LONDRA merkezli uluslararası yükseköğretim kurumlarını derecelendirme platformu Times Higher Education (THE) tarafından düzenlenen THE Awards Asia ödülleri on farklı kategoride veriliyor. Ülkemize bu ödül ilk kez 2022’de İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nün (İYTE) kazandığı “Yılın Uluslararasılaşma Stratejisi Ödülü” ile geldi. 2023’te ise “Yılın Öğrencilere Yönelik Tanıtım Kampanyası Ödülü” kategorisinde yine İYTE’nin aldığı mansiyon ile devam etti.
ÖDÜLÜ KRALİÇEDEN ALDI
Bu ödüllerin en büyüğü ve en prestijlisi olan “Liderlik ve Yılın Yönetim Ekibi Ödülü” ise 29 Nisan’da Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’da düzenlenen törenle yine aynı üniversitenin; İYTE’nin oldu. Rektör Prof. Dr. Yusuf Baran, ödülü Malezya Kraliçesi Raja Zarith Sofhia’nın elinden aldı.
8 FİNALİSTİ ELEDİ
Her kategoride 8 finalistin yer aldığı ve Singapur, Güney Kore, Hindistan, Endonezya, Tayland gibi ülkelerin prestijli üniversitelerinin finalist olduğu THE Ödülleri’nde en büyük ödül böylece ülkemize ilk kez verilmiş oldu. THE Ödülleri, üniversiteleri performanslarını ve topluma sağladığı katkıları takdir ederek, motive etmek ve yüksek öğrenimdeki kaliteyi artırmak amacıyla veriliyor.
REKTÖR PROF. DR. YUSUF BARAN: AKADEMİSYEN VE ÖĞRENCİLERİMİZ SAYESİNDE ALDIK
BİZLER üniversite olarak multidisiplinler yaklaşımla ülkemizin her anlamda kalkınmasına ve gelişmesine, ulusal ve küresel olası problemlerinin öngörülerek engellenmesi ve çözülmesi yolunda çalışmalar yapıyoruz. İleri düzeydeki bu bilimsel çalışmalarla insanlığa anlamlı katkılar sunuyoruz. Bizim en büyük servetimiz olan öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi eğitim ve araştırma süreçlerinde her yönü ile destekliyoruz. Ödülü kazanma nedenlerimizin en başında, enstitümüzün ülkemizin ve bölgemizin bir inovasyon merkezine dönüşmesindeki vizyon netliğimiz olarak görüldü. Jüri üyeleri tarafından yapılan değerlendirmede, enstitümüze bu prestijli küresel ödülü getiren unsur şu şekilde ifade edildi: Strateji sadece kurumun değil, aynı zamanda bulunduğu bölgenin potansiyelinin anlaşılmasına dayanır. İYTE’nin çeşitli kaynakları ve ortakları harekete geçirme konusunda gösterdiği azim ve liderlik bu anlamda son derece etkileyici bulundu. Ödül almamızın bir başka nedeni olarak da şu unsura yer verildi: Liderlik ve yöneticiliğin İYTE’de mükemmel bir şekilde yürütülmesi, belirlenen stratejinin etkin bir şekilde uygulanıp, sonuçların kurum ve bölge için getiri sağlaması.
Uzmanlar evde, sokakta, hastanede, okulda kısacası yaşamın her alanında gittikçe artan şiddetin birçok nedeni olduğu görüşünde. Bu yaşta bir genç nasıl oluyor da bir caniye dönüşüyor? Silaha kolaylıkla nasıl ulaşıyor? Bu aşamaya gelinceye kadar ailesi bunu nasıl önleyemiyor? Bu soruların cevabı aranırken uzmanlar da şımartılan, her istediği yerine getirilen, hep arkası toplanan çocukların okul çağında yüzeye çıkan sıkıntılarını çözmede eğitimcilerin ailelerden yeterince destek göremediğini dile getiriyor.
