Nuran Çakmakçı

TEVİTÖL ‘Üstün’leri bekliyor

3 Şubat 2024
34 yıl önce IQ’su yüksek çocuklar için ‘eğitim köyü’ olarak temelleri atılan ‘Üstünler Okulu’ TEVİTÖL, bugüne kadar 960 mezun verdi. Mezunları Harvard, Yale gibi dünyaca üniversitelerden burs alan okul, üstün zekâlı yeni öğrencileri bekliyor. Okulu ziyaret edip yöneticilerle hem TEVİTÖL’ü hem de çocukları üstün yetenekli ailelere yönelik önerilerini konuştum.

Gebze’de Türkiye’nin yüz akı olan ve dünyaca tanınan çok önemli bir kurumumuz var. Kapısından gireni sıcak bir yuva gibi karşılayan ve ‘Üstünler Okulu’ olarak bilinen TEVİTÖL.Yani Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi.

Bu okulun temeli işadamı Sezai Türkeş ve eşi İnan Türkeş tarafından 1990 yılında atıldı. Maddi olanakları sınırlı ama üstün, özel yetenekli çocukların hiçbir ücret ödemeden eğitilmesine imkân sağlanması düşüncesiyle kurulan okul, 1993’te 30 öğrenciyle İnanç Lisesi adıyla açıldı. Ancak 1996’da maddi güçlükler başlayınca 1997’de ortaokul bölümü kapandı ama kurum lise olarak devam etti.

2000’de ilk mezunlarını veren okula kabul için öğrenciler önce bir sınava girdi, daha sonra IQ testinden geçtiler. Ardından gözlem kampına alınıp, burada da başarı gösterenlerin okula kaydı yapıldı.

HARVARD VE YALE’DEN BURS

Bir yıl sonra Türk Eğitim Vakfı’nın (TEV) desteğiyle okul eğitimine devam etti. TEV’e geçtikten sonra bazı öğrenciler tamamen burslu alınırken, büyük bölümü de kısmi burslu olarak kabul edildi. Şu anda 280 yatılı öğrencinin eğitim gördüğü okul bugüne kadar 960 mezun verdi. Bu mezunların birçoğu da Harvard, Yale, Columbia gibi önemli ve tanınmış üniversitelerden burs alarak adını dünyaya duyurdu. Geçtiğimiz hafta okulu ziyaret ettim. TEVİTÖL kurucu temsilcisi Mehmet Ali Neyzi, TEV Genel Müdürü Banu Taşkın ve okulun kuruluşunda büyük emeği olan, üstünler konusunda araştırmaları ile bilinen Prof. Dr. Füsun Akarsu ile bir araya geldik.

Yazının Devamını Oku

Genel Müdürden özel okullara ‘pagan’ uyarısı

1 Şubat 2024
Türkiye Özel Okullar Derneği’nin 22’inci Geleneksel Eğitim Sempozyumu, ‘Eğitime Bütünsel Yaklaşım ve Yapay Zeka’ başlığı altında Antalya’da başladı.

Sempozyumun açılışında konuşan MEB Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürü Fethullah Güner, özel okullara çağrıda bulunarak, pagan kültürü ile ilgili etkinliklere yer verilmemesini istedi. Güner, özetle şunları söyledi: “Çocuklarımızın etkiye çok açık oldukları bir dönemde, bir de sistematik olarak kendi elimizle kendi kimliğimizin dışında bir kültür emperyalizmine maruz tutulmamalarının önemini çok defa söyledik. Bununla ilgili yazılar da yazdık. Ama yazılar yetmiyor. Kendi okullarımızda çocuklarımızı kendi medeniyet çizgimizin dışına taşıma gibi bir zaafa düşersek o zaman Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün 1924 yılında yapmış olduğu çok değerli bir işlevi gündeme almak, hatırlatmak gerekir.

44 OKULU KAPATMIŞTI

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1924’te Türk kimliği ve ananeleriyle doğrudan tezat oluşturan, çocukları dış bağlantılarla adeta bir devşirme mekanizmasıyla sistemin dışına çeken, dış bağlantılı 44 okulu tek bir kararla kapatarak faaliyetine son verdi. Bakanlığımızın politikalarıyla ters düşen paydaşlarımız olursa, o zaman biz de devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yapmış olduğu bu değerli faaliyeti aklımızda tutmak durumunda kalacağız, kalmalıyız zaten.

