimanjaro’nun sebze ağırlıklı menüsünden (mesela portakallı kereviz) bir şey yemeli. Yemeğin üstüne Monochrome’un gayet İsveçli ortamında bir kahve içmeli.
◊ İZLE, İÇ Kadıköy’ün çok konuşulan canlı müzik performans mekanı Dorock XL’de bir konser izleyip bira içmeli ya da Kadife Sokak’ın yeni açılan yeme-içme ve alternatif etkinlik mekanı Bina’ya uğrayıp ikinci katındaki Havuz’da açılan sergiyi gezmeli.
◊ KAHVALTINI SEÇ Serpme kahvaltısı meşhur, servisi iyi Rumelihisarı’ndaki Nezih’e, kapısında kuyruk olunan Nişantaşı’ndaki Çeşme Bazlama Kahvaltı’ya, Moda’daki Zapata’ya, yahut daha uzağa, Kilyos’taki Emel’in Bahçesi’ne gitmeli...
◊ KOKTEYL TAKİBİ YAP İyi kokteyl için kapılarını yeniden açan ve ‘cinli kokteyller’ için özel bölüm oluşturan Gümüşsuyu’ndaki Topaz’a, Arnavutköy’deysen Any ve Alexandra’ya, Karaköy’de isen Mitte ve Finn’e mutlaka uğramalı...

Haberin Devamı

İstanbul popüler mekan Top 10
(19-26 Kasım tarihleri arası)

1. Toi / Kuruçeşme (4)
2. Klein / Harbiye (1)
3. Hazine / Cihangir (8)
4. Fenix / Etiler (5)
5. Lucca / Bebek (7)
6. La Boucherie Dinner Theatre / Levent (3)
7. Room & Rumours / Nişantaşı (2)
8. La Boom&Gizli Kalsın / Emirgan (6)
9. Zuma / İstinye Park (10)
10. Back Bar / Etiler (9)

Yazarın Tüm Yazıları