EN ÇOK ERGENLİKTE
Uzun yıllar okullarda müfettişlik yapan, İstanbul Teftiş Kurulu Başkanlığı görevinde bulunan şimdi de şiddetle ilgili araştırmalar yapan İstanbul Kültür Üniversitesi Ceza Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Kriminoloji ve Şiddeti Önleme Bölüm Başkanı Doç. Dr. Münevver Mertoğlu ile bu durumu konuştum. Doç. Dr. Mertoğlu, “Yapılan araştırmalar, şiddet ve saldırganlık içeren davranışların en çok ergenlik döneminde görüldüğünü gösteriyor. Çocuk ve ergenlerde görülen şiddet davranışlarının aileden, gelişim özelliklerinden veya okuldan kaynaklanan pek çok nedeni olabilir. Ve bu nedenler muhtemelen anne karnından başlayıp ergenliğin bitimine kadar devam eden süreç boyunca oluşmuştur” diyor, tüm sorunların çözümünü öğretmen ve yöneticilerden beklemenin haksızlık olduğunu vurguluyor ve alınması gereken önlemleri madde madde sıralıyor.
BU EĞİTİMLER ALINMALI
Şiddet davranışlarının önlenmesinde, öğrencilere alan uzmanları tarafından amacına uygun olarak verilecek eğitimler, öfke ve şiddet içerikli davranışların önlenmesinde etkin bir rol oynar. Bu konuda alınması gereken eğitimler şunlar:
OKUL VE AİLE EL ELE VERMELİ
1-Evde de okulda da çocuklar için sevgi ve güven ortamı sağlanmalı
Uluslararası Bakalorya (IB), 50 yıldan fazla süredir sorgulayan, bilgili, kendine güvenen ve duyarlı gençler yetiştiren, uluslararası eğitim veren küresel bir organizasyon. 158 ülkede 5 bin 600’den fazla okulda sunulan 7 bin 700’den fazla IB programından Amerika kıtası, Uzakdoğu Asya, Afrika, Avrupa ve Ortadoğu’daki ülkelerde yaklaşık 1 milyon 500 bin öğrenci faydalanıyor. Gençlerin hayata mutlu ve başarılı insanlar olarak atılmaları için de 1968 yılından beri belirli hedefler doğrultusunda çalışmalarını sürdüren IB üyesi okullarda mayıs ayı sınav sorularının çalınması ortalığı karıştırdı.
AP SINAVLARI DA TEHLİKEDE Mİ
Soruların Afrika, Avrupa ve Ortadoğu bölgesinde bir internet platformunda ve sosyal medyada paylaşılmasının ardından, özellikle Amerika, Kanada ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerinin seçili üniversitelerine girişte etkili olan AP (Advanced Placement)ve SAT (Scholastic Aptitude Test) sorularının da aynı şekilde çalındığı iddiası uluslararası eğitim camiasında tartışma yarattı.
SINAVLAR DEVAM EDİYOR
Lise 11 ve 12’nci sınıfların girdiği mayıs ayındaki sınavlarda soruların çalınarak sosyal medya platformlarında paylaşılması üzerine IB’nın kararı merakla bekleniyor. Milyonlarca öğrenci bir yandan sınava girerken, merkezin soruları kimlerin, hangi bölgeden çaldığı konusunda açıklama yapacağı tahmin ediliyor.
IB KARARI BEKLENİYOR
IB Organizasyonu’nun açıklamasıyla, sınavların geçerli olup olmayacağı ve bu yılki kriterin ne olacağı konusu da netlik kazanacak. IB, soruların bir internet platformunda yayıldığını tespit etti.