KÜLTÜREL YOZLAŞMA

Kulüp çalışmalarını, bilim, sanat, edebiyat, spor alanlarındaki etkinlikleri destekliyoruz. Tarih ve kültürel kimliğimizle alakası olmayan, pagan kültürüne kadar uzanan belli bayramları ya da etkinlikleri ise okulların içerisinde bir faaliyet olarak görmek istemiyoruz. Bu konudaki duruşumuz net. Sizlerden bu konuda hassasiyet bekliyoruz.

DİN DERSİNDE MATEMATİK

Maalesef yapmış olduğumuz denetimlerde ya da bize ulaşan bilgilerde yer yer bizim çok değer verdiğimiz, tarihi ve kültürel olarak çok önemsediğimiz bir derste İngilizce işlendiğini, din kültürü dersinde matematik işlendiğini duyunca gereğini yapmamız gerekiyor. Bunu paydaşlar olarak da masaya yatırmalıyız.

1.5 MİLYON ÖĞRENCİ VAR

Yazının Devamını Oku

Üniversite diplomasına sertifika desteği: Her kurs bir kredi

27 Ocak 2024
Üniversite öğrencilerinin kampus dışı eğitimleri diplomalarına yansıyacak. Öğrencilerin güvenilir kaynaklardan aldıkları kurs, sempozyum ya da kongre gibi eğitim sertifikaları krediye dönüşebilecek. Detayları YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar Hürriyet’e anlattı.

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) üniversite öğrencilerini yakından ilgilendiren önemli bir mevzuat çalışması başlattı. Buna göre üniversitelilerin kampus dışında aldıkları eğitimleri diplomalarında, transkriptlerinde (bir öğrencinin mezun olduğunda ya da eğitim aldığında tüm ders notlarını gösteren belge) görülebilecek. Yükseköğretimde önemli bir yenilik olarak açıklanan bu çalışmaya göre, öğrenciler ya alanlarıyla ilgili ya da seçimlik dersleri kapsayan bir kurs, kongre, sempozyum, sertifika programı, seminer ya da herhangi bir eğitime katıldıklarında bunları ders kredilerine saydırabilecek. Yani katıldığı bir kurs, sempozyum ona not olarak yansıyacak, ders kredisini yükseltecek.

TEK ÖĞRENME YERİ AMFİ OLMAYACAK

Konunun ayrıntılarını, uygulamayı 2024-2025 akademik yılında pilot olarak başlatacaklarını söyleyen YÖK Başkanı Erol Özvar’a sordum: “Yükseköğretim Kurulu olarak üniversitelerimizin öğrencilerin farklı öğrenme kaynaklarından edindikleri deneyimleri tanımaları için gerektiği mevzuat alt yapısı oluşturuyoruz. Bu yönde uygulamalar geliştirmeleri ve bu öğrenme kaynaklarını arttırmalarını, çeşitlendirmelerini istiyoruz. Ancak bunu yaparken denetlenebilirlik, ölçülebilirlik, yeterlilik, şeffaflık ve yansızlık ilkelerine bağlı kalınmasını önemsiyoruz. Artık tek öğrenme kaynağı amfiler değil. Eğitim, sadece öğretim üyelerine bağlı olmayacak. Öğrenciler nerede neyi bulabiliyor, almak istiyorsa onu alacak. Tek önemli nokta eğitimin güvenilir kaynaktan alınması. Öğrenciler genelde bilgiyi bir kurumdan, formel kanaldan alıyor. Oysa artık yapay zekâ hayatımıza girdi, öğrenme kaynakları da çeşitlilik de arttı. Biz artık bu konuda büyük esneklik sağlıyoruz.

DEVLET ŞART DEĞİL STK’DAN DA OLABİLİR

Bu bilgileri öğrendiğini ispatladığı anda bunu bir kazanım olarak öğrenciye yansıtacağız. Online bir siber güvenlik dersi aldıysa, bunu ders olarak saydırabiliyor. Artık internette online kurs, dersler var, katılabileceği seminer, sempozyumlar bulunuyor. Ancak eğitimler sertifika sistemi altında olmalı. Yani ölçülebilir, denetlenebilir bir sisteme bağlı olmalı. Bu eğitimlerin sadece bir üniversitede, bir devlet kurumunda olması şart değil. Bir sivil toplum kuruluşundan, Google Akademi’den, Huawei Akademi’den alınabilir. Bu programlardan alınan sertifikalar birçok yerde mühendislik programlarının bile önüne geçmiş durumda. Uluslararası düzeyde tanınıyor. Dünya bu işlere yönelmişken, biz de bunları göz önünde tuttuk. Mevzuat çalışmaları yapılıyor, işin bürokratik taraflarını hallediyoruz.”