İZMİR Amerikan Koleji öğrencisi Can Erol, Yale Üniversitesi’nden seneliği 100 bin dolar yani yaklaşık 3 milyon 250 bin lira tutarında tam burslu erken kabul aldı. Erol, Yale Üniversitesi’nde fizik ve bilgisayar bilimi ya da uygulamalı matematik ve bilgisayar bilimi üzerine çift ana dal yapmayı planlıyor. Can Erol’a Yale’den tam burslu erken kabul almasını sağlayan önemli etkenlerden biri de başvuru için yazmış olduğu ‘essay’ yani başvuru mektubu oldu. Erol, başvuru mektubunda bilime olan tutkusunu ve yaşam felsefesini annesi Sevcan Erol’un yaptığı pankeklerin formülünü yorumlayarak anlattı.
MAKALESİNDE ANLATTI
“Essay’imi pankekler hakkında yazdım. Pankekler yapımı kolay ve lezzetli atıştırmalıklar olmalarıyla en sevdiğim yiyeceklerden. Essay’imi yazarken pankekler üzerinden, aslında hayatta benim için önem taşıyan değerlerimi aktarmaya çalıştım. Küçüklüğüme ait bir anıdan yola çıkarak, pankek yaparken fark ettiklerimi, hayatta edindiğim dersleri ve benim için anlamlı bir hayatın tarifini vermeye çalıştığım bir yazı oldu.
SENELİĞİ 100 BİN DOLAR
Bursum sene başı yaklaşık 100 bin dolar değerine denk geliyor. Aldığım burs, okul ücreti ve konaklama maliyetlerini karşılamanın yanı sıra ulaşım ve ek harcamalar gibi ihtiyacım olabilecek başka birçok şeyi de kapsıyor. Üniversiteden mezun olduktan sonra ne yapmak istediğime yönelik farklı planlarım var, ancak bunlar üzerinde fikir yürütmek için çok erken olduğunu düşünüyorum. Çevresinde bulunduğum insanlarla kurduğum arkadaşlıklarımdan, öğrenme sürecinin keyfinden ve bir şeyleri keşfedip düşünmekten beslenen yapıma uygun şekilde bir yol haritası çizmeye çalışacağım; ancak bu yol yüksek ihtimalle son seneme kadar tam olarak belli olmayacak.”
FİZİK MERAKI MIT İLE ARTTI
Can Erol, erken kabul almasını sağlayan etkenlerden birinin de fizik alanına gösterdiği ilgi olabileceğini belirtiyor: “Dokuzuncu sınıftan beri fizikle ayrı bir merak ve tutkuyla ilgileniyorum. Birçok araştırma projesinde yer alma, makale yayınlama ve alanında üst düzey biliminsanlarıyla çalışma fırsatım oldu. Son olarak geçen yaz MIT’de düzenlenen, tüm dünyadan sadece 100 öğrencinin tamamen ücretsiz olarak katıldığı bir programa kabul almamın akabinde fizik araştırma serüvenim farklı bir boyut kazandı.”
Veliler için usta oyuncuların yer aldığı videolar ve kamu spotları yakında yayında olacak. Milli Eğitim Bakanlığı Yenilik ve Eğitim Teknolojileri Genel Müdürlüğü ve Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlanan “Velivizyon” projesinin amacı, velileri bilinçlendirip aile-okul işbirliğini güçlendirerek öğrencilerin ahlaki, sosyal ve akademik yönden bütünsel eğitimine katkı sağlamak.
27 VİDEO, 17 KAMU SPOTU
Proje için 12 ana başlık altında 8-10 dakikalık toplam 27 eğitici video ve 35-45 saniyelik 17 kamu spotu çekiliyor. Videolar, okul-aile-çocuk ilişkileri ile toplum yapısına yönelik gözlemlerden yola çıkılarak hazırlanıyor. Videolarda yine toplumundaki ortak sorunlar konu edinilerek, çocukların geleceği için ideal bir okul-aile-çocuk işbirliğinin önemi aktarılacak.