ÖLÇÜLEBİLİR VE GÜVENLİ SERTİFİKA

Yazının Devamını Oku

Notlar nasıl olursa olsun tatil zehir olmasın

20 Ocak 2024
Yaklaşık 20 milyon öğrenci ve 1 milyon 200 bin öğretmen dün ara tatile girdi. Karne öncesi özellikle düşük notu olan çocuklar gergin bir bekleyişteydi. Uzmanlara göre notlar hayattaki başarının değil akademik başarının göstergesi. Bu nedenle zayıf getiren çocuklarınıza kızmayın, olumlu ve destekleyici davranın. Zira 15 günlük ara tatil eksikleri tamamlamak için iyi bir fırsat olabilir.

ALTINBAŞ Üniversitesi Psikoloji Bölümü ve Psikolojik Araştırmalar Merkezi (APAM) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen ile karne döneminde her yıl yaşanan sorunları ve bu sorunlar karşısında ebeveynlerin nasıl tutum almaları gerektiğini konuştum. Prof. Dr. Özen’e göre karne hem çocuğun hem de ebeveynlerinin geri bildirim kaynağı. Çocuğun kendisine yönelik düşüncelerini geliştirmesinde ve kendi öz saygınlığında önemi büyük.

SİZ EBEVEYNSİNİZ ÖĞRETMEN DEĞİL

Prof. Dr. Özen, “Önemli olan, bu geribildirimin nasıl karşılanacağı, nasıl değerlendirileceği ve nasıl tepki verileceğidir. Çocukların karne sürecine sağlıklı yaklaşmalı, olumlu bir öğrenme ortamı oluşturmalı. En önemlisi de anne baba tarafından çocuk her koşulda desteklenmeli. Çocukların notlarını değerlendirecek olan okul ve öğretmenleridir. Siz ise onun ebeveynisiniz, öğretmeni değil” dedi ve ekledi: “Unutmayın çocuğunuzun karne notları sadece onun akademik başarısını gösterir hayat başarısını değil.”

10 ADIMDA KARNE SENDROMUYLA BAŞ ETME YOLLARI

Prof. Dr. Özen, ebeveynlere karne sendromuyla baş etmeleri için önerilerini 10 başlıkta sıraladı:

1. DESTEKLEYİCİ OLUN: Çocuğunuzun karne notları ne olursa olsun, ilk tepkinizin olumlu ve destekleyici olması önemli. Zayıf notları olsa da mutlaka başarılı olduğu dersleri vardır. Onu başarıları için tebrik, çabaları için de takdir edin.

2. AÇIK İLETİŞİM KURUN:

Yazının Devamını Oku

İlk müzik ilkokulu açılıyor: Yeni harikâ çocuklar yetişecek

13 Ocak 2024
Milli Eğitim Bakanlığı, yetenekleri küçük yaşta keşfedip yetiştirmek için ‘müzik ilkokulu’ açıyor. İlk adımı bu hafta Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ile imzalanan bir protokolle atılan okula her yıl 48 öğrenci alınacak.

Önümüzdeki eylül ayında Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Yerleşkesi’nde bir güzel sanatlar ilkokulu ve ortaokulu açılacak.

Okula her yıl iki sınıfa 24’er olmak üzere 48 öğrenci alınacak. Türkiye’nin her yerinde bu alanda yetenekli öğrenciler keşfedilerek yatılı okumaları sağlanacak. Taramalar mayıs-haziran aylarında başlayacak. Müzik alanında ilk defa devlet güzel sanatlar ilkokulu ve ortaokulu olarak açılacak bu kurumlarda diğer ilköğretim okullarındaki müfredat ile birlikte müzik alanında da eğitim verilerek Türk Müziği’nde nitelikli insan kaynağının arttırılması hedefleniyor.

GELECEĞİN VİRTÜÖZLERİ

Türkiye’de sanat alanında atılan bu önemli adımla ilgili ayrıntıları almak için Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Ömer Faruk Yelkenci ile görüştüm: “Sanat eğitimi yetenek gerektirir. Ama bu yeteneklerin önce erken yaşta keşfedilmesi sonra da eğitilmeye başlamaları gerekiyor. Müzik eğitimini öteden beri önemsiyoruz. Diğer eğitim kademelerinde bunu yaptık. Ancak, ilkokul kademesinde eksiklik vardı. Bu yüzden müzik ilkokulu açmak istedik. Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin kampüsündeki müzik temalı okulumuz ile böylece birinci sınıftan üniversiteye kadar bir entegrasyon sağlamış oluyoruz. Burası Türkiye’nin ilk resmi müzik ilkokulu olacak.

Müzik ortaokulları, güzel sanatlar liselerindeki müzik bölümlerinde var. Fakat müzik eğitimine 4-5 yaşlarından itibaren başlamak gerektiğini uzmanlar söylüyor.

BESTECİLER DE YETİŞECEK

Yazının Devamını Oku

Eğitim dünyasında 2023 böyle geçti

30 Aralık 2023
Yaşamımızdan bir yılı daha geride bırakıp yeni umutlarla yeni bir yılı karşılamaya hazırlanırken adettendir geçen yıl boyunca neler yaşadık şöyle bir hatırlayalım isteriz. Tabii konumuz eğitim olduğu için biz de gelin 2023 yılı boyunca eğitim dünyasında neler yaşandı ana başlıklarıyla bir göz atalım.

Öncelikle yılın en önemli olayı hepimizi büyük üzüntüye boğan, bazılarımızın büyük kayıplara uğradığı 6 Şubat’taki depremlerdi. Bu felaketin eğitim dünyasına da çok önemli etkileri oldu. Bir diğer önemli olay da yaşanan bakan değişikliğiydi. Önümüzdeki yıl ise müfredatta yapılacak önemli değişiklikler gündemde. İşte 2023’te iz bırakan olaylar:

MİLLİ EĞİTİM BAKANI DEĞİŞTİ

28 Mayıs’ta yapılan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçiminin ardından 3 Haziran’da yeni kabine açıklandı. Milli Eğitim Bakanlığı görevine Mahmut Özer’in yerine 2013-2018 tarihleri arasında son MEB Müsteşarı olarak görev yapmış, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Tekin getirildi. Milli Eğitim Bakanlığı görevini Mahmut Özer’den devralan Yusuf Tekin, “Gece gündüz demeden, 7-24 bütün gücümüzle bu mücadeleyi yürüteceğimizi taahhüt ediyorum. 2018’den beri görev yapan arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” dedi. Ardından bakanlıkta birçok görev değişikliği yapıldı.

SINIFTA KALMA GERİ GELDİ

Yusuf Tekin’in göreve başlamasından sonra Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği değişti, liselerde sınıf tekrarı geri geldi. Öğrencilerin en az 50 not ortalaması ile en fazla 3 dersten sorumlu olarak bir üst sınıfa geçebilecekleri, alt sınıf dahil 6 dersten başarısız olanların ise sınıf tekrarı yapacakları açıklandı. Alınan kararda, nakil veya geçişler sebebiyle ortaya çıkan sorumlu derslerin, bu sayıya dahil edilmeyeceği de belirtildi. Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik Resmi Gazete’de eylül ayında yayımlandı.

Yazının Devamını Oku

Hayır nedir bilmeyen ‘prens ve prensesler’

23 Aralık 2023
Birçok sınıf öğretmenine göre pandemi sonrası çocukların çoğunun özgüveni eksik ama aynı zamanda kibirliler. Çantalarını toplayamıyor, montlarını giyemiyor, hatta kaşıklarını bile tutmakta zorlanıyorlar. Sanki hâlâ bebekliklerini yaşıyorlar. Çünkü pandemi süresince her istedikleri yapılmış, “hayır”ı bilmeyen paşa, prenses ve prensler haline gelmişler. Evet tablo iç açıcı görünmüyor ama çözümsüz de değil. İşte yeni nesil prens ve prenseslerle baş etme yolları...

Uzun süredir hangi öğretmen ile konuşsam aynı şeyi söylüyor. İster sınıf öğretmeni ister branş öğretmeni olsun, eğitimciler özellikle pandemi sonrası çocuklarda uyum ve davranış sorunları olduğunda hemfikir. Özellikle sınıf öğretmenleri bugüne kadar karşılaştıkları öğrencilerden farklı bir nesil görmekten şikâyetçi. Öğretmenlere göre yeni nesil bir konuya odaklanamıyor. İçlerinde dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite özellikleri taşıyan çocuk sayısı eskiye göre daha fazla. Uzun süreli ekrana maruz kaldıklarından olsa gerek okuma becerileri zayıf. Algılarında sorun var. Okuma yazmayı daha geç öğreniyorlar. Sosyal becerileri çok zayıf. Arkadaşlık ilişkisi kurmakta bile zorlanıyorlar. Grup çalışması yapamıyorlar.