DUAYEN TİYATROCULAR
Velilere yönelik hazırlanan eğitici dramalar Zihni Göktay, Nevra Serezli, Gülen Karaman, Volkan Severcan, Didem İnselel, Ziya Kürküt, Zuhal Yalçın, Sefa Zengin, Ömer Vatanartıran, Şebnem Özinal, Cansu Özyosun, Selen Severcan, Gülçin Gülrek, Umut Temizaş, Ümit İlban, Yağmur Çokgenç, Nejat Yıldız gibi usta oyuncular tarafından canlandırılıyor.
PSİKOTERAPİST Prof. Dr. Aslı Bugay Sökmez, ailelerin çocuklarını büyütürken sergiledikleri davranışların, onların gelecekteki kimliklerini oluşturmada önemli rolü olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Sökmez, çocuk yetiştirirken işgalci değil ilgili ebeveyn olmak gerektiğini belirterek, “Çocuğunuzu iyi yetiştirmek amacıyla onu daha fazla kontrol etmek isteyebilirsiniz. Ama eğer ölçü kaçarsa çocuğunuzu işgal etmiş olabilirsiniz? İşgal edilmiş, sessiz, tüm kurallarınıza korku ve kaygı nedeniyle sorguyuz sualsiz uyan çocuk, küçük yaşlarda hayatınızı kolaylaştırabilir ama kendi kimliği gelişmeden büyüyen bu çocuklar ileride terapi odalarının en sık gördüğümüz misafirleri oluyor” diyor.
Prof. Dr. Aslı Bugay Sökmez
AŞIRI KONTROLCÜ VE BASKICI
Prof. Dr. Sökmez, işgalci ebeveyni şöyle tanımlıyor: “İşgalci ebeveyn, çocuğun sınırlarını aşan, kontrolcü, baskıcı ve manipülatif davranan bir ebeveyn tipini ifade eder. İşgalci ebeveyn, aşırı kısıtlayıcı davranışlar, çocuğun duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelme, kişisel sınırlarına saygı göstermeme ve bağımsızlığını engelleme gibi davranışlar sergileyebilir. Bu sınıfa giren ebeveynler, çocukların düşünme ve karar verme becerilerini pek fazla önemsemezler. Bu tür ebeveynlik tarzı çocukta güvensizlik, özsaygı eksikliği ve duygusal sorunlar gibi olumsuz sonuçlara yol açabilir. Çünkü işgalci ebeveynlerin eleştirel ve sürekli olarak yetersizlik hissi uyandıran tutumları, çocuğun kendi değerini sorgulamasına neden olur. Ayrıca, bu çocuklar başkalarının onayına aşırı derecede ihtiyaç duyup kendi kararlarını almakta zorlanırlar. Böyle büyüyen çocuklar, ileride sınır koyma ve hayır demekte çok sorun yaşarlar. Ayrıca, iletişim becerileri ve duygusal zekâları genellikle zayıf kalır. Sonuç olarak bu durum genelde uzun süreçte çocukların akademik başarısını olumsuz etkileyebilir. Sürekli bir baskı altında hissetmek, çocukların öğrenme süreçlerini engelleyebilir ve motivasyonlarını azaltabilir. Notları yüksek olsa dahi öğrenmekten keyif almayı bilmeyen çocuklar olarak büyürler.”
İLGİLİ ANNE-BABA NASIL OLUNUR
Sağlıklı ebeveyn yaklaşımı çocukların duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini desteklerken, becerilerini geliştirmeye odaklanır. İşte destekleyici ebeveynlerin yaygın olarak sergilediği beş davranış:
1-
Nüket Aşkın, 35 yıl önce Hürriyet gazetesinde mesleğe birlikte başladığım dostlarımdan. O zaman Büyükyıldırım’dı şimdi Aşkın oldu. O zaman gazeteciydi, şimdi araştırmacı yazar. İsim ve kulvar değişikliği dışında ne kişiliğinde ne enerjisinde en küçük bir değişiklik oldu. Gazetecilikte olduğu kadar bürokraside de önemli yerlere geldi. Ama tevazusundan, çalışma azminden, en önemlisi dürüstlüğünden hiç ödün vermedi. Şimdi büyük bir cesaretle çok önemli bir tarihi araştırmaya imza attı. Atatürk’ün kız kardeşi Makbule Atadan’ın hayatını, “Sırlarıyla Atatürk’ün Kız Kardeşi Makbule Hanım” ismiyle ilk kez kitap haline getiren yazar oldu. Böylece bugüne kadar yalnız birkaç makale ve köşe yazısına konu olan Makbule Hanım ile ilgili sis perdesini de tamamen kaldırdı. Nüket Aşkın, 165 kaynak ve belge ile Makbule Atadan’ı anlattı. Bu hafta kitapçılarda olacak bu özel kitabın yazarını sizlerle buluşturmak istedim:
KADERİNDE UNUTULMAK VAR
* Makbule Hanım hakkında yazılan ilk kitaba imzanı attın. Neden böyle bir çalışma yapmayı tercih ettin?
Makbule Hanım ile ilgili hiçbir şey bilmediğimi fark edeli 15 sene oluyor. Atatürk’ün sevdiği kadınların gündem olduğu bir dönem vardı hatırlarsın. O zamanlar ‘İyi ama Atatürk’ün bir de kız kardeşi vardı. Kimdi, nasıl bir hayatı vardı?’ soruları sıkça aklıma takılıyordu. Önce kendi merakımı gidermek için başladım araştırmaya ama kimsenin bilmediği bambaşka bilgilere ulaştıkça araştırmayı giderek derinleştirdim.
Neden denkliğe ihtiyaç duydunuz?
Yurtdışı yükseköğretim kurumlarından alınan diplomaların, ilgili eğitim düzeyindeki program kazanımları ve kazandırdığı yetkinlikler bakımından ülkemizdeki yükseköğretim kurumları tarafından verilen diplomalara eşdeğer olup olmadığını belirlemek için denkliğe ihtiyaç duyuluyor. Amaç, yurtdışındaki bir yükseköğretim kurumunun herhangi bir programından mezun olan kişi ile ülkemizdeki ilgili programdan mezun olan kişinin aynı kazanım ve yetkinliklere sahip olup olmadığını tespit etmek. Böylece yurtdışındaki bir yükseköğretim kurumundan alınan diplomanın Türk yükseköğretim sisteminde aynı alan ve düzeyde verilen diplomalara eşdeğer olup olmadığı tespit ediliyor.
YÖK Başkanı Erol Özvar
Zamanlama doğru mu? Yani gelecek yıldan itibaren geçerli olsaydı öğrenciler için daha iyi olmaz mıydı?
Düzenlemelerde esas olan herhangi bir mağduriyetin olup olmamasıdır. Biz de yaptığımız bu düzenlemede herhangi bir mağduriyetin oluşmaması için gerekli hassasiyeti gösterdik. Nitekim yapılan değişiklik dolayısıyla mağduriyet oluşmaması için geçiş hükümleri konuldu. Geçiş hükümlerinde, yapılan değişikliklerin, halen yurtdışındaki bir yüksek öğretim kurumunda kayıtlı veya mezun olmuş adaylara uygulanmayacağı, bundan sonra kayıt yaptıracak adaylara uygulanacağı açıkça ifade edildi. Ayrıca, bu yıl yükseköğrenimine yurtdışında devam etmek istediği için YKS’ye başvuru yapmamış adaylar için ÖSYM tarafından ek başvuru hakkı tanınmış olup muhtemel mağduriyetlerin önüne geçildi. Ayrıca yönetmeliğin uygulanmasında ortaya çıkabilecek tereddütleri gidermek için uygulama usul ve esasları da belirledik.
İLK 400’DE YKS ŞARTI YOK
Hangi okullara denklik veriliyor?