HÂLÂ BEBEK GİBİLER

Çantalarını toplayamıyor, montlarını giyemiyor, hatta kaşıklarını bile tutmakta zorlanıyorlar. Sanki hâlâ bebekliklerini yaşıyorlar. Anne-babaya aşırı bağımlılar. Sürekli yönlendirme bekliyorlar. Şiddet ve kavga içerikli oyunlar oynuyor, sosyal medya fenomenlerini taklit ediyorlar. Anneler daha ilgisiz. Birinci sınıfta bile saçı röfleli, küpeli, geçici dövmeli çocuklar var. Evde hazırlanan yemeklerin yerine artık beslenme çantalarında hazır paketli gıda ürünleri var, kötü besleniyor, çabuk hastalanıyorlar.

EZİK AMA KİBİRLİ

Yeni neslin, öğretmenlerin gözlemlerine dayalı yeni özelliklerini sıralarken benim bile ruhum daraldı. Bugünün anne babalarının halini düşünemiyorum. Ama daha bitmedi, öğretmen gözlemlerine dayalı listemiz devam ediyor: Pandemi dönemi sonrası çocukların çoğunun özgüveni eksik, bazıları da özgüveni yerli yerinde olsun diye ebeveynleri tarafından aşırı motive edildiğinden oldukça saygısız. Çünkü her istedikleri yapılmış, “hayır”ı bilmeyen paşa, prenses ve prensler haline gelmişler. Kısacası pandemi sonrası aileye bağımlı, kibirli ama ezik, özgüvensiz ama saygısız, kendi işini yapamayan, saldırgan, yönergeleri anlamayan bir nesille karşı karşıyayız. Evet tablo pek iç açıcı değil ama yukarıda sıralanan problemlerin hiçbiri de çözümsüz değil.


Yazının Devamını Oku

Enkazdan mucize çıkaran üniversite

16 Aralık 2023
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi akademisyenleri, büyük felakete rağmen 3 patent aldı, nitelikli bilimsel dergilerde tam 143 yayın yaptı. Hatay’a giderek akademisyenleri gösterdikleri bilimsel çaba için kutlayan YÖK Başkanı Erol Özvar, “Hocalarımız mazeret üretmedi, bilim üretti. Acıyı bal eylemişler” dedi.

Geçen kış 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden en çok etkilen illerden biri de Hatay’dı. Şehir adeta yerle bir oldu. Buradaki Mustafa Kemal Üniversitesi de depremde 38’i akademisyen olmak üzere 97 personelini ve 275 öğrencisini kaybetti. Kampüsü oluşturan binalardan pek çoğu yıkıldı veya ağır hasar aldı.

Deprem sonrası 277 personel çeşitli nedenlerle üniversiteden ayrıldı. Ancak Mustafa Kemal Üniversitesi’nin bugün her şeye rağmen görevinin başında olan akademisyenleri yüzyılın felaketine rağmen bilimsel üretkenliği sürdürerek mucizeler yarattı. Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nin öğretim elemanları 2023 yılı içerisinde Web of Science’da Q1 sınıfında yer alan dergilerde 54, Q2 sınıfında yer alan dergilerde 89 yayın yaptı, ulusal ve uluslararası 45 proje hazırladı ve 3 de patent aldı.

YÖK BAŞKANI’NDAN ZİYARET

Geçtiğimiz günlerde Yürütme Kurulu’ndan bir ekiple Hatay’a giderek buradaki akademisyenleri gösterdikleri bilimsel çaba için kutlayan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, “Hocalarımızın üniversitelerini terk etmeden, başka yerlere göç etmeden üniversitelerine sahip çıkmaları, eğitim ve öğretim konusunda ısrar etmeleri, bilimsel çalışmalarını yapmak için gayret sarf etmeleri bu ülkenin canlılığının, hayatiyetinin temel göstergesidir” dedi ve şunları söyledi:

HOCALAR ACIYI BAL EYLEMİŞ

“Acıyı bal eylemiş hocalarımız. Sorunlara yönelik daha fazla araştırma yapmak, laboratuvarda deneyler yapmak, kısacası bilimsel etkinliklere daha fazla odaklanmak kendilerini psikolojik olarak güçlü hissetmelerini sağlamış. Acılarını, fakültelerinde, laboratuvarlarında, kliniklerinde çalışarak yenmişler, üstelik bunları bilimsel ürünlere tahvil etmişler. Depremde kaybettiğimiz üniversitemizin Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemil Serhat Akın’ın yarım kalan çalışmasını arkadaşları tamamladı. Hocamız vefat etti ama araştırması değerli akademisyenlerimizin çabalarıyla sonuçlandırıldı. İlgili çalışma etki değeri yüksek bir dergiden geçtiğimiz hafta kabul de aldı.

Yazının Devamını Oku